Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 17 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Nişabur çarşılarında dükkanların sergileri ilk kez o yıl yazlık giysilerle değiştirilmemişti, kalın kumaşların yerini her ilkyazda olduğu gibi rengarenk boyanmış ince, ipek kumaşlar almamıştı. Çarşılardaki alışılmış tarçın, kuru biber, zencefil, karanfil, nane ve zerdeçal gibi onlarca baharatın birbirine karışarak oluşturduğu kokunun yerine geçen ölüm korkusunun bedenlerdeki her hücreye sinen dehşetinin etkileri karşı karşı konulmaz biçimde artarak dayanma sınırlarını epeyce zorlamıştı. Nişabur'da herkes öl
Söylenmedik Söz Kalmasın Diye Cinsellik elbette önemli bir olgu. Bunu kimse yadsıyamaz. Ama olayı aşk bağlamında düşününce, müthiş yanılgılar ve bu yanılgıların sürüklediği kaçınılmaz bir çürüme söz konusu oluyor işte. Benim tavrım bunadır. Tagorenin bir sözü herkesin kulağına küpe olmalıdır. Diyor ki bilge: Aşksız cinsellik, fuhuşların anasıdır. Evlenmeden de, evli olarak da bu böyledir. Sevmediği bir erkeğe o adamın karısı olduğu için bir ödevi yerine getiriyormuşçasına kendini veren kadın, benliğini aşağ
Demire su katıldı, çelik oldu. Ne yüreğim değişti, ne algılarım. İnandım; mizansenlerle gelirmiş dünyalı aşklar. Ne başrole soyunurum, ne figüran kalırım. Benlik savaşlarıyla kotarılmış sahte utkular. Kimseyle kavgam yok; savaş ilan edenlerle uğraşmam. Yeni bir yenilgiye sürüklemek içinse çabalar, gülümser geçerim. Yıkılmam artık. Bilirim, yaşam insana verilmiş bir armağandır. Başım, gözüm üstüne.
Tükendi
Tristan ve Iseut, Batı kaynaklı en önemli aşk söylencesidir. Bu söylencenin önemini arttıran bir başka etkense, yasak aşkın ana izlek olmasıdır. Tarih boyunca sayısız yasak aşk yaşanmıştır. Kimi zaman ailelerin ilişkiye tavır almaları, kimi zamansa salt toplumsal değer yargıları nedeniyle sevgililer, en güçlü oldukları noktada beklenmedik yenilgiler almışlardır. Bu aşklar, yaşamın rastlantıları ve asıl önemlisi zamanı yanlış ayarlaması sonucu toplumca lanetlenen ilişkilerden sayılmıştır. Aşkın çağrısıyla
Tükendi
Vapurdan iniyorum. Evlerine çok yakın bir yerdeyim. Yürüyorum. Sokak lambaları, karanlık ağaçların hışırtısı ve uğultu. Ona yaklaşıyorum. Hayali, gözlerimde belli belirsiz. Bütün evlerde o var. Binlerce kişiye çoğalmış sanki beni çağırıyor. Yürüyorum. Evlerine iyice yaklaşıyorum. Titriyorum. Penceresi. Perde. Ve sızan sarı ışık. Bir tapınağa bakar gibi saygıyla bakıyorum. Bu evde bir sözüyle bana yeniden yaşama sevinci verecek Bir varlığın bulunduğunu bilecek kadar duyumsuyorum yaşamı. O var. Çıldıracak gib
Tükendi
Hayallerimi Sende Unuttum Yasak bir hayalden mi hükümlüyüm? Hayaller yasaklanabilir mi? Bir köle bile yaşamı algıladığı boyutta hayal kurarken özgür değil midir? İnanamıyorum. Hiçbir düşünce gücünün onaylatamayacağı bu müthiş trajediyi hak etmediğimi bilecek kadar kendimdeyim. Adına umut dediğimiz aldanışlardan birinin daha yaşamın kıyısına vurmasıdır bu. Sayısız husum fırtınasından sonra artık denizde tutunamayan bir gül yaprağının kumsaldaki görüntüsüdür. Akşam vaktidir. Martılar çoktan susmuştur. Yal
Tükendi
Aşkta sevenlerin yapabilecekleri en önemli yanlış, anıları kirletmektir. O anılar ki, bir şarkının ezgileriyle gözlerimize güneşin batışındaki kızıllık gibi çöker. Hiç beklemediğimiz zamanlarda ağır bir tokadın etkisiyle sarsılmış gibi bizi bulunduğumuz yerde binlerce kişiye çoğaltıp sonra da yapayalnız bırakır. Gözlerimizi sabit bir noktaya zıpkın gibi sapladığımızda, hayallerin ağırlığıyla bilinmez zamanlar üzre susar kalırız. Ne kadar cıvıtsa da, aşklar anılarıyla vardır. Ancak o zaman sonsuzluğa kavraya
Tükendi
Aşk Üçlemesinin ilk romanı. Henüz lise yıllarındaki Hazanla kütüphanede çalışan Tufanın karşılıksız aşkı. Çok sıkı bir dostlukla gelişen ilişkide Hazanın aşk adına verdiği umudu geri almasıyla yaşanan yürek burkulmaları. Romanda, Tufanın yaşantısında bir dönem önemli bir yer edinen Zühreye serzenişleri, romana ayrı bir tat veriyor; örgülü saçlı kız ve simli hırkasını hiç çıkartmayan sarışın, maviş çocuk imgeleri, romana oldukça özel bir derinlik katıyor.
Tükendi
Yüzyıllardır insanlığı etkileyen aşk ilişkilerindeki yanılgılara karşı ortaya konabilecek nesnel doğruları ne kadar biliyor olabilirsiniz?" Kenan Kalecikli'nin yazdığı 'Aşkın Ömrü Yüreğiniz Kadardır' bu sorunun etrafında şekilleniyor. Aşkların neden çoğunlukla mutlu sonla bitmediğini, paylaşımcı kültürlerin nasıl yağmalayıcı hayatlara dönüştüğünü anlatan kitap, ilişkilerde karşılaşılan genel sorunlara işe yarar çözümler getirmeyi amaçlıyor. Bireyciliğe ve insani yozlaşmaya karşı çıkan Kalecikli, somutun göz
Tükendi
Kitap, Atatürkün hayatını fotoğraflarla anlatıyor ve Onun dehasını yalın bir dille ortaya koyuyor. Sert kapağı ve fotoğrafları ile kitaplıklarda uzun süre saklanacak bir başucu kitabı.
Kitap, altı denemeden oluşuyor. İlk beş denemede, yaşamdan birebir aktarılan olaylar sorgulanıyor: Köy öğretmenine âşık olup aklını kaçıran bir genç kız; uzaktaki sevgilisine kavuşmak için çırpınıp duran, elde edince de duygularından emin olmadığını anlayan üniversite öğrencisi; henüz üç aylıkken bir mezarlığa terk edilen, genç kız olunca içindeki sevgi boşluğunu çok yanlış bir kişide gidermeye çalışan bir genç kız; sevdiğini söylediği kızı vurarak basında aşk cinayeti olarak lanse edilen, gerçekte nefret c
Tükendi
Atatürk?ün bu eşsiz eseri, çocuklarımızın, tarihi, Atatürk?ün bizzat kendisinden ve zevkle okumalarını sağlamak amacıyla ilköğretim seviyesinde derlenmiş ve renkli resimlerle zenginleştirilmiştir.
Zaman yine geceye, yokluğunun en ağır vurduğu saatlere doğru ilerliyor. Hayalin olanca netliğiyle sahnedeki yerini alıyor. Her zamanki gibi çok güzelsin. Başkalaşıyorum. Teslim oluyorumsana bir kez daha. Seçeneğim yok aslında; ama olsaydı, böyle bir kaçışı bir an için düşünmeyi bile sana ihanet sayardım. Seninleyim yine, sen oldum. Başkalaştıkça aslıma döndüm... Sana döndüm, kendim oldum. Yokluğun en ileri boyutuyla tenime iyice sokuluyor, böyle bir yangında varlığını olanca güzelliğiyle duyumsuyorum. Her
Tükendi
Venüs seni bilseydi, karalar bağlayıp yüzünü gizlerdi. Binlerce aşığı dile gelip yalvarsaydı, yine de kimselere görünmezdi. Dolunay, yüzünün suya yansımasının acemi bir suretidir sevdiğim. Çiçekler, teninden yayılan kokunun kimyasını çözebilmek için doğanın umutsuzca deneme yanılmasıdır. Sesin, büyüsüyle beni bilmediğim uzaklara götüren senfonidir; sözlerin, ilâhî bir serzeniş. Bu güzelliğinle sürekli yanımdasın. Sen gelmeyince ben kaç kez gidiyorum senden, her defasında geri dönsem de... Ama hayalin terke
Tükendi
Her aşkta cinselik vardır, ama her cinsellik aşk değildir. Başka bir söylemle cinsellik, aşkın amacı değil, sonucudur. Ama bu sonuç mutlaka yaşanması, elde edilmesi gereken bir sonuç da değildir. Sözgelimi, sevgililerden biri zorunlu bir nedenle eşine uzak düştüyse, geride kalan sevgili onu bekleyecektir. Duygusal aldatma başka, bedensel aldatma başka. Bu ikincisi bir kaçamaktır en çok, ben kendi doğamı yaşarım, dediği anda iflastadır. Seven, asla başkasıyla birlikte olamaz. Benliğine yenilirse, bunun anla
Tükendi
Tuzaklarla dolu sarp bir arazide ilerlerken yüreğinden başka silah tanımayan korkusuz gerillalardık aşkın ülkesinde. Sevgiliyi inciten kim varsa kartal gibi süzülürdük bulunduğu her yere. Bizi uzak menzillerde yaralayan, yakınlıklarımızdı yine de. Beklenmedik zamanlarda en duyarlı yerimizden vurulup düşerken, gözlerimizi kısarak bakardık geride kalan ne varsa. Mertlik, bizim şanımızdı; yapaylığın hiçbir türünü tanımazdık. Gün oldu, kalleş bir pusuda delik-deşik edilirken bile içimizdeki sevgiliyi yaşatmak i
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 17 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1