Âdem ki fezâ-yı âleme basdı kadem/ Endûh ü belâya evvel oldı hem-dem/ Mahsûsdur âdeme belâ-yı âlem/ Âlemde belâ çekmeyen olmaz âdem" Fuzûlî Aşk ruhumuza baharı getiren, dört bir yanımıza çiçek açtıran, gülün dikenini sevdiğimiz gibi acıları bize sevdiren bir olgu mudur sadece? Yoksa bakmaya kıyamadıklarımıza karşı besleyeceğimiz büyük bir nefretin yaratıcısı mıdır? Göz döndürüp, ölümü besler mi? Şeytanın avukatlığını yapabilir mi? Veyahut aşk, bir katil yaratabilir mi? Kötü bir sabaha uyanmıştı Komiser Sami

"Benim sevdiğim gibi sevebilselerdi beni... Bir ‘hoşça kal' diyebilseydim keşke..." Ya av olup yok olacaktı ya da avcı olup ölümsüzleşecekti Kemal. Ya öldürecekti kendini ya da korkularının üstüne gidecekti Fatma. İki farklı beden ve kesişen iki farklı hayat... Kemal, zekâsını keşfettiği gün hiçbir şey bir öncesi gibi olmayacaktı. Hesaplayamadığı olayların zincirine kapılan Kemal'e zekâsı nasıl bir son hazırlayacaktı? Hiç beklemediği zamanda kendini Kemal'in yanında bulan Fatma, onu gerçekten sevebilecek mi

Ben kimim, hangi maskenin sahibiyim?" Cellat olmak istiyordu Esrarengiz Adam... Ölüm hissini görmek istiyordu kurbanlarının gözlerinde. Yaşlı veya genç... Ölümle tanışmak, öldürme tutkusunu somutlamak en büyük arzusuydu... Doğru mu yanlış mı, emin değildi. Elleri terliyordu, vücuduna sızılı bir ısı yayılıyordu. Vazgeçmiyordu. Öldürmenin azabını nakşede nakşede ölümü arıyordu sayfasını çevirdiği kitapta... Esrarengiz adamın elinde bir kitap... Kitabın içinde insan âleminin gelmiş geçmiş en iri, en ürkütücü b

Konuş benimle... Gerçekten var mısın? Günahkâr bir kulum. Tanrım beni bağışlar mısın?" Aniden kararan gökyüzü, çakan şimşekler, devasa bir ışık huzmesi ve ilahi bir mektup... Hukuk öğrencisi Mary, kahvesini hazırlamak üzereyken ilahi bir davetin çağrısıyla irkildi. Okul arkadaşı Belinda Suzan'ın ölümünü aydınlatma görevi kendisine verilmişti. Bir seçim yapmalıydı. Ya hayatına hiçbir şey yokmuş gibi devam edecekti, ya da genç bir kızın intiharının peşine düşecekti... Mary'i selamlayan sır perdeleri açıklığa

Aşk sadece bir ten mi sıcaklığını hissedebileceğiniz yoksa bir dava mı uğrunda kavga edebileceğiniz? Aşka kurşun işler mi? Gerçekte aşk nedir ve insana neler yaptırabilir? Bir seri katil olabilir misiniz mesela ya da aşkın koruyucu meleği? Gözden çıkarabileceğiniz neleriniz var aşk uğruna? Aşkı bir satranç tahtasında strateji olarak görebilir miyiz? Günümüzde işlenen korkunç cinayetleri aşka mal edebilir miyiz? Maktullerin öldürülme şekilleri ve cinayet mahalline bırakılan beyitler Fuzûlî'yi işaret etse d

İnsan ırkının gelmiş geçmiş en iri ve ürkütücü bedenine sahip, sadece öldürmeyi arzulayan dilsiz bir cellât. Basit bir cümle ile anlatılamayacak kadar üstün zekâya sahip cesur bir asker, adil bir sultan ve gerçek bir kahraman; Yavuz Sultan Selim. Kutsal kitap gibi taşıdığı Cellâtı okuyarak insan öldürme cesareti bulmaya çalışan esrarengiz bir adam. Üzerinde yaşayan insanların olağanüstü bir zihinsel düzeye eriştiği, dünya teknolojisini yönlendiren bir Ada. Tarih ile geleceği bütünleştiren, gizemli kapıl

Hafıza ve kavrama gücüyle doğaya hükmeden zekâsı, kullanmaktan aciz olduğu bedeni ve sosyal yaşama uyum sağlama süreci ile bocalama yaşayan idealist bir Avcı. Korkunun kırıntılarını yüreğinden söküp atan, tüm olup bitenlere rağmen haksızlığa boyun eğmeyen, asi bir genç kız. Kendini milletinin geleceğine adamış heybetli bir Generalin suikast planları yapan ve gözü dönmüş casuslarla verdiği amansız savaşı. Allahın kendisine bahşettiği baş döndürücü gözlem gücüyle kendini sayıların cehenneminde bulan Avcı, b