vitrinlerinin hep uzağında kaldım derken ne demek istiyor Ali Rıza Gelirli? Bu bir serzeniş mi, yoksa filozofça bir durum saptaması mı? Sakın, düşüncenin kendisine değil de, yarattığı etkiye önem verenlere üstü kapalı bir eleştiri olmasın? Bence, şeylerin iç yüzünü araştırmaya kendinizi verirseniz, kaçınılmaz olarak "parlak sahne ışıklarından" uzak kalırsınız, tercih sizin demek istiyor.
Ali Rıza Gelirli, gönüllü olarak böyle bir "sürgünü", "çileli yolu" seçmiş düşünürlerimizden biri. Onu okurken, büyükçe
İnsan soyu kurmuş olduğu sistemle düzenli olarak doğayı yok ediyor, öldürüyor veya emrine alıyor ve gezegenin kendisinin yenilenmesine ya da onunla karşılıklı/eşit bir ilişkiye girmesine izin vermiyor. İnsan, tamamen teknolojik bir sistem için, her şeyin makineleşmesi ideali için doğayla krizi göze alabiliyor. Peki, bizler hizmetçi mekanizmalar veya teknolojinin sayborg uşaklarının daha fazlası olmak istiyor muyuz? Şayet istemiyorsak, o zaman onun üzerimizdeki tahakkümünün farkına varmamız ve özgür yaşam bi
Modernizmin iyice bayağılaştırılmış ve popülerleştirilmiş bir çağlar tanımı vardı, hepimize ortaokullarda öğretilen: İlk çağ, orta çağ, yeni çağ, yakın çağ. İlk çağla orta çağa aklım ererdi de, yeni çağla yakın çağ arasındaki farklı bir türlü anlayamazdım. Bugüne kadar da anlayabilmiş değilimdir.
O karmaşık ve belki öğretmenlerimizin bile tam izah edemediği çağlar tanımından bugün bana kalan, "çağ" denen şeyin insanlık tarihinde büyük bir değişimi ve yepyeni bir dönemi ifade ettiğidir. Elbette gerçek haya
bağırıyor güneş
eskisi kadar kocaman değil gölgem
kaçıyorum akreplerin saldırısından
yakışıklı olacağım bu gece
ilişki kuracağım
hiçlikler manzumesiyle
binlerce düş oyunu tüm kurgularım
hayallerim kum torbasına gizlenmiş
ser verdim sırrım tebdil kıyafet
kimseden medet umulmuyor
gönül sulandırmaya gelmiyor şu sıralar
dönüyor aklımın pervanesi
mecazi anlamlarla dans ediyorum durmadan
mesafeli bir seyirci gibi
üketimin medya ve popüler kültür aracılığıyla körüklenmesinin karşısında insanın özgürleşme bilinci yaşamsal bir değer olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelirli bütün bu değerlendirmeleri bir özgürleşme alanı olarak kentle ve yerel yönetimlerle ilişkili olarak da yapmaktadır. Ayrıcalıklı hiyerarşik yapının beslenmesi, mülkiyetçi temelde kentlerin inşa edilmesi yazara göre iktidarların kendi pazarlarını yaratmaktan başka bir anlam taşımamaktadır.
Gelirli'nin özgürleşmeyi iktidar, liberal demokrasi ve küreselleşm
İçinde yaşadığımız toplumun kültürel yapılanmasına baktığımızda kitlesellik, popülerlik, enformasyon ve tüketim gibi kavramlarda odaklanan popüler/ kitle kültürünün asıl işlevinin çeşitli manipülasyonlarla tahakküm yaratmak olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Popüler/ kitle kültürü egemen ideolojinin olduğu kadar ekonomik iktidarın; tüketim ideolojisinin temel amaçlarına hizmet eder. Kültür sektörünün sürekli olarak ticarileşmesi ve yeni iletişim teknolojisinde de buna paralel gelişmelerin görülmesi; insanl
Maddenin bir biçimdeki örgütlenişi, insan olma şansını/koşulunu/şartını ortaya çıkarabilmek, onu güven altına alabilmek için, belki de milyonlarca kez yeni başlangıçlar yapmak zorunda kaldı. Çoğu başarısızlığa uğradı, pek azı var oluşun bu yeni ve daha yüksek basamağına ulaştı. İnsan gerçi, belki de bir milyon yıldan beri bu gezegende var ola geldi. Ama bu zamanın büyük kısmında insandan öte hayvandı. Onun kültür tarihi, kültür ile barbarlık, sevgi ve şiddet, kardeşlik ve kölelik arasında tüyler ürpertici i
Toplam 7 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.