Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 11 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bir aşka dair en kalıcı şey nedir? Hele bir yangından artakalan küller gibi dağılan aşkların yaşandığı teknoloji çağında...Bir aşkı bize olduğu gibi anlatan, onun nelere kadir olabileceğini bütün çıplaklığıyla gösteren şey nedir? Sözler mi, hediyeler mi, davranışlar mı, asla akıldan çıkmayan hatıralar mı?İşte bir aşkı, o aşkın tarafları tarih denilen sahneden çekilip gitmiş olsa da bize bütün çıplaklığıyla anlatan her ne ise onun peşine düşen Sıla Gençoğlu ve Ali Murat İrat, bu sorunun yanıtını mektuplarda
Tükendi
Derler ki, başlangıçta insanların dört eli, dört ayağı ve tek bir baş üzerinde zıt yönlere bakan iki yüzü varmış. Bu iki yüz, insanlara eşi benzeri görülmemiş bir kibir veriyormuş. Olimpos’un kudretli tanrısı Zeus, insanların bu kibrini dindirmek için onları tam ortalarından ikiye ayırmış. İnsanın kibri dinmiş dinmesine; ama bu sefer de kendisinden koparılıp alınan diğer yarısını özlemeye, hayatı boyunca onu arayıp tekrar bir olmak için uğraşmaya başlamış. Bu hale aşk denilmiş. Zeus’un insanları ayırıp onla
Tükendi
Mezarlığa yaklaştıkça sesler çoğalmaya başladı kulaklarında. Önce bitmek bilmeyen bir çığlık duydu uzun uzadıya. İlk mezardan duyuyordu bu sesi. Sonra bir ağlama sesi duydu. Ufak bir çocuktan geliyordu bu ses. Sonra bir çocuğun yalvarması ve bir yardım isteğini ayırt etti aralarından ihtiyar Sor'un kulakları. Babası "Ölüler her zaman konuşur, yeter ki onları duyabilecek kulakları bulsunlar." derdi. "Ölüler her zaman her yerde konuşur. Kimi insan duyduğu seslerin onlardan geldiğini bilmez, anlamaz. Zanneder
Tükendi
''Zaman bizi 'bir söğüdün dalını eğer gibi eğiyor' ise, bu varoluşsal süreçte Ali Murat İrat'ın kendisine ve dünyaya sorduğu sorular var: Kendini gerçekleştirme sorunsalıdır bu. Yaratıcı yalnızlığın dünya denen odasından pencerelere yapılan yolculuk, 'camı değil, camın ötesini' görebilmeye bir çağrı da denebilir buna.'' - Ahmet Telli ??Bazı insanlar çok kereler ölür gün içinde' diyor. Çivi çakar gibi yazıyor. Çiviyi alıp duvara çakar gibi." Elif Çongur ?... Kendimizi fazlasıyla kandırdığımız bir kavramın
Tükendi
Ali Murat İrat, Birgün'ün çok "paylaşılan" köşe yazarlarından... Aşk Bütün Yalnızlıkların Anasıdır kitabıyla devrime, aşka ve ölüme sesleniyor, birçoğumuzun iç hesaplaşmalarını felsefi aforizmalarla paylaşıyor. "Sussam mı, konuşsam mı; haykırsam mı, vakur mu kalsam" diye yutkunduğumuz yerde, sözünü duvara saklıyor, hesaplaşmasını duvarla başlatıp bugün kâğıda döküyor. "Aşk, ölüm ve devrim"in unutulmaya yüz tutmuş yakın akrabalığından bi' dal alarak sesleniyor bize Ali Murat. Hiç hissettiniz mi; aşkta
Tükendi
Ali Murat İrat, Birgün'deki köşe yazılarından bildiğimiz üslubunu bu kitapta daha "derin" tartışmalarda devam ettiriyor; keskin ve muzip, kimi zaman meczup gibi dönüp duran aklını bir kez daha siyasi vicdanıyla buluşturuyor. İslam'ın Ortadoğu'daki yeni denklemde nasıl bir seyir izleyebileceğine odaklanırken, siyasal tartışmaların günübirlik ve tarihten beslenmeyen dayanaksız, kısır paslaşmalarına hapsolmuyor. Peygamberden IŞİD'e, adı gibi uzun bir tarihsel ve politik sürecin, İslamiyet içindeki kırılmaların
Aleviliğin ABC'si, Aleviliği tanımlama, sınırlama ve sınıflandırma çabalarının farklı nedenlerle arttığı günümüzde, mevcut kısır siyasi çekişmelerin bir sonuç vermeyeceği düşüncesiyle, Aleviliğin kökenlerine dair kapsamlı yorumlar getiriyor. Çözümlemelerini kavramsal tartışmalarla beslerken, tarihsel, siyasal ve sosyolojik bakış açısıyla konuya derinlik katıyor. Ali Murat İrat, Aleviliğe bugüne dek yüklenen anlamları sorgularken, Aleviliğin kökenlerine ve daha sonra Aleviliği oluşturacak kitlelerin İslam'la
Tükendi
Bu efsane anavatanları Mezopotamya olan Ezidileri anlatmaktadır. Bu etnik-dinsel topluluk diğer bütün azınlıklar gibi asimilasyon, ayrımcılık, katliam ve sürgünlere uğradı. Göç ettiler. Nüfusları Osmanlı topraklarında 1912'de yapılan sayımda yaklaşık 37.000'di. 1923'teki sayımda 18.000'e düştüler. Bugün Ezidi nüfusunun, bütün dünyada 500.000 ile 750.000 arasında olduğu tahmin ediliyor. İnanışa göre Tawusi Melek, Tanrı insanı yarattıktan sonra, insanın önünde eğilmedi. Bu hareketi Tanrı Azda (Ezda, Yezdan)
Tükendi
Genel olarak Alevilik yol bir, sürek bin bir ya da din türlü türlüdür, iman değişmez gibi düsturlar üzerinden birlikte yaşama kültürünü öne çıkaran bir özellik taşımaktadır. Bu özelliği itibariyle Alevilik herhangi bir dinsel inancın bir başka dinsel inanç karşısında talileştirilmesine ya da ikincilleştirilmesine, bir dinsel inancın esas kabul edilip bir başkasının yalnızca zenginlik unsuru olarak yaşamasına izin veren, bir dinsel inancın var olabilmek için ancak hakim dinsel inançlar içinde anlamlandırılma
Tükendi
İslami bir toplumsal mümkün müdür ya da İslam siyasal olabilir mi? Modern dönemle birlikte sıkça sorulmaya başlanan bu sorular hiç kuşkusuz son iki yüzyılda baş gösteren tüm İslam algılarının içerisine kolayca sızmıştır. İslamın bir toplum kurgusu olarak algılanmaya başlanmasında ve yalnızca bu yönüyle hesaba alınır olmasında modern dünyanın etkisi azımsanmayacak kadar fazladır. Aydınlanma ve peşi sıra modernizmle birlikte değişen kutsal anlayışı dini yoksunlaştırırken yeni bir kutsalı, devleti, yücelterek
Tükendi
"Hiç kuşkusuz kavramlar doğru bir şekilde açıklanmadan ve yerli yerine konulmadan konunun anlaşılması mümkün değildir. Aleviliğin ne olduğunun ya da ne olmadığının ortaya konulması öncelikle etimolojik bir çalışmayla mümkün olabilirdi. Bundan dolayı kitap etimolojik analiz ve grubun kendi içinden ve dışından nasıl tanımlandıklarına ilişkin bir çalışma özelliği taşımaktadır. Alevi olarak tanımlanan grubun homojen bir kitle olmadığını açıklarken, insanların belleklerinde muğlak olarak bulunan Bektaşilik ve Kı
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 11 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1