Esra Yalazan, kahramanlarının kaderini yazan, ama kendi kaderini tayin edemeyen yazarların hikâyelerinde dolaşırken, bu serüvene sadece kendi sesini, hayallerini, hatıralarını mı ekliyor? Yoksa hükümranı olmadığı kaderinin kelimelerini bulduğu için mi, bir edebî metni ustalıkla söküp kendi hayat örgüsü üzerinden yeniden dikiyor?
Peki edebiyatla zenginleşen hayatlar, anlatıcının kalemine kader biçerken biz okurlar nerede duruyoruz? Nasıl oluyor da seyircisi olduğumuz bir temsilin tam da ortasına düşüyoruz?
B
Açıkçası bu kitabı benim basacağımı söyleseler inanmazdım. Bir13 Mart günü tanışmamızdan bu yana, hepimiz Esradan bir kitap bekliyoruz. Yıllar geçti, bir türlü gelmedi. Nasip işte. Bugüneymiş. Bu kitaptaki yazıların farkına biraz geç vardım açıkçası. Esra, Milliyetin iş ve yönetimle ilgili ekini yönetecek ve yazılar yazacaktı; yıllardır da basının içinde olduğu için, bunların gazete yazısı gibi olacağını sandık mekanik ve geçici. İki, üç, derken beş, on yazı sonra, ne kadar yanıldığımızı anladım. Esra, üst
Toplam 2 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.