Küllerle karışmış siyaha bakan çakılların ve güneşle beraber denizin tuzundan kurumuş ve çürük birşey gibi kokmuş yosunların üzerine bastıkça, her adımı hoş olmayan bir çıtırtıya sebep oluyordu. Sadece iskeleti kalmış olan yanık araca bakıncaysa, yine delillerin kayıp ve karşısındaki ölümün bir gizem olduğunu görüyordu. Uykusuz geçen geceler, yetersiz deliller, tatsız yemekler ve sabahları kuru, en berbat trans yağlarla pişirilmiş tatsız tuzsuz poğaçalar... İşte böyle uçurumun dibinde, hayatındaki uçurumun

Terlediğini hissetti Monica, hatta boğulmak üzereydi. Bir anda karnı tekmelenir gibi oldu. Tüm koncolozlar gelmiş, hepsi odada, arkasında dikilmiş, onu izliyorlardı. Tek fark, bu kez onu korkutamıyorlardı, gözünü bile kırpmıyordu. Saatine baktı. Parle o an koltuğunun arkalığına yaslanmış dolmakaleminin arka ucunu ısırırken, ani bir hareketle telefona uzandı. Monica daha fazla beklemeye sabrı kalmadığını hissetti, gözlerini kıstı ve hedefine kilitlenip tetiği çekti. Parle'ın başı masaya düştü. Susturucuyu, n