Milletimiz Osmanlının yıkılışıyla kaybettiği özgüveni yüz yıl sonra yeniden kazanmaya başladı. Milletimizle birlikte İslam dünyası da özgüven kaybı yaşamıştı. Düştüğümüz yerden, bıraktığımız yerden, Anadolu'dan yeniden başlıyoruz. Bizimle birlikte dünya da buna tanıklık ediyor. Yaşadığımız bunca sıkıntının arkasında yatan gerçek budur. Bu gerçeğin ta kendisi ise Reis'in önce milletimizi, sonra da İslam dünyasını heyecanlandırmasıdır. Bu heyecan dalgası Türk ve İslam dünyasını ilmek ilmek işlemiştir. Medeni

Valideciğim! 4 asker doğurmakla müftehir şanlı Türk annesi! Nasihatamiz mektubunu Divrin Ovası gibi güzel, yeşillik bir ovacığın ortasından geçen derenin kenarındaki armut ağacının gölgesinde otururken aldım. Tabiatın yeşillikleri içinde mest olmuş ruhumu bir kat daha güçlendirdi. Okudum, okudukça büyük dersler aldım. Tekrar okudum. Şöyle güzel bir vazifenin içinde bulunduğumdan sevindim. Gözlerimi biraz sağa çevirdim. Güzel bir yamacın eteklerindeki muhteşem çam ağaçları kendilerine mahsus bir sada ile be

Allah insana nasıl selam verdi diye bir soru sorulacak olsa benim cevabım: "Oku; Yaratan Rabbin Adıyla" demek olurdu. Bunun için bu selama muhatap olan sizler, öncelikle Rabbimizin kelamını anlamak ve hayata taşımak amacıyla okumalısınız. Özgür olmanın yolunun, özgün düşünebilmenin yolunun okumaktan geçtiğini asla unutmayınız. Bunun için öncelikle Rabbimizin kitabından başlamamız gerekmektedir. Kur'an'ı okudukça o sizleri diğer eserlere yönlendirecektir. Yüreklerinize tevdi ettiğimiz bu eser büyük bir iddia

Kitabımızda yer alan başlıklar ve içerikler tamamen özgür düşüncemizin eseri olarak elinizdedir.Her türlü beşeri kaygılardan uzak olup tamamen Rabbimizin rızasına uygun olması öncelenmiştir. Şu anlayışın insanları, bu anlayışın insanları ne der, şunlara dokunsun, bunlara dokunmasın kaygılarından uzak; Rabbimizin rızasına uygun olsun da kime dokunursa dokunsun kabilinden yazılmış samimi yazılardır. Başlıklar incelenip içeriğine göz atıldığında bütün bunların bizim dertlerimizin bir parçası olduğu görülecekti

Toplumumuzu derinden etkileyen, tarihimizde derin izler bırakan bazı olaylar vardır ki kültür bakiyemiz olan, milletlerin kadim hafızası sayılan kitaplarımızda varlıklarını devam ettirir. Bu olaylara ilgili bazı gizli kalmış, bilinmeyen yönler vardır ki yaşayan hazinelerimiz kabul edilen insan dimağlarına saklı kalmıştır. Yok olmaya mahkum bu saklı bilgilerin kıymetleri, açığa çıktıkları zaman kendini gösterir. Ezandan Darağacına Menderes adlı eserimizde 27 Mayıs 1960 ihtilali gibi milletimizin hafızasınd

'Valideciğim! 4 asker doğurmakla müftehir şanlı Türk annesi! Nasihatimiz mektubunu Divrin Ovası gibi güzel, yeşillik bir ovacığın ortasından geçen derenin kenarındaki armut ağacının gölgesinde otururken aldım. Tabiatin yeşilikleri içinde mest olmuş ruhumu bir kat daha güçlendirdi. Okudum, okudukça büyük dersler aldım. Tekrar okudum. Şöyle güzel bir vazifenin içinde bulunduğumdam sevindim. Gözlerimi biraz sağa çevirdi. Güzel bir yamacın eteklerindeki muhteşem çam ağaçları kendilerine mahsus bir sada ile be

"Valideciğim! 4 asker doğurmakla müftehir şanlı Türk annesi! Nasihatimiz mektubunu Divrin Ovası gibi güzel, yeşillik bir ovacığın ortasından geçen derenin kenarındaki armut ağacının gölgesinde otururken aldım. Tabiatin yeşilikleri içinde mest olmuş ruhumu bir kat daha güçlendirdi. Okudum, okudukça büyük dersler aldım. Tekrar okudum. Şöyle güzel bir vazifenin içinde bulunduğumdam sevindim. Gözlerimi biraz sağa çevirdi. Güzel bir yamacın eteklerindeki muhteşem çam ağaçları kendilerine mahsus bir sada ile beni

Siyasetin Yel Değirmenleri kitabımızın tamamı göz önüne alındığında; dini bir grubun (!), siyasi partililerin ve bir takım grupların Don Kişot vari bir mantık ve sapma ile düşmanlar ürettiğini ve bunu bertaraf etme, alaşağı etme adına hem içerideki hem de dışarıdaki Türkiye ve ümmet düşmalarıyla işbirliği yapmakatan çekinmediklerini göreceksiniz. Necip Fazıl'ın ifadesiyle "Bizdeki muhalefet iktidarı düşürme pahasına vatanı düşürmeye razıdır." Bunlarda bu takımla birlikte olmaktan çekinmemişlerdir. Türkiye d

Paralel devlet, paralel yargı, devletin sorunudur. Devlet, sorunu çözer; çözmese kendisi çözülür. Ümmetin asıl sorunu Paralel Din sorunudur. Paralel din, Allahın dinini beğenmeyenlerin, onu az bulanların, onda eksiklik görenlerin arayışlarının sonucudur. Hepimiz biliyoruz ki İslam inancı sulandırılmak, bulandırılmak ve Protestanlaştırılmak isteniyor. Etliye sütlüye karışmayan, haksızlık karşısında sus pus olan, Müslümanların acılarını acı, dertlerini dert edinmeyen; nerede bir kâfir var, nerede bir münafık

Ashabının tanımlamasıyla, İnsanlar arasında yürüyen Kuran olan Rasulüllah Efendimiz (s) buyururlar ki: İşin başı İslam, direği namaz, doruğu ise cihaddır. (Tirmizi, İman 8) Ömer Naci Yılmaz kardeşim, İslamın vahyi gerçekliğe uygun olarak doğru anlaşılmasına yönelik bir bölümle başlamış bu çalışmasına: Vayhin Söylettirdikleri! Duayı da yazdıklarına sertac eylemiş. Her müminin şiarı olarak, her hayırlı işe dua ile başlamak ne güzel! Efendimize ilk gelen; Oku: yaratan Rabbinin adına! talimatını ve Tevhidin h

Peygamberimizle Gönül köprüsü kurmak... "Peygamberimiz" ifadesi bile içimizi ısıtıyor, bir de "gönül" kelimesi yanına eklenince içimiz daha da başka oluyor. İçimizdeki bu coşku ve heyecan, Peygamberimize olan sevgimizi ve muhabbetimizi arttırıyor. Tabii bunların sözde kalmaması gerekmektedir. Kalbimizde oluşan güzel hisler, kurduğumuz gönül köprüsü sayesinde Peygamberimizin davasına sarılmamızı ve sahip çıkmamızı hatırlatıyor... Unutulmaması gereken bir hakikat var ki, o da: "Peygamber Efendimizin pak sünn

Peygamber Efendimizle kardeş olmak, ne kadar da sıcak bir ifade değil mi? O, bizler için kardeşlerim, hem de özlediğim kardeşlerim! dediği halde bizler neden Onun için, Onunla kardeş olmaktan bahsetmeyelim ki? Rabbimize olan hakkıyla kulluk yürüyüşümüz elbette bizleri Onunla kardeş yapacaktır. Rabbimizin bizlere olan rahmetinin tecellisi olarak, bizleri saadet yurduna kavuşturmak için gönderilen aziz peygamberimizi yakından tanıdıkça gerçekten Onun bizler için, bizlerin âhiret saadetine kavuşması için söyle

Allah Resulü'nün Şahsında Vahyin Düşmanları İşrak Yayınları

Din gönüllüsü kardeşlerimizi camide imam/önder olarak kabul ederken ne yazık ki, hayatın diğer alanlarında aynı şekilde görmemekteyiz. Hâlbuki bu alanda yaşanan bir takım sıkıntılar varsa, bu sıkıntıların kaynağında din gönüllüsü kardeşlerimizi sadece camide imam/önder olarak görmekle kalmayıp, hayatın diğer alanlarında da aynı şekilde görmeliyiz. Bu şekilde görebildiğimiz ve gereğini yaptığımız takdirde içinde bulunduğumuz toplumdaki manevi kalkınmayı daha yakından hisssetmiş olacağız. İmam kardeşlerimizde

Hac ibadeti, yaşamımız boyunca ibadet adına yaptığımız her türlü amelin neredeyse tamamını içinde barındıran ve Peygamber Efendimizin kolaylaştırması için yüce Rabbimize dua ettiği yegâne ibadettir. Hac ibadeti, diğer ibadetlerden farklı olarak zamanla ve mekânla sınırlandırılmış bir ibadettir. Vahyin doğduğu coğrafyada ve bizzat Peygamberimizin yaşadığı o kutlu mekânlarda yapılmaktadır. Hac ibadetini anlamlı kılan ise, bu kutlu yolculuğa karar veren Müslümanların zihinsel olarak hazırlıklı olmalarıdır.

Bizim namazlarımız, ibadetlerimiz, hayatımız ve ölümümüzün alemlerin Rabbi olan Allah için olması ve bizlerin de bu bilinçte olması, ilahi andımıza sadık kalmamız anlamına gelmektedir. Tevhid esasının hemen ardından gelen namaz ibadeti, rükünleri itibariyle Hz. Adem peygamberimizle başlayıp, günümüze kadar gelen bir ibadettir. Bundan dolayı namaz ibadeti, her vahiyle birlikte yeniden mükellef kılınan ibadetlerin başında gelmektedir. Namaz müminin miracı, sevgili peygamberimizin gözümün nuru diye tanımladığı

İnsanları hacca davet et! Gerek yaya, gerekse hızlı yol alma yeteneğine sahip ulaşım araçlarına binerek her bir yoldan senin (çağrına) gelsinler ki, bunun kendilerine sağlayacağı yararlara tanık olsunlar. Hac, ilahi davete icabet gösterenlerin/gösterebilenlerin yerine getirebildikleri tüm ibadetleri adeta kendisinde cem eden, yoğun duyguların yaşandığı bir ibadettir. Lebbeyk, Allahümme lebbeyk. Lebbeyke la şerike leke lebbeyk İnnel hamde, vennimete, leke vel mülk, la şerike lek Buyur Allahım buyur, ben send