Aile soyağacının insanları yaprak gibidirler, pıtrak verir, yeşillenir, solar ve kururlar. Kimini yel savurur uzak topraklara, kimi ağacının dibine düşer. Kimi de nazlı nazenin uçuşur ve konar omzunuza ya da okşar yüzünüzü sonra süzülür kalır avucunuzda.
Sakın ola bırakmayın o yaprağı, usulca alın ışığa tutun. Bakın neler anlatıyor size bir zamanlar meltem esintisinde özgürce salınan dalındaki günlerinden. Ben can kulağıyla dinledim ve bu kitabı yazdım.
Tren seyahati gibi bu. Kompartıman penceresinden biteviye değişen panoramayı izlemek, istaasyonlarda ise sadece indi - bindi. Karşı koltukta hep yenilenen yüzler, ne kasabanın şirin istasyon binası penceresinden gülümseyen çilekeş istasyon şefinin ceren gözlü kızına sevdalanıp orada kalmaca, ne de bir kentin neon ışıklarına pervaneler misali yakalanıp o kente demir atmaca. Tren gittikçe hiç inmemek, cepte sonsuza kesilmiş bir bilet. Hayatı böyle yaşayınca mı oldu acep bu işler?
Toplam 2 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.