Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 16 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"Tasavvufa Giriş", adı üzerinde bir giriş kitabı. Tasavvuf nedir, nasıl bir ilimdir ve hatta bir ilim midir, bugünün insanına neler söyler, sorularının cevaplarını arayan, bu soruları soranlarla söyleşen bir kitap. İçeriden bakan bir kitap "Tasavvufa Giriş". Bu yönüyle okuru bekleyen, akademik mesafesi olan, bilimsel bir ölçülülük içinde ilerleyen (ve hadi itiraf edelim) sıkıcı bir kitap değil, aksine sıcak, çarpıcı, kana karışan, kalbe dokunan bir eser. "Tasavvufa Giriş", özellikle modern eğitimden geçmiş
XII-XIII. yüzyıllarda yaşamış olan Muhyiddin İbnü'l-Arabî, çığır açan bir sûfî olmanın yanı sıra bilgi ve varlık teorileriyle büyük bir ontolojik inşanın izdüşümlerini taşıyan geniş külliyata sahip bir müelliftir. Sadece tasavvuf tarihi değil, İslâm düşünce tarihi içerisinde de gerçekleştirdiği ontolojik inşa ile eşsiz bir yeri olan İbnü'l-Arabî, modern insana da sancılı varoluşu anlamlandırma macerasında rehberlik edecek bir fikriyata sahiptir. İslâm düşünce tarihinin dönüm noktalarından birini teşkil ede
Tükendi
Hikmetin dili, sembol ve sükuttur lakin aşk söyletir/dert ağlatır sırrından hareketle, Muhammedî nurun çeşitli düzeylerdeki tecellilerinden söz açan böylesi bir konuşmanın ülkemizin nadide bilgin ve araştırmacılarından Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıçla yapılması kaçınılmazdı. İrfan düşünce tarihinin en yetkin araştırmacılarından Kılıçla özellikle Mağripli büyük bilge Muhyiddin İbnül-Arabîyi eksene alarak ve sufilik düşüncesi merkezinde felsefe, edebiyat, sanat, politika konuştuk. İlahî aşkın sırlarından, Efendi
Tasavvuf nedir? Bugünün insanına neler söyler? İnsanın özüne ve hakikate giden manevi eğitim nasıldır? Hayatın Satır Araları, bu ve benzeri soruların cevaplarını arayanlarla hasbihal eden bir kitap. Dervişlik yaşam algısının modern zamanların yaralarına nasıl merhem olacağını gösteriyor ve hayatın birçok alanını sufi bakış açısıyla yorumluyor.
"Biz birleştirmeye geldik, ayırmaya değil," düsturuyla yola çıkarak kökü gelenekte, dayanağı sebepler âleminde olan güncele dair disiplinlerarası değerlendirmelerini Şafak Yazıları ile sunan Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç, bu kez, yine Yeni Şafakgazetesinde, zâhiren daha kısa bir zaman dilimi içinde fakat bâtınen belki de en yoğun dönemlerden birinde kaleme almış olduğu yazılarını Şafak Yazıları II ile okuruyla buluşturuyor. Görünüşte şekle ve surete dayalı işleyen fakat işin özünde dayanaksız tartışmalardan m
"Allah'a giden en güzel yol, Allah'ın mazhar-ı tammı olan insandan geçer." "Ben insanı yarattım ve ona kendi ruhumdan üfledim." diyorsa Allah, kul ile Rabbi arasında çok yakın, çok sıcak, birebir ilişki vardır, diyor Mahmud Erol Kılıç, Tasavvuf Düşüncesi'nde. İçimizden sadece seçilmişlerin yaşayabileceği bir derûnî tecrübeden bahsetmiyor. Başlangıcı kendini bilmek, nihayeti Rabbini bulmak olan bu dikey yolculuğa yaratılmış her can'ın talip olabileceğini anlatıyor. Yurt içinde ve yurt dışında sunduğu semi
Şeyh-i Ekber, saygın İbn Arabî uzmanlarından Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç'ın İbn Arabî doktrini üzerine hazırladığı kapsamlı bir çalışma. Varlık nedir? Yokluk nedir? Bizim ve etrafımızdaki nesnelerin var oluşlarının hakikati nedir? Bunlar gerçekten var mı? Yoksa biz mi onları böyle sanmaktayız? Bizi Yaratan ile bu yaratılış işinden başka bir irtibatımız yok mu? Peki, âlemin Yaratıcı ile nasıl bir irtibatı var?... İnsanoğlunun sorduğu böylesi temel sorulara büyük bilge Muhyiddin İbn Arabi'nin verdiği cevaplar
Anadolunun Ruhu, Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıçla tasavvuf, felsefe ve siyaset üzerine yapılmış söyleşilerden oluşuyor. Kılıç, söyleşi-kitap türündeki eserde genel manada ezoterizmin, hususi manada irfani geleneğin felsefi referans arayışındaki modern Türkiyeye sunduğu imkânları ortaya koyuyor. Dünyada tasavvuf düşüncesi alanında söz sahibi olan Kılıç, gelenekteki dört katmanlı din anlayışının dinî tefekkür dünyasındaki sığlık ve yüzeyselliğin terapisinde nasıl önemli bir yere sahip olduğunu örneklerle anlat
Tükendi
"Allah Güzeldir ve Güzeli, Güzellikleri Sever." Hadis-i Şerif "Kâinatın harflerini oku Çünkü biz de bir zamanlar yüce harfler idik Şimdi aşağıya indik Kâinatın harflerini oku Zira bu harfler sana Okunmak üzere gelmiş birer mektuptur" Sûfî ve Sanat, şiir, kitap, hat, mimari, musiki çini, tezhip, ciltçilik gibi geleneksel İslâm sanatlarının anlamlandırılmasında tasavvufun rolünü anlatan muhtelif konuşmaların bir araya getirildiği, sanat felsefesi bağlamında çok mühim noktalara ışık tutan bir eser. Adeta, kağı
Bu eser, Yunus'un Bizim sevdiğimiz Haktır Bu halka göz ü kaş gelir beytinde, Muhyiddin Ibn Arabî'nin Ne geldiyse dilime hepsinde O'nu söyledim O'nu mısralarında dile getirdiği gibi, hakikatten haberdar olmak isteyenlere hakiki aşk menbaını gösteren Osmanlı şiirinin ontolojisinin temelinde "din" ve "maneviyat" yattığı tezinden yola çıkarak, "şiir" olgusunu, Islam'a özgü metafizik düşünce mekteplerinden biri olan sûfîlik penceresinden yorumlamaktadır. Zira asırlar boyunca toplumun irfanını yükselten tasavvu
Ümitsizlik diyarına gitme, ümit burada Karanlıklar diyarına gitme, güneş burada Gönül seni, gönül ehlinin diyarına Ten seni, su ve çamur hapsine çeker O zaman gönüldaşdan gönül gıdası al da Gönlün gıdalansın Mevlana Şafak Yazıları, din, felsefe ve metafizik konular üzerinde yoğunlanmış bir akademisyen olarak tanıdığımız Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç'ın 15 Temmuz hadisesinden gençler arasındaki ahlâkî çözüntüye kadar geniş bir yelpazede yazdığı yazılardan oluşuyor. Yürüttüğü diplomatik görev dolayısıyl
Dinler, dış dünyaya yönelik öğretilerinden belki de çok daha fazlasını insanın iç dünyası için söylerler. İslam dini söz konusu olunca, bu içte yatanı, derûnî tarafını anlama üzerinde yoğunlaşan bilim dalına "tasavvuf" adı verilmiş ve bu yönde uzmanlaşanlar da "sûfî", "mutasavvıf","muhakkik" gibi isimler almışlardır. Bu özel ilim dalı, zaman içerisinde kendi müesseselerini kurarak İslam toplumlarını kültür, sanat, edebiyat ve bilim alanında etkileyen en önemli düşünce hareketi haline gelmiştir. Türkler de İ
Her köşesinden ilim, irfan ve sanat fışkıran devâsâ bir dergâh gibidir Anadolu. Asırlar boyunca, gönlü yaratılmıştan Yaratan'a çeviren, halk içinde Hak ile beraber olmanın talimini yaptıran ruhsal tecrübenin ışığında yol almıştır bu topraklarda yaşayanlar. Cihan Padişahı Kanûnî bile; Padişah-ı âlem olmak bir kuru kavga imiş Bir velîye bende olmak cümleden âlâ imiş diyerek Osmanlı'nın dinî, fikrî ve ilmî varlığını besleyen bu manevî otoritenin önünde diz çökmüştür. Anadolu Tasavvuf Tarihine Notlar, Pro
Tükendi
"İki gözümüz var ama bir görürüz." Mevlânâ Kâinattaki her şeyin özü birdir. Birlik, varlık tezahüründe çokluk içinde sırlanmıştır. Çokluğu meydana getiren her unsur, tek tek hürmete layıktır zira her birinde Bir'liğin kokusu vardır. Kültür hamuru büyük tevhid ustalarının görüşleri ile yoğrulan toplumlarda barış, hoşgörü ve anlayış hâkim olur; aksi halde ise kavg
Herkes kendi zannınca benim yârim oldu Derûnumdaki sırları kimse araştırmadı Mevlânâ Asırlar boyunca herkesin bildiği ama çok az insanın anlayıp sırrına erdiği büyük bilge, sûfî düşünür, irfan okyanusu... Bir ayağı şeriat-i Muhammediyyede sabit, diğer ayağı şefkat nazarıyla yetmiş iki milleti dolaşan ârif-i bill
Ortaçağda Hermes zaman zaman Mısırlıların Thothu, İbranilerin Enohu, eski İranlıların Huşengi veyahut Müslümanların İdris nebisi ile bir tutulmuştu. Hangi coğrafyada olursa olsun, bu insanlar onu insanlığa ilâhi mesaj getiren ve ilimlerin kurucusu bir peygamber olarak görmüşlerdi. Fakat Hermetizm adıyla anılan ekol ancak çok daha sonraları Mısır ve Grek geleneklerinin İskenderiyede birleşmesinden sonra vücuda gelecektir. Bu farklı isimler altında anılan şahsiyetin aynı kişi olup olmadığı müellifler indinde
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 16 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1