Kırk yıldan uzun süredir hayvanların duygu ve davranışları üzerine çalışan Frans de Waal hayvan ve insan duygularının büyüleyici
dünyasını keşfe çıkıyor.
Mama'nın Son Sarılışı, biyolog Jan von Huff ile derin bağlar kuran bir şempanzenin ölümüyle başlıyor. Mama, ölmek üzereyken Van
Huff gece vakti son bir sarılma için onu ziyaret etti. Bu olay filme alınmıştı ve tüm dünyada bu veda vakti büyük popülarite kazandı.
Milyonlarca insan için, Mama'nın genellikle insanlara özgü olduğu düsünülen ancak bütün primatla
İçimizdeki Maymun'da insan doğası hakkındaki önyargıları altüst eden De Waal, bu kez gözlemlerini evrimci biyoloji ve ahlak felsefesi bağlamına taşıyarak eşsiz bir argüman inşa ediyor. İnsan ahlakı denilen şeyin gökten zembille inmediğini, "içten geldiğini" savunuyor: "Ahlaki davranış ne dinle başlamıştır, ne de dinle biter; evrimin ürünüdür."
Hayvanlarla aramızdaki bağlar üzerinde duran De Waal, ahlakımızı aşağıdan yukarı doğru açıklamaya çalışıyor. Dinin ahlak üzerindeki rolünün sonradan gelen bir rol
"İnsanlar neden hayvan zekâsını küçümsemeye bu kadar hevesli? Kendimiz söz konusuyken hiç sorgulamadan kabul ettiğimiz becerileri hayvanlar söz konusu olduğunda sürekli reddediyoruz. Bunun ardında ne var? Diğer türlerin hangi zihinsel seviyede işlediğini bulmaya çalışırken, esas zorluk sadece hayvanlardan değil aynı zamanda bizim kendimizden de kaynaklanıyor. Hayvanların belli bir tür zekâya, özellikle de kendimizde takdir ettiğimiz türden bir zekâya sahip olup olmadıklarını sormadan önce üstesinden gelmemi
Uzun yıllardır primatlar üzerine araştırmalar yürüten Frans de Waal, bilhassa en yakın akrabalarımız olan şempanzelere ve onlardan daha az tanınan, uzun zamandır ihmal edilmiş ve unutturulmuş bonobolara ilişkin gözlemlerini aktarıyor. İçimizdeki Maymun hayvanlara ilişkin klişeleri somut gözlemler ve ilginç anekdotlar aracılığıyla altüst ederek bizi insan doğası konusunda bir kere daha düşünmeye davet ediyor.
Empati ya da duygudaşlık, en basit anlamıyla, kişinin kendisini başkasının yerine koyması olarak tanımlanabilir. Başkalarının yerine geçmek, özdeşleşebilmek, diğerlerinin içinde bulunduğu durumu anlamak tüm insanlarda var olan bir yetenek, bir içgüdü müdür? Acaba empati, karşımızdakinin içinde bulunduğu durumu değiştirmeye yönelik bir eylemi de beraberinde getirir mi ya da getirmeli midir?
Frans de Waal, Empati Çağı'nda daha barışçıl ve anlayışlı bir toplumun temelinde empati duygusunun yattığını savunuyo
İnsanlaşmanın ardından gelen 2 milyon yılın izini süren bu kitapta bir çok primat uzmanı, aşktan töre cinayetlerine, insan davranışlarının evrimsel kökenini araştırıyorlar. Australopiteklerden bu yana birçok farklı insan türü evrimleşti, ancak bunlardan sadece biri günümüze kadar yaşayabildi: Bizler, yani Homo sapiens. Şüphesiz insanlar diğer primatlardan çok farklıdır. Bu fark nereden gelmektedir? Evrimin hangi aşamasında diğer primatlardan radikal olarak ayrılmaya başladık? Hem dişinin hem de erkeğin ras
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.