Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Kurulduğu 1984 yılından itibaren Mehmed Âkif 'in ahlâkî, edebî, ilmî mirasını topluma ve genç kuşaklara ulaştırma maksadıyla çeşitli faaliyetler tertip eden Mehmed Âkif Ersoy Fikir ve San'at Vakfı, şimdi de Mehmed Âkif 'e dair yeni bilgi ve belgeleri senede bir defa neşretmeyi düşündüğü Âkif Salnâmesi ile araştırmacıların ve ilgililerinin istifadesine sunmayı planlıyor. Bu maksatla ilkini neşrettiğimiz Akif Salnâmesi (Mehmed Âkif ve Yakın Çevresine Dair Etütler-Araştırmalar), ilk defa gün yüzüne çıkan Âkif
Dostları tarafından "eşsiz bir müverrih, canlı bir kütüphane ve ayaklı bir tarih" olarak tarif edilen İbnülemin Mahmud Kemal İnal, maziyle bağları koparmanın hüküm sürdüğü bir devirde yakın tarihin ve zengin kültürümüzün gizemli dünyasına açılan büyük bir pencere oldu. Bugün de öyledir. Orijinali yaklaşık 70 varaktan ibaret olan ve 1895 ile 1927 arasında görülen rüyaları ihtiva eden bu eser, örneklerine çok sık rastlamadığımız rüya tahkiyeleridir. Merkezinde müellifin "tasavvufî neşvesi" ve pek bilmediğimi
Takvimler, 9 Şubat 1919 Pazar sabahını gösterdiğinde Hâdisat gazetesinde bir başmakale çıkar: "Kara Bir Gün" Bir saat sonra da, işgal orduları karargâhında Fransız General Franchet d'Esperey'in emri duyulur: - Onları yakalayınız!.. Onları kurşuna diziniz! Bu ölüm cezasına çarptırılanlar ve kırmızı bültenle aranılıp kurşuna dizilmesi istenenler Süleyman Nazif (1869-1927)'le sansür memuru Aziz Hüdâi Bey (1882-1950)'den başkası değildir! Mütareke'den sonra işgal ordusunun başkumandanı Franchet d'Esperey, Fat
Tükendi
100. yılının ardından büyük yangınlarla, savaşlarla ve insanlık trajedileriyle dolu geçen bir asra vicdan penceresinden bakmak isteyenler için Mehmed Âkif ve Safahât adlı eseri karşımızda duruyor. Manzum bir roman olan Safahât penceresinden bakanlar, sadece geçen asrın trajedilerini, ibret levhalarını değil, hayatın içinde var olan ferdî ve toplumsal her meseleyi görüp okuyabilirler... Bu yıl vefatının 80. yılını idrak edeceğimiz Mehmed Âkif 'e dair yeni bilgi ve belgeye çok sık rastlanmadığı şu günlerde
Tükendi
Kara Bir Gun, Pierre Loti Hitâbesi, Kara Kemâle Mektup ve Balkan Harbi sırasında yazdığı İstanbul Eğleniyor! gibi ateşli yazıları ve hitâbeleriyle zihinlerde yer eden Suleyman Nazif (1869-1927), yuksek bir heyecan ve hitabet özelliği taşıyan edebî ve siyasî mahiyette birçok risâle ve makaleler ile edebiyatımızın gur sesli kalemlerindendir. Ahmet Haşimin Son Şarklı dediği Suleyman Nazifi, Hezelgû, nuktedân, muzip, mustehzî şeklinde dört kelimeye sığdıran Yakup Kadri, ona bir sıfat daha hediye etmişti: Son O
Tükendi
Osman Gazi´nin göğsünden çıkan ulu çınar, bütün dünyayı dal ve budaklarıyla haşmetle kucakladıktan sonra tarih sahnesinde yerini almıştır. Bir zamanlar dilleri ve dinleri farklı 60´dan fazla milleti, gölgesi altında huzur ve adaletle dinlendiren ve barış içinde asırlarca yaşatan Osmanlı Devleti, günümüzde hala anlaşılmayı beklemektedir. 623 yıl kıtaları ve devletleri yönetme ve huzur içinde yaşatma kudretini gösteren bir devlet geleneğini, elbette ayakta tutan birtakım manevi dinamikler bulunmaktaydı. Osm
Tükendi
Milletler geleceklerini tarihleri üzerine bina ederler. Bu yönüyle mazi, milletlerin temelidir. Temeli nasıl yok sayamazsak geçmişimizi ve mazimizi de o şekilde inkâr edemeyiz. Tarih, geçmişi geleceğe bağlayan bir köprüdür. Her millet geçmişi ile övünür, ondan dersler çıkarır. Biz de bunu yapmaya çalışarak dünya tarihinin önemli dönüm noktalarından olan Fatihin İstanbulu fethini, tarihimizin unutulmaması gereken parlak sayfalarından biri olarak ele almalıyız. Çünkü milletler tarihlerini tanzim ederken İstan
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1