"Nazım Beratlı, çok az uzmanımız bulunan bir konudaki bilgisiyle, keşke vaktini tıpta
harcamasaydı, dedirtti."
Prof. Orhan Koloğlu, Tarih ve Toplum Dergisi
Tarihçilerin, birinci durumda teori ve malzeme arasında dengeli bir ilişki kurması beklenir ve
bunun için disiplinler arası bir birikim gerekir Bu yöntemden kastedilen, "bütün sosyal
bilimlere hâkim olmadan sadece kaynak okunarak tarih yazılamayacağı"dır. (Beratlı)
Prof. Cenk Reyhan, Turkish History Education Journal
Ulaşılan kanıtın yorumlanması tarihi
Modern feylezof Sakallı Celal’in “Bu kadar cahil olmak için de bir rahle-i tedristen geçmek gerekir.” tespitine inat Afrodit’in Lanetliler Adası Kıbrıs’ta aydın sorumluluğundan kaçmadan yazmaya, ışık olmaya ve aydınlatmaya biteviye çabalayan bir insandır Nazım Beratlı ve iyi ki vardır ve iyi ki Don Kişot gibi yel değirmenlerine saldırmaktan da vazgeçmemektedir. Zor zanaattır bilim yapmak, bizim yaşadığımız topraklarda ise daha da zordur. O yüzden Beratlı ayrı bir takdiri çoktan hak etmektedir. Şairin “Akden
Okuru, geniş tıbbi bilgi ile sıkmak istemediğimden, hastalığın kendinden çok, etkilerini ele almaya çalıştım bu kitapçıkta.
Bugün artık tedavisi bulunduktan sonra eski korkunçluğunu yitirmiş olan Lepra, ya da Türkçe adı ile Cüzzam veya aslında halk diliyle Miskinlik Hastalığı, çok eski çağlardan beri bilinen, deyim yerinde ise nalet bir hastalık. Okudukça göreceğiniz gibi, adamızın da çok eski bir derdi. Ne var ki Kıbrıs belki de ciddi boyutta bu hastalıktan muzdarip olduğu halde, bu illetten ilk kurtulan
"Türk Kimliği'nden farklı bir Kıbrıslı Türk Kimliği var mıdır?" sorusu, kimi çevrelerde, kaşların istifhamla havaya kalkmasına neden olsa da biz bu soruya, bir başka soru ile yanıt vermeyi, uygun bulmaktayız:
Yokmudur?
El insaf!
Bugün Kıbrıslı Türk Kimliği dediğimiz kişiliğin ne olduğunu anlamaya çalışıldığı zaman, bunun hangi sürecin sonucu olduğu ortaya konamazsa, söylenenler boşlukta kalır.
Ada solu, bu farklılığı abartıp, kaynağını yanlış yerlerde arar. Sağımız ise, bunun dillendirilmesinden, o çok g
Ne yaşandılar...
Ne yaşanıyorlar...
Ne de yaşanacaklar...
Kimbilir?
"...Sen uslandır beni...
Ölüm..."
Her neysen ve kimsen, uslandır beni...
Uslandır...
Kollarımı açtım, seni bekliyorum kendi zamanımın son durağında ...
Olga...
Olga...
Olga...
Sen de gel yine, turnalarla ...
Olga...
Olga...
O...
Se agapo!...
Toplam 5 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.