Uzun yoldan gelmişsin
Azıcık bulut azıcık kuş
Otur ısınsın yüreğin
İçinde söz buz tutmuş
Kan kurumuş dudağında
Gece ıslak karanlık zor
Yürüyor tohuma toprak
Su yatağına yürüyor
Kaçak yolcusu dünyanın
Sürgünün kırılgan sesi
Denizin taşıdığı kum
Rüzgarın usul ezgisi
Uzun yoldan gelmişsin
Heybende kızıl güller
Ben kuşları oyalarım
Sen yağmuru tut yeter.
Dayanmış duvara gölgeler
kuru otların sessizliğini dinlerken
hızla bir ölü geçiyor önlerinden
haziranın içinden aylar yıllar geçiyor
inceliyor suyu nehirlerin
anılarımız henüz ıslak
Bir top beyaz kâğıttan geriye
bazı sözcükler kalıyor okunaksız
bazı sözcükler, çevrilmesi imkânsız
ihanetler, mezarlar, mezar kazıcıları
iç içe geçmiş halkalar gibi
ölüler kemik kemiğe
Bir baba öldüğünde sözcükler yetim kalır
evdeki bazı eşyalar gibi
koltuğa şiirin adı yazılır
aynaya annenin, masaya oğulun,
torunun adı yazılır
İnsanlar gibi dillerin de birbiriyle konuşmak, duygu ve düşüncelerini aktarmak ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaçtan doğan çeviri etkinliklerinin bizim topraklarımızdaki serüvenine yakından bakan Tozan Alkan, bir taraftan gözden kaçmış çevirmenlerin ortaya koyduğu eserlere eğilirken, diğer taraftan diller arasında dolaşıp durmuş sözcüklerin çeviri üzerinden kültür hayatımıza yansıyışını resmediyor. Beş yıl Boyunca çıkardığı "Çevirmenin Notu" [Ç.N] dergisiyle çeviri edebiyatımıza yoğun emeği geçmiş bir şairin dile
Sana şehir gelecek uzaklardan
esmer bir aşkı yüklenerek gelecek
Kimsesiz bir ağacın dallarından
acısını dut gibi dökerek gelecek
Yıllar sonra buğulu bir sabah vakti
kapına yaralı bir at gibi gelecek
Kâğıdın kalemin tozlu sunağından
beyaz kefenini yırtarak gelecek
Aşkta kaybedilmiş bir eli kazanıp
geçmişini unutmaktan gelecek
Dilin terkisinden, harflerin hızından
söze küskün kelimelerden gelecek
Sana şehir gelecek uzaklardan
bir halkın içinden geçerek gelecek.
( ) Biz bu kitabı niye hazırladık? Yanıtı hemen verelim: şiirin ne olmadığını tanımlamak için. Olur da günün birinde "Şiir ne değildir?" sorusu kafanızı kurcalarsa, bu çalışmadan ne olmadığını öğrenebilirsiniz.
Şiirin ne olmadığını öğrenmek bir işe yarar mı, diye soracak olursanız eğer: bizce hayır! Bir şeyin ne olmadığı, ne´liğine dair kimi zaman ipuçları verir yalnızca. ( ) Yani şiiri tanımak için şiir okumak dışında hiçbir seçeneğiniz yok.
Şiiri tanıdıktan sonra ise, bu sayfalar arasında, şiirin ne ol
Zaman varsa eğer zamansızlık duygusunun ta kendisi olmalı. Bir kırlangıcın kanadında başlayan yolculuğumuz gökkuşağında sona erer. Araya aşklar, sancılı sözler, kelebekli şiirler, beyaz kâğıtlar, kurşunkalemler, tebeşirler, limanlar, maskeler, askerler, unutuşlar, pişmanlıklar, baş ağrıları, bulantılar vb. girer.
Zaman da bir maske, pişmanlıkların
Dalgın bir mürekkep lekesi gibi
Masum günahıdır beyaz sayfaların.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.