Ortalama iki saatle bitmez bizim işimiz. Uykuda ve ayakta düşlerimizi, hayallerimizi, bedenlerimizi, beyinlerimizi tarumar ederiz mesleğimiz uğruna Düşüncelerimiz hep önde gider, duygularımız seferber olur. Ve bütün bu duyumlardan muhteşem bir zevk alırız. Ne ki, yaşamımızı tüm hücrelerimizle işgal eden sanatımız seyirci ile buluştuğunda iki üç saat içinde bitimli olmaya mahkûmdur, bir sonraki gösterime kadar. Sanki elimizde silgi tüm deneyimlediklerimizi sileriz. Bir yenisini doğurabilmek için sileriz. Ama

Bu kitap üç arkadaşın öyküsü: Stuart, Gillian ve Oliver. Çağdaş bir aşk üçgeninin köşelerinde duruyorlar. Konuşma sıraları geldiğinde her biri elindeki kamerayı çalıştırıyor. Her şey bir yanlış anla(şıl)malar komedisi olarak başlıyor, ama çok geçmeden yürek denen o insanı dibe çeken bataklıkta zorlu bir keşfe dönüşüyor. "Az rastlanan bir yeteneğin yazarı. Esrarlı bir şekilde çağdaş hayatın ayrıntılarını yakalıyor. Julian Barnes, o müthiş alaycı tavrıyla, her şeyin iç içe geçtiği, ortalamanın her şeye egemen