Hindilere çocuklar, "Kabaramazsın Kel Fatma, annen güzel sen çirkin," demişler.Hindiler, "Gulu gulu gulu," demiş.Ancak, Hindiler Kralı buna çok kızmış.Bilin bakalım neler yapmış?

Bu kitap neyin nesidir, nedir ne değildir, nasıldır, kimdir, ne zamandır, nerededir, nedendir, diye sorarsanız; gün, günce, güncel derim.

Günümüzde bilgi öyle hızlı ki, altımızdan üstümüzden, sağımızdan solumuzdan hızla gelip geçiyor. Hele sosyal medya devreye girdiğinden beri hepimiz birer bilgi ve haber kaynağına dönüştük! İşte bu kitapta bu bilgilerden küçük bir demet var.

Ahtapot başka dünyadan gelen bir canlı mıdır, ne yer, ne içer, nerede yaşar, nasıl ürer, düşmanları kimdir, hangi renklere dönüşebilir vb. gibi sorulara yanıt ararken; zekâsı, türleri, evrimi ve gözleri ile ilgili bilgilere de ulaşabilirsiniz. Belki de, ahtapot üstüne Türkçe yayımlanan ilk kitap!

İnsan günlük yaşamında aklına geleni hemen yazıverirse ortaya böyle kitapçıklardan oluşan bir kitap çıkar belki de! Susan Sontag günlüğünde keşke her yazdığımızı yayımlayabilseydik diyor, işte bu yazılar öyle!

Bu kitapta 2016-2017'de yazılan; Delice Günce, Corin Tellado'nun Rekoruna Doğru-3, Kısa Deniz Güncesi, Minicik Sigara Güncesi ve Bir Soluk Al Güncesi adlı günceler yer alıyor.

Herkesin günlüğü kendine özgüdür. Diyelim, yaşadığınız sokak, yaşadığınız mahalle, hatta yaşadığınız köy, kasaba, ilçe, kent sizin yaşamınızdan size özgü kentsel davranışlardan oluşur. Sizin edimleriniz kendi günlüğünüzdür. Her yerin sizi ilgilendiren ilgi ve bilgi alanları sizin yaşam alanınızdır. Bu bağlamda özgürlük kavramını çağrıştıran bu durum, herkese göre biçimlenen, yaşanası olan bir saptamayı çıkaracaktır karşınıza. Sözün özü, nasıl herkesin yaşadığı yerle ilgili özel bir günlüğü varsa, bu da beni

Parmak uçlarından başlayan melodi, her uzvun ayrı tat ve kokusuyla başını döndürüyor, ıslak nemli yerlerinden, tepelere tırmanıp zirvelerde her yanı ıslatarak dolaşıyor, boynundan yayılan kokuyu içine çekip binlerce yılda oluşmuş kıvrımların her birinde mola verip o özgün tat ve kokularla başı dönüyor, ayakucundan düz ve parlak tene tırmanıp o sihirli koruda kendine bir yol arıyordu.

Fransız yazar ve filozof Voltaire, 'İstanbul'da bir yılda yazılanlar, Paris'te bir günde yazılanlardan azdır,' demiş. Doğrusu hem üzüldüm hem alındım. Guinness Rekorlar Kitabı'na giren Barbara Cart­land 723 kitap yazmış. Ben de çoğu 4 sayfadan oluşan 724 kitap yazarak Orhannes Rekorlar Kitabı'na girdim! Bir Türk atasözü vardır, Azimle s.çan betonu deler, derler. Eh, bir de Rus atasözü ekleyelim: Ciddiyet kediyi öldürür.

Bir yanda S., eşi ve beş sevgilisi Diğer yanda güzel bir kadının şiddetle sürüklenen cinselliği Yaşam sert bir rüzgârla savrulup gider bazen, onu tutabilmek elinde değilse savrulan sen olursun!

Orhan Tez'in, bu kitabı iki bölümden oluşuyor. Yazar olmak isteyenlere günlük öğütler, bölümünde bir yandan kendi kitap serüvenini anlatırken yazar olmak isteyenlere de yol yordam gösteriyor! Geçmiş gelecek ve Şeytan, adlı bölümde ise geçmiş'le gelecek arasında Şeytan'la salıncağa biniyor!

Semih Gümüş son yayımlanan denemelerinden birisinde Avrupa'da öykü kitaplarının satmadığından söz ediyor, ülkemizde ise öykünün hâlâ kıpır kıpır olduğunu söylüyor. Tarih vererek söyleyelim, George Orwell 1946'da yazdığı bir denemesinde okurların bazılarının bir öyküden diğerine geçerken olaylar ve kişiler değiştiği için zorlandıklarını söylediğini, romanın ise başladığı gibi biten, yani aynı kişiler çerçevesinde dönen, bu yüzden de kolay okunan kitaplardan olduğunu belirtmiş. Oysa, öykü kitapları günümüz i

Orhan Tez, bu kitabında Küçük kitaba övgüyle başlayıp AVMler yokken oynanan çocuk oyunlarını anlatıyor, ardından kısa bir eşeknameye geçiyor; ne bilsek faydası var, diyerek dünyada kaç insan yaşadığını, zeytinlerin neden küçüldüğünü, krizin edebiyatı etkileyip etkilemediğini, şiddeti, değişen dünyayı anlattığı denemeleriyle bulmaya, bilmeye, demeye çalışıyor; balıkların çığlıklarından söz ettikten sonra Türkçeyle söyleşiyor, Püfürizmalar adını verdiği eğlenceli aforizmalarla eğleşip Büyüteç öykülerle kitabı

Bu kitaptaki öyküler Subukistan adı verilen düşsel bir ülkede geçer. Subukistan'da Abuklar ile Subuklar birlikte yaşarlar. Bazen Abuklar Subuk, Subuklar Abuk olabilir, bu sizi şaşırtmasın! Abuk subuk bir ülkedir burası. İşte bu kitap Abuklarla Subukların öykülerini anlatır.

Bu kitapta, siyasetten magazine, 1 Mayıstan Hadiseye, kadınlardan sansüre, hayvanlardan sevişmeye, seks avantür filmlerden Paris Hiltona, memleketin halinden yasaklara, Fethiye günlüğünden dünyanın jeolojik devirlerine, bilimden Yeşilçama ne ararsanız var! Ayrıca, internette satılan ve kitap sayısı 5 ve 5in üstünde olan yazarların tam listesi var! Sıkılmadan okuyacaksınız!

Uzmanlara göre, eğer gerekli önlem alınmazsa 2050 yılında denizlerde balık kalmayacak! Yanlış duymadınız, örneğin Türkiye'de ortalama yaşamın 75 yıl olduğunu düşünürsek, şu anda 35 yaş ve altında olanlar denizde balık kalmadığına tanık olacaklar. Balıksız deniz, insansız dünyaya benzer! Bu kitap bu soruna dikkat çekmek için yazılmıştır. Bu bağlamda, bu kitaba vereceğiniz her destek size yine bir balık kitabı olarak geri dönecektir! Balık olmasa da kitabı olsun! Balık sana emanet olsun!

"Duyan da Bir Şey Yaptığımızı Sanacak" ve "Şövalye Adası" adlı kitaplarıyla tanıdığımız Orhan Tez, "Kırık Aşk Öyküleri"yle okurlarını yeniden sarsıyor. Tez, kısa öykünün usta kalemi...

İnsanların kimisi yaşama tutunur, kimisi tutunamaz, iğreti yaşar. Yaşamı algılamak, yetişme tarzı, kimlik sorunu, çevresel boyut vb. gibi özelliklerdir onları etkileyen. Yaşamak, bu dünyanın geçiciliğini bilerek. Tutunamayanlar bu geçiciliği daha iyi algılarlar. Belki de bir şeye, şeylere bağlanmak istemeyişleri ondandır, kim bilir? Nazan ile Özgür'ün sıradışı öyküsü bir sevgi arayışı mıdır?

Yazar, bir yandan "Üfürizma, aforizmanın bozulmuş şeklidir, küçük bir dil deneyimi," dediği üfürizmalarla gezdirirken, diğer yandan kuşların ölüm çığlığı, uzayın kara deliği, sanat mı ucube mi, gülmeyelim de ağlayalım mı, renkli sutyen yasağı, kitaptan neden korkulur, kadını sünnet etmek, insanın en mutlu olduğu yaş, idam cezası referanduma götürülür mü gibi konu ve soruların arasında kısa dolaşmaya çağırıyor sizi...

Bu kitap, Orhan Tez´in çeşitli kitap, dergi ve gazetelerden alıntılar yaparak, zaman zaman Fethiye´nin turizm sorunlarına değinerek, geriye dönüşlerle günümüzü yorumlamaya çalışarak, yaşadığı günlerden izler düşürerek bir yılda oluşturduğu "Fethiye Günlüğü", Fethiye´de yaptığı gezilerden yola çıkarak yazdığı "Fethiye Gezi Notlan", Fethiye´nin yerel televizyonlarından Kanal F´de belgesellerini yaptığı "Likya´nm 7 Kenti" ve Fethiye dışına yapmış olduğu gezilerden derlediği "Fethiye´den Yolculuklar" adlı bölüm