Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 8 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Çal çoban çal!.. Bu yüksek dağlar, bu geniş ovalar, bu şarkılar söyleyen dereler, bu öten ormanlar, bu yer, bu gök; senin, hep senin, sonsuza dek senindir. “Çal Çoban Çal”, ülkesi işgal edilen bir milletin kalbinin derinliklerinden yükselen bir feryat. Süleyman Nazif’in baskı ve zorbalığa hiçbir zaman boyun eğmemiş kalemi, bu feryada tercüman oluyor. Mondros Ateşkesi sonrası Anadolu’da dalga dalga yayılan işgaller karşısında kâh Ankara Savaşı’nda Timur’a esir düşen Yıldırım Bâyezid’e uzanıp tarihten tesell
Irkına, vatanına, tarihine ihanet etmiş olan kişi ve kavimlerin hiçbirini unutma Türk oğlu!.. Unutma ve affetme!.. "İmparatorluğun çatırtılarının ayyuka çıktığı bir dönemde yaşamış, vatanının ve milletinin tattığı ıztırapları yüreğinin tam ortasında hisseden aydınlardan biri olan Süleyman Nazif'in bu eserinden adeta kan ve gözyaşı damlıyor. Kâh Plevne'de Gazi Osman Paşa'nın emrinde kâh Kafkasya'da Şeyh Şâmil'in yanı başında Ruslarla yaka paça oluyor; oradan bir kolunu Trablusgarp'a, diğerini Girit'e uzatara
Mehmed Âkif adlı bu kitap, şair hayattayken yayımlanan onunla ilgili ilk bütünlüklü çalışmadır. Kendisi de şair ve yazar olan Süleyman Nazîf'in eseri, Arap harfleriyle kitap hâlinde ilk kez 1924 yılında basılmıştır. "İstiklâl Marşı" şairinin kişiliği, düşüncesinin kaynakları, şiiri; eserlerindeki insanî, vicdanî ve millî tavrı hakkında önemli bilgiler sunan bu eser, devrinde şaire yöneltilen pek çok eleştiriye de cevap vermektedir. Elinizdeki kitapta, eserin 1924'te yapılan ilk basımı esas alınmış; metin h
Tükendi
Süleyman Nazif, "İstiklâl Marşı" ve Safahat şairi Mehmed Âkif'in en aziz ve yakın dostlarındandır. Yüzyıl önce büyük felâketle-rin yaşandığı ülkemizde aynı hicranı duymuş, aynı ızdırabı terennüm etmiş, aynı hüznü yaşamışlardır. Hem Mehmed Âkif hem de Süleyman Nazif, bu mübarek milletin değer-lerine bağlanmış, vatana sevdalanmış, bayrağa âşık olmuş iki fikir, ideal ve iman adamıdır. Süleyman Nazif'in kaleme aldığı ve Meh-med Âkif hakkında yazılan ilk kitap özelliği taşıyan bu kitapta Türkçenin ve İstanbul'
Türk Edebiyatının en önemli yerli kalemlerinden biri olan Süleyman Nazif'in belki de en ayırt edici vasfı kalemini zulme, haksızlığa ve özellikle emperyalizme karşı bir kalkan gibi kullanmasıdır. Hz. İsa'ya Açık Mektup ve Kâfir Hakikat da onun bu özelliğini en iyi gösteren metinlerinden biridir. Bir peygambere mektup yazıp, yaptığı zulümlerden dolayı ümmetini ona şikayet etmek, akabinde de Hz. İsa'nın ağzından mektup kaleme almak ancak onun zekasının bir buluşu, hislerini ifade ediş biçimi olabilirdi. Hz. İ
Tükendi
"Asırlardan beri yaşayan, şairlerin şeyhi olan ve geçmişi geleceğe karışan bu harikülâde adam beni çocukken genç etmiş ve Sa'dî'den alıp getirdiğim Bostan ve Gülistan'a yeniden bir bahar mevsimi ilâve ederek, bilmem nasıl hülâsa edeyim?... Bana sevmeği öğretmiş, hem de vaktinden evvel öğretmiş idi... Şiirlerinin bir kısmı meydanda ve bir kısmı kalplerde ve ezberde ve fakat hayat hikâyesi maalesef bilinmezlikler içinde kim bilir nerde olan bu ebedî ve rûhanî şairimizin hayatı ve ölümü hakkında büyük edibimi
Tükendi
İngilizler için Şekspir ne ise bizim için de Fuzûlî en az odur. Bir farkla ki, İngilizler, üniversiteleriyle, eğitim kurumlarıyla, özellikle adına kurdukları enstitüleriyle ona "millî bir hazine" gibi sahip çıkarlarken biz Fuzûlî'yi -tıpkı yaşarken olduğu gibi- kendi hâline bırakışmışız. Şekspir üzerine yapılan çalışmalar, başlı başına bir kütüphane oluşturacak kadar zengin bir külliyata sahip iken bizim Fuzûlî'miz gerçek değeriyle mukayese dahi edilemeyecek derecede az araştırılmıştır. Gerçi Fuzûlî ve eser
Tükendi
Süleyman Nazif (29 Ocak 1870, Diyarbakır 4 Ocak 1927, İstanbul), Şair ve tarihçi Sait Paşa'nın oğlu olan Süleyman Nazif, özel eğitim görerek yetişti. Arapça ve Farsça'nın yanı sıra Fransızca öğrendi. Osmanlı ve cumhuriyetin önemli Kürt aydınlarındandır. Çeşitli memurluklarda çalıştıktan sonra "Vilayet" gazetesinde başyazarlık yaptı. II. Abdülhamit'in gazabına uğrayan yazarlardan biri olan Süleyman Nazif, 1897 yılında Paris'e kaçarak sekiz ay boyunca orada yaşadı. Yurda döndükten sonra padişahın emriyle vila
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 8 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1