3 Kasım habercisi olan son telefon konuşmamız: "Kızım sana bırakabileceğim en büyük mirasım yaşadıklarımdır. Başını hiçbir zaman eğmeyeceksin."
Onun içinde mor dağlara türkü söylemek, uzaktan geçen turnalara el sallamak vardı. O bir devre damgasını vurdu ama içindeki türküyü hiç duymadılar, dinlemediler... Yükselen canhıraş çığlıkların ortasında hep bir "sebep" olarak görüldü, gösterildi.
Oysa bir insanın tek başına bu kadar "çok sebep" olması mümkün değildi. "Utanç Duvarları" gibi yükselen tek yanlı sese
Baba bizim evimiz neresi?"
Vatanımız Gökçen'im... Vatanımız."
Yakın tarihimizin bir tanığıyım ve bu süreçte ben bir kahraman tanıdım; Babam Abdullah Çatlı. Onun yaşadıklarının bir bölümüne, sizleri de tanık etmek üzere ÇATLI REİS'i kaleme aldım.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.