Hakikat iddiasındaki retoriğin, dayandığı eksik temellere rağmen bu kadar uzun yıllar boyunca
tartışılması, "dalkavukluk" isnadına rağmen Aristoteles gibi felsefeciler tarafından ilgi görmesi, yeniden
yapılandırılması, bir dönem Avrupa'nın eğitim sistemini şekillendirmesi şiirin hangi eksikliğinden
kaynaklanıyordu acaba?
Retorik ve Şiir'i okuduğunuzda, bu ve buna benzer pek çok soruyu siz de soracaksınızdır muhtemelen.
Bir de şairin rolünü bir kez daha sorgulayacak, şiirle derin bir hesaplaşma içine girecek
okuma zamanlarının dışına çıkıp herhangi bir köşede kahveni ya da çayını içerken o notlar canlanıveriyor
gözlerinin önünde. başta çaresizsiniz, devam ettikçe yavaş yavaş gövdeni oynatmaya başlar ve en
yakındaki kaleme ve kâğıda sarılırsın. bu sarılmak yazmak demek değil elbette. yazmak için değil, çünkü
bunu neden yaptığını sen bile anlamıyorsun. buna refleks diyelim, içgüdü diyelim. çünkü okumalarının
sende bıraktığı tortuyla yüz yüzesin. önündeki kapılara ya da pencerelere bakıyorsun. ne arıyorsun? bir
sö
L. S. Uygotsky, "Şiirle girişilen düşünme şairin dünyaya bakışını ortaya koyar." diyor. Eh, yerden göğe haklıdır, desek yeridir.
Şiirle girişilen düşünce sessizce, gün ağarırken ve sabahın en güzel sesiyle zuhur ediyor Salih Aydemir'in şiirsel metinlerden oluşan bu kitabında. Bir bakıma dünyaya bakışını da görmek mümkün, şaşırtıcı bir sessizlik arayan şairin şiirsel değinilerinde. Birbirinden bağımsız gibi görünen her bir değini, dil ve imgede birleşerek şiiri düşündürüyor okura.
Şiiri düşünmek veya şiirl
Her şair nesnesine karşı az da olsa acımasızlık gizler içinde...
Parçanın vaat ettiği her şey ister istemez bir yerlerde karşılığını verir...çünkü bu her şeyden önce anlamın ve dilin yıkımından başka bir şey olamaz...
Yazmak bir oluş meselesidir ve kendine yeni bir gerçek yeni bir dil kurar.
Gerçeğin içine düşmek şairin handikaplarından biridir.sanki yabancı bir dille yazmaktır, Proust'un dediği gibi...
Dile gedikler açabilmek...
Alışılmayan yollardan gitmek / gidebilmektir...
Bu yolculuğa kendimle başladım, seninle devam ettim ve kendimle bitiriyorum artık. Yazmaya başladığımda bendim, bitirdiğimde sen. Başlangıç ve son birleşti. Bir noktaydım başlangıçta sonra bir çizgi (parabol'du belki de) seninle buluştuğum o noktadan sonra bir çember çizmeye başlamıştık. Ben, senin noktandan, sen benim noktamdan yürüdün.
Başlangıç ve son, son ya da başlangıçtı bizimkisi.
her evde ölmeye hazır bir yalnızlık var
her veda sevmek
deniyorsa tendeki her vurguya
evet bir yanlış daha taşınıyor yalana
ne var ki bir kez daha kandırıyorum
içimden geçen fırsatı
önsözde yer almıyor uzaklıklar
Dilsel deneyin öne çıkarıldığı bir kitap Gölge Göçü.Gerçekliğin kanıksanmış rutininden bu dil deneyimiyle özgürleşmeye çalışan şiirsel bir tutum. Dili gerçeklikten azade özgür kılma deneyimi denebilir mi? Gerçeküstücü bir ışık süzülüyor söze, şiirdeki nesnelere ("boşluk yaratır söze dayanmayan anlam"). Böylece dilin kendi şiirsel serüveni başlıyor, birey kendini bu tuhaf, alışılmadık serüven içinde dile getiriyor, kendini burada anlamlandırıyor. Hayal gerçeğin, gerçek hayalde olanın yerini alıyor. Salih Ayd
Toplam 8 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.