Soner Demirbaş'ın zamana yayılan ve sabırla kurgulayıp okurlara sunduğu bu kitaptaki deneme, inceleme, çözümleme ve söyleşileri şairin-yazarın kendi külliyatının da bir tamamlayıcısını oluşturuyor.
Şair ve..'deki yazıları okurken yazarın kendi düşüncesindeki ve şiir pratiğine bakışındaki gelişimini (estetik teorisini- sanat kuramını) görebildiğimiz kadar Türk şiirinin değişim ve gelişimindeki örneklere de rastlayabiliyoruz. Bunu yaparken kendine özgü bir dil kullanan Demirbaş, şiir üzerine düşünenlerin bir
Ağaçlar gibi rüzgâra bırakıyor içinin rüyasını Soner Demirbaş. Gökyüzünü büyütmek istiyorsan kuşlar gibi çoğalacaksın; biliyor...
Tarih yazanlar bizi kendilerine benzetirler hep ama seken bir kurşunu havada durdurabilir şiir; bunu da biliyor. Ya
bir yaprağın ilk dokunuşunu suya
yırtılan ağzımın ipi kopan uçurtmasını
cebimde taşıdığım o küçük limanı
yakamda taze gül acemiliği ile
binip hayal geminin mavisine
gecenin boynunu yontan kentin kıyısını
serin ve ıslak rahmine düşen cenini
yazı kuşu yaban taşı sözcüklerin mürekkebini
gittim sonra suları ödünç alıp
adını fısıldayan ağacın gölgesine
seslerinin kadifesinde
kâğıt helva inceliği taşıyan çocukları
yıllanmış masanın epriyen ayağını
ayrı zamanları birleştiren kitapların dipnotunu
bir günün kendin
Soner Demirbaş, kendine özgü bir şiir dili oluşturabilmiş ender genç şairlerden biri. Şiir üzerine gürültü patırtı çıkarmadan, ortalığı tozu dumana katmadan, sessiz ve derinden düşünüyor; artık gençler arasında pek gözükmeyen, kendinden önce şiir dünyasında yer almış şairler üzerine yazma geleneğini de sürdürüyor. Genç bir şairin şiir dünyamızda görülen sorunlara verdiği cevaplardan oluşan bu kitaptan öğrenilecek çok şey var.
Toplam 4 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.