Petersburg'un büyülü beyaz gecelerinde gerçekle kurgunun iç içe geçtiği bir öykü. Tasavvuftaki hiçlik ile matematikteki sıfırı birleştirmeye çalışan bir fizikçi, evreni
akıl üzerinden çözdüğünü iddia eden bilim dünyasına, kaos ve karmaşıklık kuramıyla farklı bir bakış açısı sunuyor
"Fizik Profesörü Bay Gediz Akdeniz bir sabah kalktığında kendini karaya vurmuş bir "kefal"e dönüşmüş olarak buldu. Ve kendi konumu üzerinde uzun uzun düşündü, önce "emergence!" dedi, fizikçilikten kalma bir alışkanlıkla. Sonra Türkçesini düşündü; "doğuş", "oluş"; olmuyor, tam karşılamıyordu. Sözlükte Arapça bir kelimeyle karşılaştı; "zuhur". Sevdi bu sözcüğü, tekrarladı: Zuhur. Geçmiş yaşantılarından bugüne olan yolculuğunu mükemmel ifade ediyordu."
Bu roman için şizofrenik bir teorik fizikçinin "karmaşık
Bugünün Dr. Frankenstein'ları, Fukuyamacık progoklardır (kâhinler). Bunlar gerçeği daha ne kadar insanlıktan saklayabilecekler ki! Örneğin, inananları için çevirdikleri Matrix gibi filmleriyle mi?
Simülasyonlaştırdıkları toplumun dijital geçmişi, Batı uygarlığının hiper gerçeği olan bilimkurgu gibi filmleriyle mi? Yoksa Kuantum tuzaklarla dolu Biz Ne Biliyoruz ki? Gibi filmleriyle mi? Yoksa sanal Moore'un gerçek olan ABD Başkanı Bush üzerinde sanki ABD insanlarında kelebek etkisi yapacakmış Fahrenheit 9711
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.