Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bu eserin temel hedefi, “Çağdaş İslam Düşüncesi” bağlamında Müslümanların Batılı bilgi ve bilim tasavvuru ile teknolojisinin küreselleşmesi/hakimiyeti karşısında nasıl projeler geliştirdiklerine dair varoluşsal kaygıları müzakereye açmaktır. Bu bağlamda öncelikle “Çağdaş İslam Düşüncesi”nin teşekkül sürecinden ana hatlarıyla bahsedip, önce Osmanlı Devleti – Türkiye Cumhuriyeti kültürel sürekliliğinin simge isimleri olan Yusuf Akçura, Ziya Gökalp, Mehmet Ali Ayni, Ömer Ferid Kam üzerinde durulacaktır. Akçura
Elinizdeki Faysalu’t-Tefrika Beyne’l-İslâm ve’z-Zendeka başlıklı eser, Gazzâlî merkezli bir nevi “dini gruplar sosyolojisi” yapmaya, bazılarını tekfir ederek din dışı ilan etme, bazılarını da yaptıkları yorum (tevil) nedeniyle “ötekileştirme”ye yönelik dilin temellerini anlama çabasıdır. Eserin ilk bölümünü oluşturan “İslam’da Tekfir Söyleminin Temellerine Dair” başlıklı makalemizde, günümüzde tefrika ve zındıklık kavramlarını kullanarak toplumsal ötekileştirme ve felsefe karşıtlığının Gazzâlî üzerinden dev
Elinizdeki kitap İslam Felsefesi Teşekkül Dönemi ve İslam Felsefesi Tenkid Dönemi (Elis Yay.) serisinin üçüncüsü olup Felsefeyi Anadolu'da Yeniden Yurtlandırmak için İslam Felsefesini tematik olarak -Mantık Bilgi Bilim Varlık Siyaset bağlamında- okuma çabasıdır. İslam Felsefesi: Giriş adlı çalışmanın ilk bölümünde tıpkı Fârâbî'nin İlimlerin Sayımı adlı eserinde olduğu gibi Dil Felsefesi üzerinden dil düşünce ve mantık irtibatının sağlanması amaçlanmaktadır. Bilgi Felsefesi kısmında "Hakikat"i araştırmada ku
Çağdaş İslam düşüncesi", tarihin belirli bir zamanında belirli bir topluma belirli sorunları çözmek için inen ayetlerive peygamberimiz tarafından bunların hayata uygulanmasını(sünnet) merkeze alarak yaşanılan dönemdekisoru ve sorunlara çözüm üretme çabalarıyla ilgilenir. Bubağlamda, günümüz Müslümanlarının yaşadıkları siyasi,iktisadi ve içtimai sorunlara çözüm üretmek için Selefi veFelsefi olmak üzere iki temel üslup ortaya çıkmaktadır. Bu kitapda cevapları aranan sorular şunlardır: Günümüzde sahih İslam t
"Çağdaş İslam düşüncesi", tarihin belirli bir zamanında belirli bir topluma belirli sorunları çözmek için inen ayetleri ve peygamberimiz tarafından bunların hayata uygulanmasını (sünnet) merkeze alarak yaşanılan dönemdeki soru ve sorunlara çözüm üretme çabalarıyla ilgilenir. Bu bağlamda, günümüz Müslümanlarının yaşadıkları siyasi, iktisadi ve içtimai sorunlara çözüm üretmek için Selefi ve Felsefi olmak üzere iki temel üslup ortaya çıkmaktadır. Bu kitapda cevapları aranan sorular şunlardır: Günümüzde sahih
Bilinen tasavvurlardan bilinmeyen tasavvurlara geçişte, tanım mihenk taşıdır. Terim anlamıyla tanım/had, ortak ve ayırt edici unsurları kapsayan söz demektir. Burada tanım, bir şeydeki iki durumu tanımlar, birincisi, o şeyin cevherini/zatını tanımlar, ikincisi ise, onunla, kendisi dışındaki şeylerden ayıranı tanımlar. Burada tanım, tanıtımın/resmin zıddına, özlerden oluşmaktadır. Bu yüzden ta'rif, tanıtımı da kapsadığından tanımdan daha geneldir.  Çalışmamız, ağırlıklı olarak İslam Felsefesinde Tanım Risale
1500 yıllık İslam geleneğini, sürekli oluşan bir fenomen olarak görmemiz, tarihsel sürecin her aşamasını değerli kılmaktadır. Sürekliliğimizi koruyabilmemiz ise bu aşamaların her birinin tetkiki sayesinde mümkün olacaktır. Tarihsel sürekliliği kırdığımız zaman "öteki" kavramların zihinlerimizi nasıl istila ettiğini ve görünüşler dünyasını nasıl gerçek"miş" gibi algılayıp, sözde sorunlarla uğraştığımızı görmekteyiz. Geleneğimizdeki siyasi ve itikadi bir tavrın içselleştirilmesine yönelik modern bir okuma ola
Tükendi
Fikir tarihi içerisinde önemli bir tefekkür sahası olan İslâm Felsefesi, özgün bir düşünce sistemi/sistematiğidir. Onun özgünlüğü, vahiy ve aşkın alandan beslenmesinin yanında, kendi içerisinde eleştiri ve tenkide kayda değer bir fırsat ve imkân açmasında aranmalıdır. Bunun bilimsel ve nitelikli ilk örneği; Gazzâlî'nin, Aristo tarzında felsefe yapan Meşşâî filozoflarının bir kısım metafizik düşüncelerine yönelik eleştirilerinde görmek mümkündür. İslâm dünyasında aklî düşüncenin gerilemesi ve zayıflamasına s
Tükendi
Doğu Medeniyeti ve Batı Medeniyeti ayırımından hareketle, coğrafya merkezli Doğu Bilimi veya Batı Bilimi diye bir tanımlamanın imkânı var mıdır? Ya da din, kültür, ırk veya medeniyet merkezli, bir Hıristiyan Bilimi, İslam Bilimi, Çin bilimi tanımlaması ne kadar tutarlıdır? Cevap(lar)ı aramak için öncelikle bilgi-değer ilişkisinin nasıl kurulduğuna bakmak gerekir. Bunun için de, kendi başına bağımsız bir gerçekliğin olup olmadığı, gerçeğin belirli paradigmalarla yorumlanmış bir veri olarak araştırmacının ilg
Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü, İslam Felsefesi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mevlüt Uyanık Kitab 4 bölüm ve bir Ekten oluşuyor. Felsefeyi hakikate ulaşma yolculuğunda yanlışa evet demeden bir hayat tarzı sürdürmeye çalışmanın ifadesi olarak gören Uyanık kitabında güncel sorunlara tarihsel temellere sahip olan ve doğrudan günümüz insanına hitap eden çözüm önerileri geliştirilmeye çalışıyor. Uyanık özellikle yakın dönemde yaşanan bireysel ve kolektif hak ihlal
İnsanın varlık, bilgi ve değer alanları üzerine akılcı ve eleştirel bir şekilde değerlendirme çabaları felsefi düşünceyi oluşturuyor. Evreni anlamlandırırken kendi varoluşunun bu anlam içindeki yerini, kim ve ne olduğunu açıklamayı hedef alan bu gayretlerin sonucunda varlık (ontoloji) ve bilgi (epistemoloji) üzerine dair eserler ortaya çıkıyor. Metafizik veya teorik boyutu güçlü olduğundan dolayı anlaılması zor olan bu alanlarda "Ne Yapabiliriz" sorusunu merkeze alarak doğrudan pratik alana hitap eden aksi
Tükendi
Bir insan, hayatının en önemli aşamasındayken içinde bulunduğu bir ortamı niçin terkeder; herkes tarafından örnek alınırken, Hz. Muhammed’den sonra İslam dünyasında en çok bilinen isimlerden biriyken, aslında birbirleriyle çatışan kelamcı ve sufilerin önemli oranda beğenisini kazanmışken, niçin herşey terkedilir ve uzlete çekilinir?
Türkiye Cumhuriyeti´nin eğitim-öğretim kurumlarında verilen felsefe öğretimi denildiği zaman hemen aklımıza Batı Felsefe Tarihi çerçevesinde düzenlenen kitaplar gelmektedir. Antik Yunan Felsefesinden başlayara, günümüze kadar geldiği şekliyle öğretilen Batı Felsefesi, biricik ve evrensel düşüne tarihindeki diğer felsefele (İslam, Hind, Çin vb) dışlanara hazırlanan kitapların çoğunluğunun 19. Yüzyılın hakim felsefi akımı olan pozitivizm ile şekillendiği hususu artık herkesin malumudur.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1