Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de pek çok bireysel, toplumsal ve küresel ahlaki sorun vardır. Ahlaki sorunları dert edinmek ve bunlara çözüm aramak, her dönemde tüm iyi insanların vasıfları ve kendilerini sorumlu hissettikleri görevleri arasında olmuştur. Ahlak ve etik kavramları bazen birbirinin yerine de kullanılabilmekte ise de, insanların çoğunluğunun takdir ettiği iyi huylar ve erdemli davranışların pratik hayatta tezahürü için ahlak, yaşanan bu ahlak ile ilgili felsefi tartışmalar içinse etik denmesi
Din felsefesi, bir felsefe ve ilahiyat disiplinidir.Felsefenin asıl amacı, hakikate ve hikmete ulaşmak, entelektüel olarak yetişkinleşmek, etik olarak olgunlaşmak, birey olarak özgürleşmek, düşünür olarak özgünleşmek, önce kendinden başlayarak insanlığın aydınlanmasına katkıda bulunabilecek seviyeye gelmek ve bunu gerçekleştirebilmiş biri olmanın hazzı ve mutluluğunu yaşamaktır.
İnformel Mantık,mantığın dar anlamda formel/biçimsel sınırlılıklarından ve felsefecilere özgü bir alan olmaktan çıkartılıp,herkes tarafından anlaşılabilecek ve yararlanılabilecek biçimsel olmayan bir yöntem ve dille ifade edilmesidir.O sadece felsefi düşünce ve araştırmalarda değil,gündelik hayat sorunlarıyla karşılaşıldığında da herkesin aklını ve dilini iyi kullanabilmesine yardımcı olmayı amaçlayan nispeten son zamanlarda gelişmiş bir mantık yaklaşımıdır. İnformel Mantık,1960lardan itibaren Batı dünyasın
Din Felsefesi, İlahiyat Fakülteleri ve Eğitim Fakültelerinin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi bölümlerinde okutulan zorunlu bir derstir. Ancak bu zorunluluk sadece öğrencilerle sınırlı değildir; felsefi bir perspektifle dinin ana konularına bakarak taklitten kurtulmak ve temel dini inançlar üzerine tahkiki bir değerlendirme yaparak inançlarını içselleştirmek isteyen herkes için din felsefesinden yararlanmak âdeta entelektüel ve etik bir zorunluluktur. Önceki çalışmalarımızdan yararlanılarak ve on dört haftad
Tükendi
Ahlâk ve sanat, insan hayatını huzurlu ve mutlu kılan vasıtaların başında gelmektedir. Ahlâk, adalet, iyilik, sevgi ve kardeşliğimizin teminatı iken, sanat da güzellik, yücelik, huzur ve mutluluk kaynağımızdır. Vicdanımızı ahlâkla, gönlümüzü sanatla besleriz. Ahlâk ve sanat birlikte olduklarında oldukça güzel ve değerlidir. En güzel olanı ise ahlâkın sanatla sanatın ahlâkla harmanlanmasıdır. Sanat ve sanata dair her şeyin de belli bir ahlâki disiplin içinde olması gerekmektedir. Bu iki güzelliğin kesiştiği
İslam Ahlak Felsefesi, hem tarihsel hem de sistematik bir disiplindir. Tarihsel olarak o, genel islam felsefesi içindeki ahlak konuları ile özdeştir. Sistematik olarak ise, çağdaş ahlak felsefesinde ele alınan sorunların, İslam ahlak felsefesi perspektifiyle değerlendirilmesidir. Metninde her iki yön birleştirilmeye çalışılmakla birlikte, ilk yarıda daha ziyade tarihsel bilgiler verilmekte, ikinci yarıda sistematik problemler irdelenmektedir. Bu bağlamda, önce İslam ahlak felsefesinin temel kaynakları ve
Adalet, insanoğlunun her zaman öncelikli sorunlarından biri olmuş, daha adil ve daha iyi bir dünya her dâim iyi yürekli insanların en büyük özlemlerinden birini teşkil etmiştir. Kendi özel hayatlarında hiçbir haksızlık, adaletsizlik ve zulümle karşılaşmamış dahi olsalar, ötekinin durumuna insaf ve empati ile bakabilen erdemli, vicdanlı ve büyük ruhlu insanlar, haksızlık ve zulümden her zaman rahatsız olmuş, hakkaniyet ve adaleti her zaman vurgulamış ve savuna gelmiştir. Adalet erdemi ve adil bir dünya ideal
Tükendi
Entelektüel ve etik kapasitesinin ve sorumluluklarının bilincinde olan her düşünen insanın, ‘nereden geldik,' ‘nereye gidiyoruz,' ‘nasıl yaşamalıyız,' ‘hayatın bir anlamı var mı", gibi ‘büyük varoluşsal sorular'ının başında, ‘evreni ve içindekileri yaratan bir Tanrı var mı' sorusu gelir. Bu mühim soru, zaten inanıp iman etmiş müminler için bile hayatlarının taklidi imandan ‘tahkiki imana'a yükselme evresinde özel bir önem arzeder. Tanrı inancı, çağlar boyunca, insanların fıtratlarında var olan bir inancın
Tükendi
İlahiyatçılık ve din görevliliği, onbinlerce kişinin profesyonelce çalıştığı bir meslek alanıdır; ve onların da, her ne kadar asıl işlerinin çok önemli bir alanı ahlak ise de, meslek ahlakıyla ilgili ilkeler, kurallar ve standartlara ihtiyaçları olsa gerektir. Bu konuda bir an önce kendi meslek etiğimizi oluşturma zamanımızın geldiği ve buna katkıda bulunabilmenin ulvi bir görev olduğu düşüncesiyle birkaç yıl önce elinizdeki bu çalışmayı başlattık. İmam Hatip Lisesi mezunu, bir süre imamlık yapmış, daha son
Dini tecrübe, daha dindar ve temiz kalpli olanlara başta olmak üzere herhangi bir insanın yaşadığı ve salt doğal nedenlerin sınırları içinde açıklanması kolay olmayıp, en azından onu yaşayan kişiler için ancak doğaüstü bir kaynağa başvurulduğunda tatmin edici bir açıklamaya kavuşabiln olağanüstü haller ve olaylardır. Batı dünyasında bu tür olaylar dini açıdan olduğu kadar psikolojik ve felsefi açıdan da uzun zamandır araştırılıp irdelenmektedir. Bizşm klasik literatürümüzde dini tecrübe türü haller ve ol
Tükendi
Tarihsel ve kavramsal açıdan bakıldığında dinin de felsefenin de özünde bilgeliğin büyük bir yeri vardır. Kur´an´daki "kime hikmet verilmişse muhakkak ki ona çok hayır verilmiştir" ayeti, dinin hikmete/bilgeliğe verdiği önemi özetlemeye yeter. Felsefenin adı da, daha başlangıçta, "bilgelik-sevgisi" olarak konulmuştur. Bu durumda bilgelik, din ve felsefenin -ve dolayısıyla insanlığın- en temel, kalıcı ve kuşatıcı değerlerinden biridir. Ne var ki, din ve felsefe, bilgelikle ve birbirleriyle irtibatlarını h
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1