Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 41 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bilgelik yolunda yürüyen mutlu gezgin Muammer Yılmaz,El Camino de Santiago yolunda... Arkadaşı Milan Bihlmann ilebu zorlu ama muazzam yolda yürürken gezi günlüğünü sizlerle paylaşıyor.800 kilometrelik bir yolculuk… Hem de çantasız ve atıksız!Önce imkânsız görünüyor, sonra gerçeğe dönüşüyor.Bu kitabı okurken Santiago Yolu’ndaki büyülü atmosfere,ilginç karşılaşmalara, güçlü dostluklara ve büyük bir mücadeleyetanık olacaksınız.“Önemli olan varılan nokta değil,yolculuğun kendisidir!”
Tükendi
Mithat Paşa o gün de bu gün de şahsiyeti hala tartışılan Türk Büyüklerinden birisidir. Dostları kendisinden sitayişle bahsederler. Düşmanları ise; Sultan Abdülaziz'i tahttan indirdiği, Abdülhamit'e karşı geldiği ve hatta Cumhuriyet fikri güttüğünden yerden yere vururlar. Valiliklerinde başarıdan başarıya koşan Mithat Paşa; devlet yönetiminde halkın eşitliğini ve güvencesini sağlamak için Meşrutiyet'in ve Anayasa'nın önderliğini yapmış ve sonunda başını vermiştir.Taif Zindanında böyle bir trajik akıbete uğr
Pek çok millet ve devlete eşiklik ve beşiklik eden Eyüp sabırlı, Yusuf yüzlü, ahû gözlü, koç yiğitler yatağı, cihangirler otağı, aşıklar diyarı, erenler ocağı Anadolumuz; vefalı göğsünden nice kahramanlar, dahiler, liderler, gönül mimarları çıkarmıştır. İnsan beden ve ruhuna yapışan birtakım hastalıkları Kuran Ezcanesinden imal ettiği ilaçlarla tedavi etmeyi vazife edinmiş bu aşk ve gönül aynaları olan Mevlânâ, Yunus Emre, Şeyh Edebali, Akşemseddin, Emir Sultan, Aziz Mahmut Hüdayi, Nabi ve niceleri insanımı
Yüce Yaradanın milletimize bahşettiği zaferlerimizi okurken sayfalar arasında nostaljik bir geziye çıkacaksınız. Kanlarınız korlaşacak, maddi ve manevi Fatihlerimiz yüreğinizi yumuşatacak. Ulubatlı Hasanlar, Genç Osmanlarla kale surlarına al sancağı dikip Kanijede pir yüzlü Vezir Tiryaki Hasan Paşa ile sevinç gözyaşları dökeceksiniz. Akdenizi Türk gölü yapan, Barbarosun Baştardasında Preveze Zaferini yudumlarken Türk Asrının Sultanı Kanuni ile Belgrata, Mohaça, Bağdata ve son Kızılelmayı dalından koparmak i
İfrat ve tefrit arasında bocalayan Sultan İbrahim'in her hareketi tezatlarla doludur. Günü ve saati birbirini tutmayan İbrahim, ne yaptığını bilmez, aniden parlar, acele karar verir, sonra da pişman olurdu. Böyle davranmasının sebebi, onun Psiko-nevroz hastası olmasıdır. Sultan İbrahim'in genç yaşta bu hastalığa yakalanmasının en büyük sebebi; yıllarca zindanda kalması, ölümün ilik donduran soğuk yüzünü her an beyninde ve ruhunda hissetmesidir. Saray ve konakları samurla döşetip, samur ve amber vergisi ko
Tükendi
Yüce Yaratan; uykuyu dinlenme zamanı, yer yüzünü döşek, geceyi örtü yapmıştır. Rüya görmek uyku ile olur. Rüyaların özelliklerinden en önemlileri geleceğe yönelik olmalarıdır. Bizleri günlerce tesiri altına alan rüyalar yanında, bedenimize ve ruhumuza korkunç ve azap verici rüyalarda vardır. Kutsal Kitabımızda ve Hadislerde rüyalara geniş yer verilmiştir. Peygamberimiz başta olmak üzere, İslam alimlerinin manevi alemle irtibatları yanında, padişahlar ve devlet adamlarının ilginç rüyalarına yer verdiğimiz
Bu muhtasar çalışmamızda günümüzü ve güncelliği yakalamaya çalıştık. Taşlamaya, haşlamaya ve nükteye de yer verdik. Kalemnâmemizi okudukça her satırında düşünürken gülecek, bedeninizin yanında dimağınız da tatlanacaktır.
Tükendi
İğneli koltuğun, kızgın sacın üzerine oturan lider ve devlet adamlarının sorumlulukları çok büyüktür. Onlar hakiki alemde milim milim hesap verecekleri, Ayet ve Hadislerden örnekler verilerek anlatılır. Yusuf Has Hacib'in, Nizamülmülk'ün, İmam Gazali'nin ve Şeyh Edebali'nin devlet adamlarını içine alan öğütleri; ışıl ışıl parlayıp ruhu ve bedeni okşayan "Kaşıkçı Elması" ve "Kutup Yıldızı" gibidir. Söz dinlemeyen insanımızı ve bilhassa Devletin zirvesinde bulunanları bir bakıma hizaya getirip, tir tir titr
Tükendi
Dünya hayatının dış yüzü lezzetli ve çocukların yaladığı elma şekeri gibidir. İç yüzü ise viraneler yurdudur. Onun görünüşüne aldanan aşıkları zelil eder; nefessiz ve yurtsuz bırakır. Bu geçici dünya hayatı, bir soru ile başlar, bir soru ile biter: "Adını ne koydunuz?", "Merhumu nasıl bilirsiniz?" Acı şurup olan ve her nefsin tadacağı ölüm; yaşamın ikiz kardeşidir. Alınan her nefesin yarısı yaşam, yarısı ölüm içindir. Kitabımızı okudukça her satırında kendinizi bulacak; kendinizle yüzleşeceksiniz, bu kit
Tükendi
Ramazan; gözleri ve gönülleri yıkayan, Sessiz ve güzel gelen bin aydan daha hayırlı olan "On Bir Ayın Sultanı" bir huzur melegidir. Hem hasret ve hem vuslat olan bu kutsal ayın manevi ikliminde nefeslenip, arınıp, durulur ve kendimizi biliriz. On Bir Ayın Sultanında mahyalardan iftar ve sahur sofralarına, eğlence çeşitlerine, ilahilere, davullara, bekçi manilerine kadar her şeyinde bir incelik ve başkalık vardır. Osmanlı Devleti zamanında saray, padişah, devlet adamları ve halkın Ramazanından şiir ve fık
Tükendi
İnsanın yaratılması ve ardından dünya sahnesine inen insanoğlu... Ve elbette bu sahnede en büyük rolü üstlenen kadının binlerce ciltlik kitap olabilecek nitelikte olaylar ile dolu yeryüzü serüveni... Kadın, anne olabilme yetisi ile yaratılmış ve varlıkların içerisinde özel bir iltifata mazhar olmuştur. Yaratılmasından itibaren tarihin derinliklerinde başlayan; tarihteki durumu, kurulan uygarlık ve medeniyetlerdeki yeri ve rolü... Geçmişten günümüze büyük sahabe kadınlar ve milli mücadelede yer alan kadın k
Tükendi
ransız Generali Guro 1930 yılında Çanakkale'de ölüleri için açılan abide için geldiğinde Mehmetçiğin şefkat ve merhametini şöyle anlatır: "Yine süngü harbi geç vakitlere kadar devam etmiş; ortalık kararınca anlaşma yapılarak ve savaş alanında kalan yaralı ve ölülerin toplanmasına başlanmıştı. Yaralı ve ölüler arasında dolaşıyorduk. Az evvel, Türk ve Fransız askerleri süngü hücumunda çok zayiat vermişlerdi. Bu sırada gördüğüm bir hadiseyi ömrüm boyunca unutmayacağım. Yerde bir Fransız askeri yatıyor, bir Tür
Tükendi
Dünya nizamının temellerini atıp katkıda bulunanların başında gelen manevi mimarlarımızdan Mevlana, Yunus Emre, Şeyh Edebâli, Akşemseddin, Emir Sultan, Aziz Mahmut Hüdâyi ve niceleri; insanımızın, nice devlet adamı, hükümdarların(mızın) "Ruh" dünyasına girerek onları Allah ‘ a kullukta, devlet idare etme sanatında, doruğa taşımışlardır. Doğruyu, iyiyi, güzeli ve güzelliği işleyerek ruhsuz ve susuz gönüllere iksir olmaya çalışan manevi mimarlar; çoğu zaman halkın içinde, devlet adamaları ve sultanların sav
Tükendi
Dünyanın cehennem kazanı gibi kaynadığı bir dönemde, "Merkezi Otoriter" yönetimi ile, içten ve dıştan çembere alınan Osmanlı Devleti'ni 33 yıl idare eden, ayakta tutan II. Abdülhamit'in; dönemi, şahsiyeti ve politikası o gün de bu gün de tartışılmaktadır. Abdülhamit'i yerden yere vuranların değimiyle "Kızıl Sultan" mıydı? Yoksa sevenlerin deyimi ile "Ulu Hakan" mıydı? Abdülhamit ne "Kızıl" ne de "Gök" Sultandır. İktidarı boyunca sırtlanlarla ve kurtlarla boğuşmuş; İslamcılık, Türk Milliyetçiliği, Osmanlıcıl
Tükendi
İnsanların birbirine en güzel hediyesi, tatlı bir dil ve güler yüzden başka ne olabilir ki. Bir memurun, amirin, patronun, hakimin, hele hele doktorun karşısındakine gülümsemesi, tebessümü pek çok kapıları açmaz mı? Açmıyor mu? Bunun aksi olduğundan ise hepimizi çlieden çıkarıp istenmeyen olaylara sebebiyet vermiyormu? Ne yazık ki; günümüzün insanları olarak gülmeyi değil tebessümü bile unutmuşuz. Behlül' Dana'nın, Hocamız Nasreddin'in, İncili Çavuş'un, Bekri Mustafaların fıkralarına gülen milletimiz neden
Tükendi
Kanuni Sultan Süleyman, has bahçesindeki gül ağaçlarının karıncalar tarafından istila edildiğini görüp, karıncaların öldürülmesi hususunda, zamanın Şeyhülislâmı Ebussut Efendiden fetva istedi. Suali şiir şeklinde olup şöyleydi: Dırahtı (ağaç) sarmış olsa karınca Zararı var mı karıncayı kırınca Ebussut Efendi de, bu zarif suale yine şiirle cevap verip, sual kağıdının altına şu beyti yazdı: Yarın divanına Hakkın varınca Süleyman'dan alır hakkın karınca Osmanlı tarihinden yüzlerce olay ve kişinin gölgede kalan
Tükendi
Dünyaya milyonlarca insan gelip geçmiştir. Kimileri yaşamış olmak için yaşamış; kimileri de devletine, milletine faydalı olmak için gecesini gündüzüne katarak, ellerinden geleni yapmışlardır. Bunları yaparken, ahiret ve dünya dengesini de aynı seviyede tutmaya çalışmışlardır.Bu güzel insanlardan birisi de, aksiyon, iman ve karakter adamı olan Mehmet Akif'tir. Akif; halkımızın duyan kulağı, gören gözü, düşünen dimağıdır. Akif; bir karakter abidesi, medeniyet mübeşşiri, vatan ve insan sevdalısıdır. Akif demek
Tükendi
Güncelliği yakalamaya çalıştığımız tarih-toplum-kültür ağırlıklı bu kitabımızın her satırı yüreğinizi ısıtacak. Vücudumuzun gıdası, ruhumuzun aynası en büyük kitap Kur'an'ın ikliminde; sevgi, gözyaşı, kan ve mürekkeple yoğurduğumuz ders ve ibret yüklü sayfalar, hepimizi en büyük kapının önüne getirecek. Destanlar yazan Mehmetçiklerin evlat ve torunları olmanın gururunu tadarken, bir nefes sıhhatin de Yüce Yaratıcının en büyük bahşişi olduğunu idrak edip, şükredeceksiniz.
Tükendi
İhtilal ve darbeler, toplum yapısında biriken çelişkilerin bir günaniden patlayışıdır. İyi yada kötü olduğuna göre değil, şartların tamam olduğuna inandığı için isyan ve darbeler olur. İhtilal ve darbeler bir çözüm olmasa da, iç ve dış güçler, sonunun iyi mi kötü mü olacağına bakmaz. Olan da millete ve devlete olur. Osmanlı'da İsyanlar ve Darbeler adı altında geniş bir şekilde kaleme aldığımız bu kitabımızda; tarihimizdeki isyan ve darbelerin nedenleri, çıkaranların akıbetlerinin neler olduğu, akıcı bir üsl
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 41 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1