Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 25 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Anadolu kırsalında değişik iklimlerin düşünü kuran bir çocuğun sevgi dolu dünyasından, 70'li ve 80'li yılların karanlığına, siyasi kavgalara, sürgünlere ve Avrupa başkentlerine kadar uzanan serüven dolu bir yolculuk. Hayatın karanlık ve aydınlık yüzünü net çizgilerle göstermeye ve önüme dikilen kötülük barikatlarını aşmaya çalışırken, bu yaşanmışlığın öznesi gibi görünsem de, aslında hepimize ilişkin bir anlatı. Daha aydınlık, daha güzel bir Türkiye için yazmaktan başka şey gelmiyor elimden. -Vehbi Bardak
Tükendi
Mehmet Çelebi tarafından sürgüne gönderilen Şeyh Bedreddin, Edirne'den İznik'e uzanan yolculuğu sırasında kendini sürgüne mahkûm eden olaylar zincirini tek tek gözden geçirir. Acı ve çilelerle dolu koca bir hayat serilir önüne. Eğitim için gittiği Kahire'den yıllar sonra eşi ve çocuğuyla Osmanlı topraklarına döndüğünde siyasi ortam çok karışıktır. Yıldırım BaYezid'in dört oğlu taht kavgasıyla Osmanlı'yı dörde bölmüştür. "Fetret Devri" diye adlandırılan bu kargaşa ortamında, Şeyh Bedreddin, taht kavgası vere
Tükendi
"Kapı Kapı" bir dönemi evrensel olabilecek boyutları ve çizgileriyle saptamayı başarmıştır. Çayıralan Lisesi'ni bitirip, üniversiteler arası giriş sınavlarında dört yüz puan alan İlyas Hacı Bey, bir yüksek okula önkayıt yaptırabilmek için, Ankara, İstanbul ve Afyon'da kapı kapı dolaşıyor. Her çaldığı kapıyı zorbalar tutmuş. Kiminde horlanıyor, kiminde alaya alınıyor, kiminde dayak yiyor. Şoföründen kahvecisine kadar herkes ona yükleniyor. Kimseden bir gram anlayış görmüyor. Fırtınalı denizler ortasında zava
Tükendi
Kelebek Vadisi bir yüzleşmenin anlatısı. Romanda Oktay kendi yaptığı tablonun içinde kayboluyor, siz de onunla birlikte... Gençlik yıllarının devrim coşkusu, yaşadığı doğayı hayranlıkla hissetme ve kendini keşfetme coşkusuna dönüşmüş. Yazar her renk, her çiçek, her börtü böcek üzerinde, taşlar, kumlar, çakıllar, dalgalar, rüzgârlar üzerinde çalışmış. Yalın, şiirsel bir anlatımla sizi gizemli bir vadiye götürüyor. Bakıp da görmediğiniz, görüp de hissetmediğiniz, yabancılaşıp unuttuğunuz, parçası olduğunuz do
Tükendi
İnsan Sevdikçe Güzelleşir duraksamadan, soluk soluğa okuyacağınız, okuduktan sonra kesinlikle bir kenara atmayacağınız ve sevdiklerinize heyecanla uzatacağınız bir kitap. İstanbuldan Alibey Adasına uzanan yolculukta sadece yazara eşlik etmekle kalmayacak, aynı zamanda kendi içinizde de uzun bir yolculuğa çıkacak ve kendinizi yeniden tanıyacaksınız. Bu yolculukta, kimi zaman kendinizi sorgulayacak kimi zaman hayata coşkuyla sarılacak, kimi zaman gülümseyecek, kimi zaman hüzünleneceksiniz. Fakat en önemlisi,
Tükendi
Düşünmeye başladığımızda, yanıt bekleyen bir takım sorularla karşılaşıyoruz. Evren nedir? Evren niçin yaratıldı, nasıl yaratıldı? Biz kimiz? Nerden geldik, nereye gidiyoruz? Geçmiş, gelecek ve hayat... Hayat nedir? Niçin yaşıyoruz?Genişliğini ve derinliğini kavrayamadığımız evrenin gizli boyutlarını da merak ediyoruz. Algılayamadığımız enerji dalgalarının oluşturduğu başka evrenler mi var? Maddenin karanlık duvarlarıyla sınırlı hayatın ötesinde bilimsel olarak açıklayamadığımız başka yaşam boyutları mı var?
Tükendi
Bu romanda, bir sosyal pedagog ve bir sosyal yardım uzmanı denetiminde Kapadokya gezisine katılan madde bağımlısı Alman gençlerinin sıradışı hayatları sergileniyor. Onların sadece maddeye değil, kendi olumsuz duygularına da bağımlı oldukları vurgulanıyor ve özgürleşmeleri için sadeleşmeleri gerektiğinin altı önemle çiziliyor. Bir yanda bunalıma itilen toplum, kaybolan değerler, kirlenen ilişkiler ve giderek bencilleşen insan... Diğer yanda ise yükselmeye başlayan inanç, hiç tükenmeyen umut ve tüm ihtişamıy
Tükendi
"Yarım Kalan Türkü"yü okurken, yetmişli yıllarda büyük bir yangına dönüşen siyasi kavgaların, insanı derinden etkileyen çığlıklarını duyacaksınız. Fırtınalı bir döneme tanıklık eden yazar, siyasi kargaşanın ortasında kalan insanın dramını, şiirsel bir dil ve özgün bir teknikle aktarıyor. Vehbi Bardakçı'nın öyküleri, sağlam adımlarla hedefe giden uzun soluklu bir yürüyüştür. Yöresellikten ulusallığa, ulusallıktan evrenselliğe doğru uzanan bir çizgide gelişir. Sanki uzun bir dizinin birbirini tamamlayan bölü
Tükendi
Yaşadığı olumsuzluklar nedeniyle yazmayı bırakmış bir yazar, askeri cuntanın gelişiyle seksenli yılların başında ayrılmak zorunda kaldığı ülkesine yıllar sonra tekrar dönmüştür. Eşiyle birlikte yabancı turistlerden oluşan dokuz kişilik bir köy turuna katılmış, Bodrum sahillerinde dolaşmaktadır. Çam ormanları arasında küçücük bir köye giderler. Otantik halı ve kilim tezgâhlarını gezdikten sonra, konuk oldukları evin avlusunda, yedi-sekiz yaşlarında kitap için ağlayan bir kız çocuğu görürler. Yazar çocukla i
Tükendi
Hacı Bektaş Veli dergâhından Banaz'a uzanan yolculukta, zihinsel gel-gitlerle Pir Sultan Abdal'ın kendi kültürel köklerine inmesi ve Moğol istilasından kaçarak Anadolu'ya gelen Horasan Türkmenlerinin trajik sonuyla kendi dönemi arasında bağlantı-lar kurması, okuru tarih içinde başka bir tarihin derinliklerine götürüyor. Sömürüye, talana ve Osmanlı yönetiminin adaletsiz uygulamalarına karşı ortaya çıkan halk hareketleri ustaca verilirken, egemenlerin bu isyanları kanla bastırdığına ve saray içinde dönen ent
Tükendi
Kerbela, tarihte eşine rastlanmadık bir kıyımın ve zulmün arenası olmuştur. Bu olay, sünnetine uydukları ve şefaat diledikleri kendi peygamberlerinin torunlarını katletmekten çekinmeyen saltanat düşkünü tiranların iktidar uğruna neler yapabildiklerini göstermektedir. Sahraları kan gölüne çeviren zalimler, vahşetleriyle çöl ufuklarını da utancın karanlığına boğmuştur. Yezide karşı İmam Hüseyinin yanında olduğunu bildiren Kûfe halkının bir kısmı iktidar güçlerince korkutulup sindirilmiş, bir kısmı çeşitli vaa
Tükendi
Bu son gidişi oldu İbonun... Bir daha hücresine dönmedi. Mevsim yine bahardı. Kırılan fidelerin yeniden sürgün vermeye başladığı dirilik ve umut mevsimi... Sinanların, Mahirlerin ve Denizlerin gidişini hatırlatan mevsim. Yukarda gülümseyerek bakan mavi gözlü bir gökyüzü ve aşağıda utancından ar damarı çatlamış bir yeryüzü... Hayat bu ikisi arasında tüm arsızlığı ve yüzsüzlüğüyle dönmeye devam ediyordu. Şimdi her yerde rengini kandan alan kırmızı kan çiçekleri... Pembe yanaklarında kırmızı kan lekeleriyle aç
Tükendi
Tohumumu toprağa verip hayatı döllerim, rengimi ışığa verip umudu döllerim, kokumu havaya verip yeli döllerim. Ben ne has bahçelerde bir gül ağacıyım, ne zalimin uğrunda bir darağacıyım, ben bir avlu duvarında mor çiçekli leylak ağacıyım. Arı gündüz gelir benden bal alır, zalim gece gelir benden dal alır. Ben bir leylak ağacıyım, üç dalım gitti oy dallarım kırık, üç dalım gitti incecik kollarım kırık..." 68 kuşağının efsanevi gençlik önderlerinden Deniz Gezmiş ve arkadaşları üzerine bugüne kadar çok şeyler
Tükendi
Mahir Çayan ve arkadaşlarının yakalanışıyla başlayan olaylar, askeri cezaevinden kaçışlarıyla zirveye tırmanmış ve Kızıldere katliamıyla çağın en büyük trajedisine dönüşmüştür. Yaşanan olayların yoğunluğu ve nefes kesen hızı, kaçınılmaz olarak bazı hataları ortaya çıkarmış olsa da, ölümle teslimiyet arasına sıkışıp kalmış bu gencecik insanlar, sadece siyasi eylemleriyle değil; sağlam duruşları, inançları ve tutarlı kişilikleriyle bir direniş kültürü oluşturmuş ve gelecek kuşaklara acı deneyimlerle dolu zen
Tükendi
Düşünmeye başladığımızda, yanıt bekleyen bir takım sorularla karşılaşıyoruz. Evren nedir? Evren niçin yaratıldı, nasıl yaratıldı? Biz kimiz? Nerden geldik, nereye gidiyoruz? Geçmiş, gelecek ve hayat... Hayat nedir? Niçin yaşıyoruz? Genişliğini ve derinliğini kavrayamadığımız evrenin gizli boyutlarını da merak ediyoruz. Algılayamadığımız enerji dalgalarının oluşturduğu başka evrenler mi var? Maddenin karanlık duvarlarıyla sınırlı hayatın ötesinde bilimsel olarak açıklayamadığımız başka yaşam boyutları mı va
Tükendi
Bu romanda, bir sosyal pedagog ve bir sosyal yardım uzmanı denetiminde Kapadokya gezisine katılan madde bağımlısı Alman gençlerinin sıradışı hayatları sergileniyor. Onların sadece maddeye değil, kendi olumsuz duygularına da bağımlı oldukları vurgulanıyor ve özgürleşmeleri için sadeleşmeleri gerektiğinin altı çiziliyor. Bir yanda bunalıma itilen toplum, kaybolan değerler, kirlenen ilişkiler ve giderek bencilleşen insan... Diğer yanda ise yükselmeye başlayan inanç, tükenmeyen umut ve tüm ihtişamıyla ortaya ç
Tükendi
İnsan Sevdikçe Güzelleşir, duraksamadan, soluk soluğa okuyacağınız, okuduktan sonra kesinlikle bir kenara atmayacağınız ve sevdiklerinize heyecanla uzatacağınız bir kitap. İstanbuldan Alibey Adasına uzanan yolculukta sadece yazara eşlik etmekle kalmayacak, aynı zamanda kendi içinizde de uzun bir yolculuğa çıkacak ve kendinizi yeniden tanıyacaksınız. Bu yolculukta, kimi zaman kendinizi sorgulayacak, kimi zaman hayata coşkuyla sarılacak, kimi zaman gülümseyecek, kimi zaman hüzünleneceksiniz. Fakat en önemli
Tükendi
Kelebek Vadisi, insanın iç dünyasına ilişkin saptamaları ve zengin doğa betimlemeleriyle ilginç bir yapıt. Bo romanda, bir yandan yetmişli yıllarda çeşitli işkencelerden geçirilmiş ve seksenli yıllarda kovuşturmaya uğramış bir hukuk öğrencisinin yurtdışına kaçış serüveni anlatılırken, diğer yandan işkenceyle açılan ve giderek derinleşen ruhsal yaraların altı çiziliyor. Politik sürgünde döllenip filizlenen acının, hüznün, yalnızlığın ve değişimin öyküsü ustaca veriliyor. Ürettiği tablolarla içsel acılarını
Tükendi
Kapı Kapı, bir dönemi, evrensel olabilecek boyutları ve çizgileriyle saptamayı başarmıştır. Çayıralan Lisesini bitirip, üniversiteler arası giriş sınavlarında dörtyüz puan alan İlyas Hacı Bey, bir yüksekokula önkayıt yaptırabilmek için, Ankara, İstanbul ve Afyonda kapı kapı dolaşıyor. Her çaldığı kapıyı zorbalar tutmuş. Kiminde horlanıyor, kiminde alaya alınıyor, kiminde dayak yiyor. Şoföründen kahvecisine kadar herkes ona yükleniyor. Kimseden bir gram anlayış görmüyor. Fırtınalı denizler ortasında zavallı
Tükendi
Yarım Kalan Türküyü okurken, yetmişli yıllarda büyük bir yangına dönüşen siyasi kavgaların, insanı derinden etkileyen çığlıklarını duyacaksınız. Fırtınalı bir döneme tanıklık eden yazar, siyasi kargaşanın ortasında kalan insanın dramını, şiirsel bir dil ve özgün bir teknikle aktarıyor. Vehbi Bardakçının öyküleri, sağlam adımlarla hedefe giden uzun soluklu bir yürüyüştür. Yöresellikten ulusallığa, ulusallıktan evrenselliğe doğru uzanan bir çizgide gelişir. Sanki uzun bir dizinin birbirini tamamlayan bölümle
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 25 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1