Bizler insanlar hakkında genellikle fiziksel görünümlerine, davranışlarına ve beden dillerine bakarak bir fikir ediniriz. Buna, geçmiş deneyimlerimizin bilinçaltımızdan yansıttığı izleri de ekleyerek bir kanaate varırız. Ancak bunu bilimsel bir şekilde yapmanın kuralları ve yöntemleri vardır. Bu kitabı hazırlarken disiplinler arası çalışarak pek çok branşın insanı tanıma teknikleriyle ilgili sunduğu yöntem, teknik ve materyallerden yararlanmaya gayret ettik. İnsan davranışını araştırmaya ve anlamaya çalışa

Hiç aşık oldunuz mu? Peki hiç aşk acısı çektiniz mi? Aşık olmak sıra dışı bir yaşantı ve sürekliliğinden ziyade bıraktığı izler sayesinde "yokken bile" hayatımızda her daim var olmayı sürdürüyor. Aşk bittiğinde, insan üzerindeki tahribatı çok derin olabiliyor. Aşk acısını bir anda geçirecek bir ilaç, şurup, iksir yok. Peki insan, er geç biten "aşk" sarhoşluğunun ardından bu "acılı" süreci nasıl atlatacak? Tekrar normal hayata nasıl dönecek? Dönebilecek mi? Peki döndüğünde kendisi aynı kişi mi olacak? Bu ki

İnsanoğlunun yeryüzünde en temel arayışlarından biri "mutluluk"tur. Nitekim temel yaşam motivasyonu "acıdan kaçmak ve hazza yaklaşmak" şeklinde tarif edilmiştir. Mutluluk üzerine yapılan araştırmalar, bunda en büyük rol oynayan etmenlerden birinin "ilişkiler" olduğunu ortaya koymuştur. Özellikle yakın ilişkiler yani "aile", insanın mutlu ya da mutsuz olmasının en temel belirleyicilerinden biridir. Farklı yaşam evrelerindeki insanları ve birçok hayat alanını içeren ailede bilinçli ve duyarlı hareket etmeden

Sürekli değişmelerden etkilenen modern birey, günlük yaşantısında karşılaştığı sorunlarla başa çıkmaya çalışırken, aynı zamanda bazı kararlar almak, tercihler yapmak ve yeni durumlara uyum sağlamak durumundadır. Bu süreç içerisinde birçok sorununu kendi imkânlarıyla uygun bir çözüme kavuşturabilirken, kimi zaman problemler karşısında çıkmaza girmekte ve kendisini köşeye sıkışmış hissetmektedir. Bireyin yaşantısındaki bu durum, önemli uyum sorunlarına sebep olmaktadır. Uyum problemleri yaşaması ve karşılaştı

İnsan hayatı ömür boyu bir arayıştır. O kapkaranlık okyanusta dalgalar bizi kâh o yana kâh bu yana atar, durur. Biz ise bize hayat bahşedecek bir ?ada'nın hayali içinde yaşarız. Tüm arayış ve iştiyakların ardında o hayal yatar. Rukiye Hanım'ın, ?seyahatin iyileşmeye vesile olacağı, insanı yenileyeceği, insanın bir şeyleri daha başka görmesini sağlayacağı" görüşleri kitabın meydana çıkış dinamiğini oluşturuyor. Seyahatin bazı önemli hususiyetleri, Rukiye Hanım'a has güzel bir haslet olan itina ve ciddiyet çe

Hz. Mevlâna, sadece yaşadığı dönemdeki insanlar için değil, günümüze kadar farklı din, mezhep, millet, meşrep ve yaştan sayısız insanı iyileştirmiş evrensel bir şifacıdır. Dünyanın dört bir yanından Hz. Mevlâna'ya yönelenler, ondan aşkı öğrenmek istemenin yanı sıra, varoluşsal, manevî ve psikolojik sorunlarına da çareler aramaktadırlar. Hz. Mevlâna onlar için hem aşkın peygamberi hem de ruh sağlığı uzmanı veya psikoterapisttir. İnsanı yargılamadan, incitmeden, olduğu gibi kabul eden, kucaklayan, gözyaşların

%100 Aşk Acısını Geçiren Kitap Hiç aşık oldunuz mu? Peki hiç aşk acısı çektiniz mi? Aşık olmak sıra dışı bir yaşantı ve sürekliliğinden ziyade bıraktığı izler sayesinde yokken bile hayatımızda her daim var olmayı sürdürüyor. Aşk bittiğinde, insanın yüreğinde oluşan tahribatlar çok derin olabiliyor. Aşk acısını bir anda geçirecek bir ilaç, şurup, iksir yok. Peki insan, er geç biten aşk sarhoşluğunun ardından bu acılı süreci nasıl atlatacak? * Tekrar normal hayata nasıl dönecek?

*Çocuğunuzun konuşmalarından hiçbir şey anlamıyor musunuz? *Siz ne derseniz tam tersini mi yapıyor? *Saatlerce odasına kapanıp yüksek sesle müzik mi dinliyor? *Çok mu sinirli? *Hiç olmadık bir nedenden dolayı saatlerce oturup ağlıyor mu? *Düşüncelerinizi sürekli eleştirip sizi küçümsüyor mu? Tamam, panik yok! Bebeğiniz sadece delikanlı ya da genç kız oluyor. Bu dönemde onun ergen dünyasında neler olduğunu öğrenirseniz, ebeveyn-çocuk arasında en çatışmalı geçen dönemi daha sağlıklı atlatabilirsiniz. Bunun

Babalık da annelik gibi hamilelikle başlar. Aile-çocuk ilişkisine ve çocuk eğitimine dair pek çok kitap bulunmaktadır. Hatta özellikle annelere yönelik hazırlanmış eserler fazlasıyla mevcuttur. Ancak çocuk eğitiminde babanın etkisini tüm detaylarıyla ele alan çalışmalar yeterli değildir. Danışman-Psikolog Rukiye Karaköse ve Eğitimci-Yazar Şaban Karaköse, bu ciddi boşluğu doldurmak amacıyla baba-çocuk ilişkisini tüm yönleriyle araştırdılar. Ve kitabı, "Nasıl daha iyi bir baba olunabilir?" sorusundan yol