Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Kökleri yerkürenin çekirdeğine kadar uzanan yalanlarca oyulmuş karanlık boşlukları dolanıyor Simlâ Sunay'ın öyküleri, "dünya" diye yazılıp "ev" diye okunan o boşlukları sessizce dolduran ilk günah kadar eski yalanlara gözcülük ediyor: Her hakikat belli bir mesafeyi, her mesafe bir boşluğu ve her boşluk bir yalanı arzuluyor.Dilin sınırlarını yoklayarak okurun ezberini bozarken öykü türü içinde yepyeni mümkünler de yaratan Yalancı İçin Bir Boşluk, yalanla başlayan hikâyelerin boşlukla sarmalandığı, boşlukla s
Bir gün keçisi Kaçar'ın peşinden dağın eteklerine çıkan Gün, toprak yutmuş fil sesine benzeyen kalın bir ses duyar. Konuşan, sırtı kaşınan dağdır. Şaşırır Gün, dağ konuşur mu? Peki, hiç kaşınır mı? Madencilerin, mermercilerin cildini bozduğu; yapıcıların sırtına asfalt döktüğü dağ hem konuşur hem de kaşınır. Köy halkı, dağın kaşındığına önce inanmaz ama ne zaman ki arka arkaya sarsıntılar olur, ona inanmakla kalmaz dağın her istediğini yapmaya karar verirler ve onu kaşımaya başlarlar. Hatta daha iyi kaşıma
Çengelköy Lahana Çeşmesi ile yaşadığı çevreyi ve tarihi merak eden bir çocuğun sıcacık hikâyesi... Sokağa her adım attığında Rüzgâr'ın karşısına çıkan şu tuhaf taş da ne? Heykel desen değil, anıt desen değil... Direk dayama taşı mı acaba? Belki de çöp atma taşıdır. Yoksa bu unutulmuş bir çeşme mi? Resim öğretmenleri bir gün okul gezisi düzenler ve Rüzgâr ile sınıf arkadaşlarını Çengelköy'deki Lahana Çeşmesi'ne götürür. Osmanlı döneminde yapılan bu çeşmenin tarihini öğrenen Rüzgâr, o günden sonra unutulmuş
Sera ile ressam halası bir günü birlikte geçirecekler ve yapılacaklar arasında "resim çizmek" ilk sırada! Peki, Sera ne çizecek? Ne kuş çizmeyi biliyor ne de tavşan... Manzara resmi yapsa, ama o da hiç kolay değil hani. Peki çizim yapmanın tek bir doğrusu var mıdır? Kuşa benzemeyen bir kuş çizimi olabilir mi? Küçük bir kızın, ressam halasının atölyesinde geçirdiği bir günü anlatan bu öykü, sanat ve özgünlük konularını ele alıyor. Sera'nın bilmediğini söylediği "çizmek", aralarına gerçeküstücü ressam René M
Sözcüklerin rengi, rengin mutluluğu... Resim yapmayı çok seven Mavi'nin "siyah-beyaz" dünyasından, çok yönlü sanatçı Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun ?renkli" sanat yaşamına uzanan keyifli bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? Mavi'nin Mutluluğu, günümüz çocuklarını, çağdaş Türk sanatının ölümsüz isimlerinden biri ile tanıştırmanın heyecanını yaşarken, büyük ustanın sanat anlayışına da saygı duruşunda bulunuyor.
Gerçeküstü, deneysel, yepyeni bir dilin yazarı Simlâ Sunay; yaşadığı eve sürgün kadınları, belli belirsiz bir resim gibi sonu belli olmayan caddeleri, kentsel dönüşümün acımasızlığını yansıtan manzaraları, yersiz yurtsuz kalanlara devâ olan istasyonları, semt pazarlarında akşamları çürük sebze toplayanları, çeşme önünde babalarını bekleyen öksüz kardeşleri, renkleri bilmeyen dilsiz Âdem'in mel'un kaderini anlatarak; Sivas'tan İstanbul'a, Haliç'ten Çengelköy'e değin bir ufuk çizgisi kararlılığında, "doğada n
Tükendi
İnsanlar yürür. Köşkler yürür. Peki ya çınarlar? Hiç köşk yürüyebilir mi demeyin. Bundan tam yetmiş üç yıl önce Yalova'da küçük bir köşk yürüdü. Nasıl mı? Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk 1929 yılında Yalova'da bir köşk yaptırmıştı. Deniz kıyısında, bir çınar yanında... 1936 yılında çınarın dalları köşke değmeye başlayınca bahçıvan dallardan kesmek istedi. Ancak Atatürk çınarın bir dalının kesilmesindense köşkü yürütmeyi önerdi. Köşk, İstanbul'dan gelen tramvay rayları üzerinde sekiz çocuk adımı yür
Tükendi
Bir gün bir saka giriyor içeri. Nasıl çıkacağını bilemiyor kuş. Camlara vurup vurup duruyor. Dayanamayıp çıkıyor avluya. Bir kaç cam açıyor, açılabilenleri, ulaşabildiklerini. Kuş her keresinde kapalı olan cama gidip gagayı tosluyor. Kanat çırpınışları yankılanıyor boşlukta. Daha çok ürkmesin diye yazıhaneye geri dönüyor. Sonra bir bakıyor kuş gitmiş. O yazmaya daldığı bir anda açtığı camı buluvermiş. Şimdi o mu kurtardı kuşu yoksa kuş kendi mi kurtuldu bilmiyor. Kuş kalsaydı bir içbahçe olurdu bu avlu. İçb
Tükendi
7-9 yaş için heyecanlı bir İstanbul öyküsü Sokağa her adım attığında Rüzgârın karşısına çıkan şu tuhaf taş da ne? Heykel desen değil, anıt desen değil... Dirsek dayama taşı mı acaba? Belki de çöp atma taşıdır. Bazıları için ayakkabı bağlama taşı bile olabilir... Tabela taşı, poz verme taşı, boy ölçme taşı diyen de çıkacaktır. Hiçbiri değil mi yoksa? Yoksa bu, unutulmuş ve unutuldukça kaldırımın içine gömülmüş bir ÇEŞME mi? Çengelköy Lahana Çeşmesi ile onu fark eden bir çocuğun sıcacık hikâyesi... Yaşadı
Tükendi
Naz ve Uzunballa beraber gerçeküstü ve olağandışı yerlerden Kafrikaya doğru heyecan dolu bir serüvene hazır olun! Çocuk yazınının genç yıldızlarından Simla Sunay, Güneşten Sarı Baldan Tatlı ve Kafrikanın Gölgeleri adını verdiği iki kitabında, altı yaşındaki güneşten sarı Nazın, baldan tatlı zürafa Uzunbal ile birlikte çıktıkları macera dolu bir yolculuğu anlatıyor. Nasıl olur da altı yaşındaki bir kız ile uzun bir zürafa arkadaş olur diye hiç düşünmeyin. Sunayın yarattığı bu muhteşem dünyada her şey mümkün!
Tükendi
NAZ bir zürafa ile karşılaşır, Ona bir isim bulur: U-ZUN-BAL (Hiç uzun bal olur mu?) Derken Uzunbal, Nazın peşinde, DEV SÜMÜKLÜBÖCEKin açtığı Beyaz Yolun izinde gerçeküstü bir yolculukta bulur kendini. Kimlerle mi karşılaşırlar: SAKARKÖY deki sakar köylüler. Komşusuz Evin sakini KIZIL ADAM, her şeyin kullanılıp atıldığı Kullan-At kasabasındaki DEĞİRMENADAM. Ayın çevresini yıldızlayan YILDIZCI ve göçmenlerin gamzelerini izinsiz toplayan GAMZETOPLAYICISI Peki Uzunbal, Nazın neden Dev Sümüklüböceki bulma
Tükendi
Kim demiş dağlar kaşınmaz diye? Sizin sırtınıza hiç asfalt döküldü mü? Kim demiş dağlar konuşmaz diye? Ayağını taştan yere vur! Tap tap tap! Taş konuşursa, dağ da konuşur! Peki, dağın sırtını kim kaşıyacak? Dağın, toprağın, taşın sesini çocuklar duyacak. İnsan, hayatını dağla ve denizle, doğayla paylaşacak.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1