Mustafa Kemal Atatürkün anılarından seçme hikâyeleri bir araya getiren bu kitap, ulu öneri anlamanın ve anlatmanın en keyifli yollarından biri. Öyle ki, kitabı okurken zaman zaman tebessüm edecek, zaman zaman hüzünleneceksiniz. İçinde döneme ait fotoğraflar da bulabileceğiniz bu kitap, her hikâyede Atatürkün farklı bir yönünü keşfedebileceğiniz, mutlaka okunması gereken bir derleme.

Atasözlerimizin anlam ve kullanımlarıyla öğrenmenin ''En eğlenceli'' yolu bu kitapta. Hadi, herhangi bir sayfayı açın ve en ilginç atasözlerinden birini arkadaşlarınıza sorun...

Deyimlerimizi anlam ve kullanımlarıyla öğrenmenin ''En eğlenceli'' yolu bu kitapta. Hadi, herhangi bir sayfayı açın ve en ilginç deyimlerden birini arkadaşlarınıza sorun...

Deyimlerimizi anlam ve kullanımlarıyla öğrenmenin ''En eğlenceli'' yolu bu kitapta. Hadi, herhangi bir sayfayı açın ve en ilginç deyimlerden birini arkadaşlarınıza sorun...

"İnsan da elde ettiğinin en iyisini Kibele'ye sundu başlangıçta. Çünkü o dişiydi. Doğurgandı. Yaratıcıydı. Yani doğadaki her şeyin anasıydı. Kendisinin de. Önce sadece Kibele'ye sundu en iyiyi. Fakat giderek çoğaldı Kibele'nin ortakları, sunudan pay isteyenler. Büyülü güçlerini ondan aldığını, onun yeryüzündeki temsilcisi olduğunu öne süren hizmetçileri de üretmeden tüketmeyi istemeye başladılar. Büyü gücüyle insanları korkutmayı ya da korkularını uzaklaştırmayı iş, hem de en ulu iş saydılar. Ve karşılığınd

"Yüreğin çiçek tarlası. Ama yüzlerce sürü geçmiş üzerinden. Binlerce tırpan yarası köklerinde. Bahçıvan terk ediyor tarlayı. Yıkıldı yıkılacak... Yüreğin harman yeri. Ama yüzlerce gem / düven çizmiş yüzünü. Binlerce toynak izi var üzerinde. Kanadı kanayacak... Yüreğin yangın öncesi. Yüzlerce körük hava pompalıyor. Binlerce köz, kıvılcım, saçılmış orta yerde. Parladı, parlayacak... Yüreğin hamam külhanı. Yüzlerce odun yanıyor altında. Binlerce ton buhar basıyor kurnalarına. Boşaldı, boşalacak... Yüreğin

Set İçeriği: Yaşasın Tatil -Erdal Çakıcıoğlu- Atlı Karınca -Hüseyin İhsan Dinç- Aklını Kaybeden Kral -Yusuf Asal- Peynir Avcısı -Erdal Çakıcıoğlu- Her Mevsim Güzeldir -Erdal Çakıcıoğlu- Küskün Mavi -Erdal Çakıcıoğlu- Oyunbozan -Erdal Çakıcıoğlu- Fırfırlı Balık -Erdal Çakıcıoğlu- Havada Uçan Sandık -Erdal Çakıcıoğlu- Sevgili Ağacım -Erdal Çakıcıoğlu- İyi Komşu -Erdal Çakıcıoğlu- Deniz'in Oyuncak Tavşanı -Erdal Çakıcıoğlu- Temiz Çocuk -Erdal Çakıcıoğlu- Bu Nasıl Şaka -Erdal Çakıcıoğlu- Beslenme

Usta yazar Erdal Çakıcıoğlu'nun yazdığı bu hikâyede, minicik dostumuz Lokmacık'ın, başardığı büyük işleri okurken çok eğleneceksiniz.

Erhan Bey, kedisi Minik'le yaşayan yalnız bir adamdır. O kadar yalnızdır ki, her zaman gördüğü balıkçı ve onun martılarıyla konuşmaya başlar. Bir gün torunu yaşında bir çocuk yanına gelir. Onun da adı Erhan'dır. İşte bütün sürprizler küçük Erhan'ın, onun yanına gelmesiyle başlar. Erhan Bey artık yalnız kalmayacaktır.

Seda, ailesiyle birlikte bir çiftliğe yerleşir. Sonrasında da Seda'nın çok seveceği, sevimli olduğu kadar yaramaz bir yavru atı olur. Yavru atımızın adını 'Apak' koyar. Usta yazar Erdal Çakıcıoğlu'nun yazdığı bu hikâyede; Seda, Apak ve çiftlikte yaşayanların dostluklarını çok severek okuyacaksınız.

Gökçe, senin gibi akıllı ve sevimli bir çocuktur. Bir gün arkadaşlarının ısrarına dayanamaz ve boş sandıkları gecekonduya taş atmaya başlar. Böylece gecekondunun kırılan camından, aslında orada bir ailenin yaşadığını fark ederler. O cam kırıkları, orada yaşayan ve aynı okula gittikleri çocuğu yaralar. Vicdan azabına dayanamayan Gökçe, suçunu kabul edip, yaralanan çocuktan özür diler ve böylece çok sıkı dost olurlar.

"Ben bir kırık sırayım şimdi... Yaşamın tekdüze geçmedi sandığınız gibi. Küçük mutsuzluklar, hüzünler de yaşadım elbette. Dertlerim, hüzünlerim bana ait değildi. Çocuklar üzüldükçe üzüldüm ben. Onları mutsuz gördükçe mutsuz oldum. Dertlerine derman olamamanın, sorunlarına çözüm bulamamanın iç sıkıntısını yaşadım sürekli. Ben bir kırık sırayım, sınıfın birinde..."

Eşinin ve iki kızının sivri akıllılığına dayanamayan adam evden koşarak kaçar. Kaçarken de yine sivri akıllılardan bir kız ve anaya rastlar. Adam kurnaz bir şekilde kendine bir fırsat yaratır ve sivri akıllı insanları kandırarak onların mallarını alır. Öyle kolay değildir malı alıp götürmek. O kızın babası da akıllıdır ve bu yüzden peşine düşer. Tüm kurnazlığıyla kaçmayı başaran adamın hikâyesini çok severek okuyacaksınız.

Bir kibirli karıncamız varmış. Bu karınca o kadar kibirliymiş ki, diğer karıncalarla birlikte yaşamaktan sıkılıp, yalnız yaşamaya başlamış. Yiyeceklerini hep kendine göre toplamış. Sonra da kış gelmiş ve bu kibirli karıncamız hastalanmış. Yalnız ve diğer karıncılardan uzak yaşadığı için hastalığı uzun sürmüş. İşte bu da ona ders olmuş ve diğer karıncılarla birlikte yaşamanın önemini anlamış.

"Çalışkanlık elbette önemli bir nitelik... Çünkü çalışmadan, sırtüstü yatılarak başarıya ulaşılamayacağı bir gerçek... Ama başarıya ulaşmak için sadece çalışkan olmak yeterli mi? Başarı için aslolan akıl, hoşgörü, sevgi ve bağlılık değil mi? Bir toplum ne denli çalışkan olursa olsun... Bireyler birbirini sevmedikçe başarılı olma şansları var mı?"

Üniversiteyi kazanıp İstanbul'a gelen dostumuz neredeyse hayaline ulaşmak üzeredir. Ama sadece birkaç saatle kayıtları kaçırdığı için çok üzülmüştür. Hayal kırıklığına uğrayan dostumuz amcası sayesinde, ön kayıtlara başvurur. Fakat amcasına daha fazla yük olmamak için, bir yandan da iş arar ve ünlü olma hayalleri kurmaya başlar. İstanbul'daki kurnaz insanlardan saflığı yüzünden kurtulan bu genç dostumuzun hikâyesini çok severek okuyacaksınız.

Arın Güney'in, dedesinin yazdıklarından etkilenerek bir rüya görmesiyle ilgilidir bu hikâye. Rüyasında kendini efsane 'Kavruk Efe' olarak gören Arın Güney'le birlikte yeni maceraya hazır mısınız?

Anne kablumbağa hasta olan yavrusunu iyileştirmek için yollara düşer. Bu yolda, tanışacağı yeni dostlarla, yaşayacağı maceraları çok severek okuyacaksınız.

Bıcırık Sevimli mi sevimli, akıllı mı akıllı bir yumurcak. Annesini babasını çok seviyor. Arkadaşlarıyla da çok iyi ilişkileri var. tıpkı senin gibi... Bir yandan onun serüvenlerini okurken, bir yandan da toplumsal görgü kurallarını, arkadaş ve aile ilişkilerini öğreneceksin. Toplu yaşamdaki yanlış ve doğruları kavrayacaksın. Usta yazar Erdal Çakıcıoğlu'nun yazdığı ve Sinem Keyik'in resimlediği yirmi serüvenlik bu diziyi okurken çok seveceğine, Bıcırık ile bütünleşeceğine inanıyoruz. İyi okumalar...