Sen, ey kahraman okur, bil ki, şu yeryüzünde sonuç yaratan bir kişisin. Yaptıkların ve
yapmadıklarınla böylesin. Bunu bilirsen kahraman olduğunu da bilirsin. Yaşadığın dünyayı
küçültme. Yolu kısaltmak kendine giden yolu uzaklaştırabilir. Hızlı gitmek, kendine giden yolu
geciktirebilir. Zaten dışarıda çıktığımız her yol, hep kendimize gitmez mi? En iyisi, eski Romalıların
deyimiyle yavaşça acele et. Olması gereken yavaşlık ve olması gereken hızlılıkta yaşa, âşık olmak
gibi. Konuşmayı yeni öğrenen bir çocuk g
Açıl susam açıl!
Bu söz, sana yeni kapılar, yeni evrenler açıyor.
Görünmeyeni görmeye başlıyorsun bu sözün ardında.
Belki yeni evrenlerin daha küçük, daha loş, hatta iyice karanlık; alışık olduğun, gördüğün, duyumsadığın, algıladığın yegane büyük evren kadar tanıdık değil, ama yine de birbirine koşut sayısız evrenin içine girip çıkıyorsun.
Önemli olan, âlemler arasındaki gizli kapıları, geçiş noktalarını bulabilmek, birinden ötekine usulca geçebilmek.
Bu kapı senin kapındır.
Senin kapından başka kapı
Dünyayı masallar kurtaracak!
Bana sorarsan ey bahtı güzel okur;
Aşk arayandır!
Çünkü arayan, aşkını bulunca, asıl o zaman, tek olacağını hissedecektir.
Sevgilisine, Ben senim diyecektir.
Aşk, biz doğarken yitirilmiş ötekini bulmaktır.
Nerede teki yitirilmiş bir pabuç öyküsünü işitirsen, ona kulak ver; çünkü sana, hiçbir fikri zorla dayatmadan, yalnızca gizemler tülünün ardına sakladığı aşkın sırrını fısıldıyordur.
Hem de en önemli sırrını.
Hakikatçi ve Cinistanla Binbir Gece Masallarının peşine düşen Özc
Binbir gecede yolculuk 2
Güzel kız ona, Sen insan mısın, cin misin? diye sormuş.İnsanım yanıtını alınca, ona yirmi yıldır insan yüzü görmediğini söylemiş. Şahın oğlu bütün öyküsünü anlatmış. Genç kız da ağlayarak dinledikten sonra kendi başından geçenleri nakletmiş
İşte senin anlatın da böyle başlıyor, ey bahtı güzel insan!
Aşk, korkuyla kapandığımız iç mezarlığımızda, üç korku kölesinin gömdüğü yarı canlı sevgiliyi bulmaktır. Arzularımızın, korkularımızın, baskılarımız ve itilerimizin kaynağı aşkımız,
Mevlânânın izinde
Belhten Anadoluya...
Yola çıkan, yolun karakterini kazanır diyor Özcan Yüksek. Mevlânânın büyük göçünü, Mevlânâ oluşunu anlatıyor. Çöller, dağlar, sınırlar aşıyor. Mevlânânın geçtiği yolları geçerken, kendisi de döne döne dolanıyor; Horasanda, İranda, Suriyede ve başka diyarlarda, Mesnevide ve Divanı Kebirde, ruhsal bir yolculuğa çıkıyor.
Ayrılık bazen bütün acıların kaynağı gibi gözükür. Belki de insan sonsuz bir ayrılık acısıyla doğmuştur. Ve o doğum, kopmaktır, ayrı
Toplam 5 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.