Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 13 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bilgi ve iletişim çağı olan günümüzde bilgiye ulaşmak kolaylaşmış fakat doğru bilgiye ulaşmak zorlaşmıştır. “Niçin İbadet Ediyorum?” eseri gençlerimize ibadet konularında yanlış bilgi ile sahih bilgiyi ayırt etmelerinde rehber olmaktadır. Bu eser, gençlerimizin Din İşleri Yüksek Kuruluna yönelttiği sorular ve Kredi Yurtlar Kurumunda kalan öğrencilerin zihinlerini meşgul eden sorulardan hareketle meydana getirilmiştir.Bilgi ve iletişim çağı olan günümüzde bilgiye ulaşmak kolaylaşmış fakat doğru bilgiye ulaşm
Anadolu'nun bir kasabasında dünyaya gelmişti. Daha çocuk yaşlarında iken yapılara dikkat ediyor, taşla örülen duvarları uzun uzun seyrediyordu. Camilerin, köşklerin nasıl yapıldığını kendi kendine anlamaya çalışıyordu. Sokakta oynarken tahtadan evler yapıyor, ufak taşlar toplayarak kum üzerinde küçük binalar yapmayı deniyordu. Artık kafasına koymuştu; ileride mimar olacaktı. Yavuz Sultan Selim tahta geçince Osmanlı Devleti Anadolu'dan da çocukları toplama kararı aldı. Henüz on yaşlarında idi. Bir gün kasa
Genellikle tarihî bir savaş, zafer ve kahramanlık gibi toplumu derinden etkileyen olayların meydana gelmesi, o olayların şiirleşerek bestelenmesi sonucunu doğurmuştur. Osmanlı ordusundaki Mehter Musikisi veya Mızıka-yı Hümayun takımlarının, askerleri coşturarak heyecan yaratması, ayrıca mehter köslerinin vurarak meydanları inletmesi de bazı kahramanlık türkülerinin doğmasına yol açmıştır. Ayrıca bozgun, işgal, sel, yangın, deprem ve cinayet gibi felâket ve üzücü olayların meydana gelmesi de toplumun hafıza
Tükendi
Bu kitaptaki hikâyeler, bir toplumun maruz kaldığı baskı ve zulümleri, yaşadığı acıları ve haksızlıkları dile getirmektedir. Tamamen yaşanmış olan bu gerçek olaylar, görüleceği üzere bir toplumun yaşadığı insanlık dramını yansıtmaktadır. Değişik zaman ve yerlerde yayınlanmış olan bu hikâyelerin aslı, yazılanlardan daha da acıklı ve ürkütücüdür. Olayların gerçeğini anlatabilmek ve aslını yansıtabilmek doğrusu kolay olmamaktadır. Yaşanan dramları bütün çarpıklığıyla sunabilmek için, olayların hikâye tarzında
Irak`ta yüzyıllardan beri varlık gösteren Türkmen toplumu, köklü geçmişine, ülkede bıraktığı zengin tarihî ve kültürel mirasa, günümüzde bile hâlâ canlılığını koruyan gelenek-görenek, folklor ve halk müziği ürünlerine rağmen, bilinçli veya bilinçsiz biçimde göz ardı edilmekte, varlıkları yok sayılmak istenmektedir. Yanı başımızda bulunan, bundan 75-80 yıl önce bir Mardin, Gaziantep veya Şanlıurfa gibi, Anadolu`nun birer şehri olan Musul, Erbil ve Kerkük`te yaşayan Türkler, bin yıldan fazla Türkiye ile aynı
Irak'ta Türkmenlerin yaşadıkları bölgeleri tanıtan bu eser, Türkmen toplumunu ansiklopedik üslupta ele almıştır. Suphi Saatçi, Türkmeneli bölgesinde yaşayan Türkmen boylarını, oymaklarını, aşiret ve ailelerini okuyuculara tanıtmak amacıyla bu kapsamlı çalışmayı hazırlamıştır. Türkmenlerin yaşadığı coğrafyayı ve ülkede oluşturdukları kültürel birikimi gözlemlemek isteyenler, Kerkük'ten Erbil'e, Musul'dan Tuzhurmatu'ya, Telafer'den Altunköprü'ye uzanan yollarda dolaşacaklar ve Türkmen yurdunun gizli hazinele
"Kerkük, Suphi Saatçi'nin doğup büyüdüğü, üniversite yıllarına gelinceye kadar yatıp kalktığı, en yakınlarını toprağına uzattığı bir mübarek, bir güzel, bir melül-mahzun Türk şehri! Kerkük şimdi, Yahya Kemal?in ifadesiyle "Mahzun sınırlarımızın" dışında, Irak topraklarında kalan kolsuz kanatsız bir şehir. Horasan'dan yola çıkan Oğuz Türkleri, Anadolu topraklarından önce Kerkük'ü fethetmişlerdi. Soyumuz-sopumuz, Anadolu'dan önce, Kerkük'te yaşamaya başlamışlardı. Şimdi Suphi Saatçi'nin Başımın Tacı Kerkük is
Türk kültür ve sanat tarihinin en büyük simgesi olan Mimar Sinan, anıların bizzat kendi dilinden verilen Tezkiretül-Bünyan adlı yazma kaynakta toplamıştır. Saî Mustafa Çelebi tarafından kaleme alınan bu yazma Sinan, çocukluk çağından mimarbaşı oluşuna ve ömrünün sonuna kadar başından geçen olayları hikâye etmektedir. Büyük ustanın özellikle tasarlayıp inşa ettiği Şehzade Camii, Kırkçeşme Su Tesisi, Süleymaniye Camii, Mihrimah Sultan bahçesinde su dolabı, Büyükçekmece Köprüsü ve Edirnedeki Selimiye Camiinin
Tükendi
Yakın tarihe kadar Anadolu ile aynı kaderi paylaşmış olan Kerkük, toplum yapısı, geçmişi, dili, geleneği, folkloru ve mimarîsi ile Osmanlı coğrafyasının hatırasını yaşatan bir kenttir. Kent kültürü, mimarlık ve sanat tarihi açısından önemini sürdüren Kerkükün, en ilgi çeken yanı evleridir. Türkmenlerin bu zengin kültürel mirası, yörede kök salan toplumun dünya görüşünü, geleneksel yaşantısını ve mimarî anlayışını da dile getirmektedir. Bir kent olarak Kerkükün fiziksel gelişimi ve tarihsel dokusunun oluşum
Irak'ın Musul ve Dicle nehri kenarı ile Bağdat şehirlerini dolaşan Evliya Çelebi, Kerkük'ü ziyaret etmemiştir. Yazar bu bakımdan bir eserinde Evliya Çelebi'ye sitem etmiştir. Bunu öğrenen Kâtip Çelebi, Evliya Çelebi'yi Cennetteki konağında ziyarete gider ve kendisini bu durumdan haberdar eder. Buna içerleyen Evliya Çelebi de Kerkük'ü ziyaret etmediği için hayıflanır. Durumu kurtarmak için Evliya Çelebi tekrar dünyaya dönüp Kerkük'ü ve bütün bir Türkmeneli bölgesini gezerek, Seyahatnamesine eklemek ister
Türk halk edebiyatının sözlü geleneğinde yaşayan malzemelerin zenginliği, şüphe götürmez bir gerçektir. Bir toplumun sosyal hayatını, dünya görüşünü ve dil estetiğini ortaya koyan bu kültür kurumunun günümüze kadar ulaşması, hiç şüphesiz kolay olmamıştır. Yüzyıllar boyu halk ağzında süzülerek öğütülen bu malzemeler, dil zevki bakımından kendi içinde bir tutarlılık ve üstün bir ahenk kazanmıştır. Toplumların etnik kimliğini de sergileyen halk edebiyatı ürünlerinin derlenmesi ve yayınlanması, bu yüzden büyük
Kan keser sabahlar. Darağaçlarında sallandırılan körpe kuzular. Hürriyet yolunda, toprak uğrunda kendini meş’ale yapanlar. Feryat feryat göklere ağan hoyratlar, yürek paralayan feryatlar. Çiğnenen insan hakları.Iraklı Türkmen’in çektiği çileler. Akıl almaz işkenceler. Göz yaşlarından ıslanan sayfalar. 25 yıl doğduğu topraklara karşı hasretle kavrulan Suphi Saatçi’nin Kerkük’le kucaklaşmasının hikâyesi. Hasret ve duygu yüklü gezi notlarında, Kerkük’te, Erbil’de, Tuzhurmatı’da, Musul ve Telafer’de yaşayan Tü
Tükendi
Şu acı hakikatin bilinmesi ve bazı tedbirlerin mutlaka alınması gerekiyor: Üzerinde yaşamakta olduğumuz bu topraklar, bizden önceki pek çok millete, pek çok medeniyete bir süre beşiklik etmiş, bir müddet sonra da mezar olmuştur. Bu vatanda ayakta kalmak ve geleceğimizi garanti altına alabilmek için ne yapmalıyız? Öncekiler gibi yok olup gitmemek için millet olarak hangi hususlara dikkat etmemiz lâzım? Uzak ve yakın geçmişte atalarımız, liderlerimiz neleri yaptılar, neleri ihmal ettiler? Bu sorular millet
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 13 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1