Gazeteci, radyocu ve televizyoncu, bunların da ötesinde bir entellektüel olarak Yağmur Atsız, başından geçenlerin bir özetini sunuyor. Çocukluk döneminde babası Nihal Atsız’ın evinde yakından tanıdığı ünlü kişilerimizi, yurt dışında yaptığı gazetecilik boyunca görüp yaşadıklarını okuyucusuyla paylaşıyor. Bu eserde, Türkiye’yi ve Türk dünyasını, Batı’yı ve Batılıları yakînen tanıyan dünya çapında bir gazetecinin gözlemlerini okuyacaksınız. Kitapta tarihî değeri bakımından çok önemli 48 sayfalık bir resim alb

Bir hapishane ile bir kale arasındaki fark şudur ki; kalenin kapıları içerden kilitlenir. Bu bakımdan adalar hem kaleye hem hapishaneye benzerler. Kitaplar da...

Gecenin Bir Vakti Telefon "İnsan aslında gizledikleridir." diyordun. Sırlar ki gülerken ağlatır ağlatırken gülümsetir. "Gelirken Istanbul'dan ne istersin?" diye sordun. "Bana kadınlarımızın kahkahasını getir!"

Bir çok şiiri bestelenmiş, pek çok şiiri ülkemizin tanınmış şair ve eleştirmenlerinden takdir görmüş olan Yağmur Atsız bütün şiirlerini bu eserde topladı. Kitapta, daha önce yayınlanmış oan “Günlerimiz”, “Kırk Yaşlarında Bir Kadın (Fransızca ve Almanca şiirleri)”, “Unutkan Şehir” ve “Tûfan’dan Sonra Ben” adlı dört şiir kitabı yer alıyor.

Benim ana tezlerimden biri, Türkiye`nin ve Türkçe`nin önümüzdeki birkaç dekad (onyıl), ama en geç 21. Yüzyıl`ın İkinci Yarısı`nda tarih sahnesinden silineceğidir. Eğer -mucize kabilinden- aklımızı başımıza toplamaz isek... Siyasi zümresi böylesine ipsiz, sapsız ve de çapsız bir ülke, prbblemlerini çözmeye bir türlü beceremez ve üstelik hiç yokdan da yeni problemler yaratmaya devam ederse bir gün gelir o gerçek ve ilaveten kendi icadı problemler arasında boğulup gitmeye mahkumdur. Yani Türkiye Cumhuriyeti tu