Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 8 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bir ‘mesel'ci Yaşar Bedri: Ah Minyatürleri'nde şiirlerle kurduğu meselleri bu kez ‘Yolcuile Derviş' meselesinde, düzyazıda inşa ediyor. Belkide en doğru adlandırma bu: ‘mesel!' Roman değil çünkü yazdıkları. Anlatı da değil. Mevlana'nın Mesnevisinden bir çağrışımla belki, Halil Cibran'ın ‘Ermiş'ine uzanan bir düzyazı geleneğine eklemlemlenen bir metin ‘Yolcu ile Derviş Meselesi' iddialı bir öne sürüş olabilir ama, batı dışı bir modern roman Ancak bu yoldan kurulabilir gibi geliyor bana. ‘Hikemiyyat'ı,
Tükendi
"Ölüm, o hüzünlü bağçe, gel gör ki ölüm ona yakışmıyor. Son akşam senden bahsettik. ?Yunus seni çok seviyor,' dedi. Söylediklerinize inanmayı ne kadar istiyorum bir bilseniz, dedim. ?Evham hastalıktır,' dedi. ?Sabra ve duaya sarıl.' Beni sevse bunu bir kez olsun fısıldamaz mı? Deyince güldü bana. ?Sevemek sessizliktir,bağırarak sevilmez,'demişti." Odun olup yanmayınca, ateşe girip kor olmayınca, Örse sürülüp dövülmeyince kıvama gelinmiyormuş. Vah sana miskin Yunus!... Yanmadan, pişmeden, Erimeden ne kol
Tükendi
Yaşar Bedri, ?zamanın acıtarak', ama gene de ?bir ima' gibi gelip geçtiği bi ?zaman'da yazıyor şiirlerini, ?Alıngan sözleri yaka cebinde' taşıyor. ?Güz alışkanlığı' olan bir şair o; -Melali' kendine sonsuz yolculuk olarak yaşıyor. Ve Mevlana ile başlayıp Yunus Emre ile bitiriyor kitabını. Hiç biter mi? Şiir, o sonsuz yolculuk! Şiirini hiç durmadan; ?duyarlık' tan ?gelenek' e, ?söz' den ?lirizm' e taşıyan bir-şiir yazgılısının kalbi daima uçurumlara, uçurum yolculuklarına açılır. Yaşar Bedri, bu uçurumun S
Yaşar Bedri;'Âh Minyatürleri' ile şiirde, ?Cabülka'ile romanda kurmuş olduğu ?Mesel' geleneğini hikayelerinde sürdürüyor. Anlatıya malzeme olabilecek ayrıntıları, İnsanın dramını poetik ve Kendine has kodladığı özgün bir dille yazıyor. Kent yalnızlıklarınınüstüne serpelen zamanı Tanıklığa çağırıyor. İnsan yalnızlığının trajikliği kurmaca bir metinde ?Rüya korkusu' nda ete kemiğe bürünüyor.
Oyun içinde oradan oraya koşan bir çocuk gibidir zaman . en büyük güç çocuğa aittir.içinde bulunduğun anı kullanabildiğin sürece kolay aydınlanırsın. insanların deneyimlerini tekrar edip duruyorsan ölü ve anlamsızdır diyerek ruhunda bir fırtınanın peşi sıra gidip, sevgi yoluyla yeni keşfedilmiş içsel bir yürüyüşün kendisiyle doğayı uyumlu hale getirerek, içsel bir krallığın efendisi olmak için arayışa koyulan yaşar bedri; iki el iki kanat gibi birbirlerini tamamlayan eyerlediği demirden atıyla gittiği malab
Rüyâmda, seyyah bir ressamı oynuyordum. Ovadaydım, eski evlerin, harmanın resmini yapıyordum.Bileğime kondu. avucuma kan kırmızı gelinciği bırakıp, uçtu gitti. Erken dökülmüştü gelinciğin tülleri.Kuşluk zamanı, güneş odama kanlı bir bez parçası gibi serilince uyandım.
Yaşar Bedri, Ah Minyatürleri ile şiirde, Cabülka ile romanda kurmuş olduğu Mesel geleneğini Hiç´te sürdürüyor. Anlatıya malzeme olabilecek hiç bir ayrıntı göz ardı edilmeden, poetik ve özgün bir dille kurgulanıyor insanın dramı. Kent yalnızlıklarının üstüne serpilen küller tanıklığa çağırıyor okuyucuyu. İnsan yalnızlığının trajikliği kurmaca bir metinde, Hiç´te belgeselleşiyor.
Bir ‘mesel’ci Yaşar Bedri: ‘Âh Minyatürleri’nde şiirlerle kurduğu meselleri bu kez ‘Yolcu ile Derviş’ meselinde, düzyazıda inşa ediyor. Belki de en doğru adlandırma bu: ‘mesel!’ Roman değil çünkü yazdıkları. Anlatı da değil. Mevlâna’nın Mesnevî’sinden bir çağrışımla belki, Halil Cibran’ın ‘Ermiş’ine uzanan bir düzyazı geleneğine eklemlenen bir metin ‘Yolcu ile Derviş Meseli’ İddialı bir öne sürüş olabilir ama, batı dışı bir modern roman ancak bu yoldan kurulabilir gibi geliyor bana. ‘Hikemiyyât’ı, dolayısı
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 8 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1