Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 20 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
On iki destansı hikâye ve bir önsözden oluşur. İçerdiği hikâyeler tarih boyunca dilden dile, anlatıcıdan anlatıcıya aktarılan birer sözlü gelenek ürünüdür. Hikâyeler kulaktan kulağa aktarıldığından dolayı gerçek hâlinin dışına çıkmıştır. 15. yüzyılın ikinci yarısında yazıya geçirildiği tahmin edilir. Oğuzların yaşam biçimlerinden, ekonomisine, inançlarından, giyinişlerine, beslenmelerinden içinde yaşadıkları doğaya kadar pek çok konuda bilgi sağlayan bir kaynaktır. Günümüze ulaşan iki el yazması nüshadan bi
Tükendi
DEDE KORKUT HİKAYELERİ Dede Korkut hikayeleri, Oğuz Türklerinin bilinen en eski epik destansı hikâyeleri olarak bilinirken, 15 yüzyılda yazıya geçirilmiştir. Dede Korkut hikayeleri, 12 hikaye olarak yüzyıllardır nesilden nesile aktarılmaktadır. Bu hikâyeler, tarih boyunca dilden dile, anlatıcıdan anlatıcıya aktarılan birer sözlü gelenek ürünüdür. Eser, Oğuzların yaşam biçimlerinden, ekonomisine, inançlarından, giyinişlerine, beslenmelerinden içinde yaşadıkları doğaya kadar pek çok konuda bilgi sağlayan bir
Dede Korkut, Bazı rivayetler İshak Peygamberin soyundan olduğunu söyler. 9. ila 11. yüzyıllarda Türkistan'ın Aral Gölü bölgesinde Sir-Derya nehrinin Aral Gölüne döküldüğü yerde doğduğu, Ürgeç Dede adında bir oğlu olduğu ve bu bölgelerde hüküm süren Türk hakanlarına danışmanlık yaptığı destanlarından anlaşılmaktadır. 570-632 yılları (Hz. Muhammed zamanında) yaşadığı da rivayet edilir. Oğuzname'de 295 yıl yaşadığı anlatılmaktadır. Kıpçakların Oğuz Türkleriyle yaptığı mücadeleler Dede Korkut Hikayeleri'nin
Türk edebiyatının pek değerli isimlerinden biri olan, edebiyat tarihi konusunda fikirleri üzerine kitaplar yazılan değerli Türklük bilimci Fuat Köprülü, Dede Korkut destanları için şöyle demiştir: "Bütün Türk edebiyatını terazinin bir kefesine, Dede Korkut destanları'nı ise terazinin diğer kefesine koysanız, yine de Dede Korkut hikayeleri ağır basar." Türk edebiyatı için paha biçilmez önemi bulunan, her Türk‘ün okuyup öğütler alması gereken bilgi ve deneyim dolu destanlarımız; Türklerin eski yaşam ve inan
Tükendi
Dede Korkut destanların ilk anlatıcısıdır. Eserin çeşitli yerlerinde "dede" giriş bölümünde dört defa "ata" unvanıyla anılmıştır. Göçebe Türkler'in yüceltip kutsallaştırdığı, bozkır hayatının geleneklerini ve törelerini çok iyi bilen biridir. Hayatı hakkında tarihl kaynaklardaki bilgiler farklılıklar gösterir. Kimi kaynaklarda Oğuzlar'ın Kayı boyundan, kiminde Bayat boyundan olduğu söylenir. Saltukname'de Dede Korkut Osmanlılar'la aynı soydan gösterilir ve Osmanlılar'ın soyu Oğuzlar'la birlikte ıshak peygam
Tükendi
On iki destansı hikâye ve bir önsözden oluşur. İçerdiği hikâyeler tarih boyunca dilden dile, anlatıcıdan anlatıcıya aktarılan birer sözlü gelenek ürünüdür. Hikâyeler kulaktan kulağa aktarıldığından dolayı gerçek hâlinin dışına çıkmıştır. XV. yüzyılın ikinci yarısında yazıya geçirildiği tahmin edilir. Oğuzların yaşam biçimlerinden, ekonomisine, inançlarından, giyinişlerine, beslenmelerinden içinde yaşadıkları doğaya kadar pek çok konuda bilgi sağlayan bir kaynaktır. Günümüze ulaşan iki el yazması nüshadan bi
Tükendi
KANLI KOCA ve OGLU KANTURALI Oğuz zamanında adına Kanlı Koca dedikleri bir gürbüz er vardı. Yetişmiş bir cilasın oğlu vardı, adına Kanturalı derlerdi. Kanlı Koca: "Yarenler, atam öldü, ben kaldım; yerini, yurdunu tuttum; yarınki gün ben ölürüm, oğlum kalır, bundan ötesi yoktur ki gözüm görürken oğul, gel, seni evereyim ... " dedi. Oğlan: "Baba, madem beni evereyim, dersin. Bana layık kız nice olur? .. " dedi. Kanturalı: "Baba, ben yerimden doğrulmadan o kalkmış, ayağa dikilmiş olmalı; ben karakoç atıma binm
Tükendi
Dede Korkut Hikâyeleri destan geleneğinden halk hikâyeciliğine geçişin ilk ürünüdür. Türk kültür tarihi açısından önemli bir eserdir. Asıl adı Dede Korkut ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan olan günümüz Türkçesine Oğuzların Diliyle Dede Korkut Kitabı olarak çevrilebilen eser on iki hikâye ve bir önsözden oluşmaktadır. Her bir hikâyede farklı bir boy beyinin macerası anlatılmaktadır. Hikâyelerin başlangıcı birkaç küçük değişiklikler göstermekle birlikte aynıdır. Hikâyelerin başlangıcında Hanlar Hanı Bayındır Han'dan
Tükendi
Dede Korkut Hikâyeleri'nin asıl adı: ?Kitab-ı Dedem Korkut alâ Lisan-ı Tâife-i Oğuzân" dır. Günümüz dili ile, (Oğuz Boyunun Dili ile Dedem Korkut Kitabı) demek olan bu hikâyeler, toplam olarak on iki hikâyeden oluşur. Dede Korkut (Dedem Korkut) diye bir kişinin yaşayıp yaşamadığı belli değildir. Yaşamışsa bile efsaneleşmiştir. Dede Korkut Hikâyeleri, Oğuz boyunun anonim bir ürünüdür. Bu haliyle, Türk Edebiyatı'nın şaheserlerindendir. Anonim olduğu için, zaman içinde bazı değişikliklere uğramıştır. Hikâyeler
Tükendi
Dede Korkut Orta Asya Türklerinin yaşam biçimini aktaran on iki epik hikâyeden oluşur. Türklerin yaşamlarını, inançlarını, savaşlarını, kahramanlıklarını ve kullandıkları dilin özelliklerini anlatması sebebiyle Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan Dede Korkut hikâyeleri, sözlü gelenek ürünü olması sebebiyle de dikkat çekicidir. Şiirle düzyazı arasında şekillenen hikâyeler olağanüstülükler barındırır. Dede Korkut isimli bir bilge tarafından anlatılan Orta Asya steplerinin fantastik hikâyeleri, bu kit
Tükendi
Akibet, uzun yaşın ucu ölüm, sonu ayrılık. Dua edeyim hanım: ölüm vakti geldiğinde arı imandan ayırmasın. Ak sakallı babanın yeri cennet olsun. Ak bürçekli ananın yeri cennet olsun. Kadir Mevla seni namerde muhtaç etmesin. Ak alnında beş kelime dua kıldık, kabul olsun. Amin amin diyenler Tanrı'nın yüzünü görsün. Derlesin toplasın günahınızı Muhammed Mustafa'ya bağışlasın hanım hey!
Tükendi
- Quand Trois Flèches et La Flèche Grise se réuniraient, ils feraient piller la maison de Kazan. Kazan s'est fait piller la maison de nouveau. Mais le Oghuz extérieur n'était pas avec eux. Seul le Oghuz intérieur a pillé. Qaund la maison était pillée, il faisait sortir le béni et le pillage commençait ainsi. Les beys des Oghuz extérieurs Arzu, Ermen et les autres entendirent cela et dirent:" Regardez, on pillait la maison de Kazan ensemble jadis, pourquoi ne pas s'unir maintenant?". Tous les beys des Oghuzs
Cuando Tres Flechas y La Flecha grigia se reunirían, ellos saquean la casa de Kazan. La casa de Kazan fue saqueada de nuevo. Pero el Oghuz exterior no estaba con ellos. Sólo el Oghuz interior ha saqueado. Qaund la casa fue saqueada, el salió fuera con el bendito y el saqueo comenzaba así. El beyes de los Oghuz exteriores Aruz, Ermen y otros na oido eso han dicho : "Mira,Hemos saqueado la casa de Kazan juntos una vez, ¿por qué no unirse ahora?". Todos los beys de los Oghuzs no fueron unidos para ir a Ka
100 Temel içerisinde yer alan Dede Korkut Kitabı, Oğuzların hikâyelerinden oluşmaktadır. Çok önce gerçekleşen eden ve asırlarca Türklerin arasında yaşayıp gelişen bu destanlar nihayet 15. asrın sonlar ıile 16. asrın başlarında yazıya geçirilmiştir. Eserden azım ve nesir bir arada verilmiştir.Eser on iki destansı hikâye oluşur. Hikâyelerde, destandan halk hikâyeciliğine geçiş döneminin ürünü olduğu için destan ve masal unsurlarına da rastlanmaktadır.
Tükendi
Dede Korkut'un kitabında on iki destan vardır. Bu destanlar, Türk dilinin en güzel örnekleri olduğu gibi, Türk ruhuna, Türk düşüncesine ışık tutan en açık belgelerdir. Dede Korkut destanlarında Oğuz Türklerini, onların inanışlarını, yaşayışlarını, gelenek ve göreneklerini, yiğitliklerini sağlam karakteri ve ahlakını, ruh erginliğini, saf, arı-duru bir Türkçe ile dile getirir. Yüzyıllar boyu heyecanla okunan bu eserdeki destanlar, Doğu ve Orta Anadolu'da, çeşitli varyantları ile yaşamıştır. Anadolu'nun birço
Tükendi
Dede Korkut Hikâyeleri, Oğuz boyları arasında oluşmuş destansı öykülerin bir derlemesidir. Dede Sultan, Korkut Ata gibi adlarla anılan Dede Korkut'un yaşadığı dönemle ilgili kesin bir bilgi yoktur. Oğuzların akıl hocası, bilge bir kişi olan Dede Korkut'un 100 ya da 295 yıl yaşadığı söylenir. Her öykünün sonunda kopuzuyla ortaya çıkar. Oğuz beylerine öğütler verir, dualar okur ve şiirler söyler.
Türklerin kültürünü, aile yapısını, sosyal hayatını anlatan ilk edebî metin olan Dede Korkut Hikâyeleri, gençlerimizin atalarını tanımaları için yeniden kaleme alındı. Hikâyelerde ayrıca Türk milletinin iç mücadeleleri, doğaüstü güçlerle, yaratıklarla savaşmaları da anlatılır.
Tükendi
Tanrı dünyayı yaratırken aynı zamanda çok güzel bir de dağ yaratmıştı. Bu dağın doruklarından dört mevsim kar hiç eksik olmazdı. Bulutlar bazen pamuk yığınları gibi kurur, çoğu kez de coşarlar, gök gürler, şimşekler çakardı. Bulutlardan dökülen yağmurlar köpürür, dağın eteklerine doğru akardı.
Tükendi
Dede Korkut, Türk milletinin ortaklaşa olarak ortaya koyduğu hünerin ve ince bir zevkin ürünüdür. Bu bakımdan, tüm yönleriyle Tük milletinin orijinal bir tablosudur da diyebiliriz. Türk milletinin örf ve adetlerini, aile yaşantısını, evlilik müessesesini, giyecek, yiyecek ve içeçeklerini bu tabloda görme şansını yakalamaktayız. Dede Korkut Hikayeleri, konularıyla, anlatılışının güzelliğiyle ve eşsiz tadıyla başlangıcından bugüne aynı dirilikle varlığını sürdürmektedir ve sürdürmeye devam edecektir...
Tükendi
Sözlü kültürümüzün en önemli miraslarından biri olan Dede Korkut hikayelerini bir masal gibi yaşatmaktan çıkarıp kitap bütünlüğünde sunan bu eser, Dede Korkut kimliğinde Türk tarihinin yaşayan unsurlarını yeniden hatırlatıyor.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 20 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1