Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 61 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Safahat, görünüşte 7 ayrı kitaptan oluşmaktadır. Ama o, bir bütündür. Safahat’a bütünlük kazandıran ise, bizi biz kılan, ciddi anlamda imandan beslenen idealizmin terbiyesinde oluşmuş değerler ile çözülüşün girdabında yaşanan hayat karmaşasının karşı karşıya gelmesi, daha yerinde bir ifadeyle, çatışmasıdır. Safahat’taki her manzume, hatta uzun manzumelerde dahi kendi içinde bir bütünlük manzarası arz eden her parça bu çatışmanın bir yönünü ifade eder. Bu bakımdan Safahat, ne manzum bir hikayelerden oluşan b
İstiklâl Marşı şairi Mehmet Âkif Ersoy'un, ilk kitabı Safahat, bağımsız bir edebi kişiliğin ürünüdür. Fransız romantiklerinden Lamartine'i Fuzuli kadar, Alexandre Dumas Fils'i Sâdi kadar sevdiğini belirten şair, bütün bu sanatçıların uğraşı alanlarına giren "manzum hikâye" biçimini kendisi için en geçerli yazı olarak seçmiştir. Savunageldiği geleneksel edebiyat birikimi, onun yalınkat bir manzumeci değil, bilinçle işlenmiş ve gelişmeye açık bir şiir türünün öncüsü olmasını sağlamıştır. Mehmet Âkif'in düşüns
MEHMED ÂKİF ERSOY, YAKIN TARİHİMİZİN EN BÜYÜK ŞÂİRİ, FİKİR VE MÜCÂDELE ADAMI, BENZERİ PEK AZ GÖRÜLEN, ÖZÜ SÖZÜNE UYGUN BİR AHLÂK KAHRAMANIDIR. MEHMED ÂKİF, MASUM MİLLETİNİN EN ACIKLI GÜNLERİNDE, BÜTÜN DERT, FELÂKET VE ACILAN ONUNLA BİRLİKTE YAŞAMIŞ VE DERİNDEN HİSSETMİŞ BİR GÖNÜL FEDÂİSİDİR. FAKİR BİR AİLEDE DOĞAN ÂKİF, ÂLİM BİR ZAT OLAN ÇOK SEVDİĞİ BABASINI KÜÇÜK YAŞTA KAYBETMİŞ, ARKASINDAN EVLERİ DE YANMIŞTI. FAKAT HİÇBİR ŞEYDEN YILMAYAN BU ÇALIŞKAN GENÇ, BİR TARAFTAN OKULLARINI BİRİNCİLİKLE BİTİRİRKEN, B
Safahat, görünüşte 7 ayrı kitaptan oluşmaktadır. Ama o, bir bütündür. Safahat'a bütünlük kazandıran ise, bizi biz kılan, ciddi anlamda imandan beslenen idealizmin terbiyesinde oluşmuş değerler ile çözülüşün girdabında yaşanan hayat karmaşasının karşı karşıya gelmesi, daha yerinde bir ifadeyle, çatışmasıdır. Safahat'taki her manzume, hatta uzun manzumelerde dahi kendi içinde bir bütünlük manzarası arz eden her parça bu çatışmanın bir yönünü ifade eder. Bu bakımdan Safahat, ne manzum hikâyelerden oluşan bir
Tükendi
Halkın içinden yükselmiş, ama halkın içinde kalmış bir şair; kendi milleti kadar, Doğu'yu ve Batı'yı dili, edebiyatı ve müziği ile bilen bir aydın; Veterinerlik Fakültesi'nin ilk öğrencisi ve birincisi; İstanbul Boğazı'nı yüzerek geçen, at binen, gülle atan ve güreşen bir sporcu; şehirde kapanıp kalmamış, Anadolu köylerindeki ahırlarda hayvan tedavi etmiş, gerçekleri yaşamış ve -neye mal olursa olsun- hep gerçekleri söylemiş bir adam; milletiyle birlikte savaşı, acıyı, yenilgiyi ve zaferi gören gözleri, her
Tükendi
Mehmed Akif "Safahat"ında tamamen Osmanlı İmparatorluğunun yüzyıllar boyu sürüp gelen dertlerini, çöküntülerini, iç buhranları, halkın sosyal ve ekonomik sıkıntılarını dile getirdi. Bu zaman içinde yalnız ve yalnız Osmanlı kültürü ve edebiyatı içinde bir "Safahat" şairi olarak kaldı. Onun asıl ünü, İmparatorluğun çöküşü karşısında duyduğu acı kaygıyı dile getirmesiyle başlar. İşte bu andan sonradır ki, Mehmed Akif, artık yalnız "Safahat" şairi değil, millî bir vatan şairidir. Bundan sonra yazdığı bütün eser
Tükendi
Bana sor sevgili kari; sana ben söyleyeyim, Ne hüviyyette şu karşında duran eş'arım; Bir yığın söz ki, samimiyyeti ancak hüneri; Ne tasannu' bilirim, çünkü ne san'atkarım. Şi'r için "gözyaşı" derler; onu bilmem, yalnız, Aczimin giryesidir bence bütün asarım! Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem; Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizarım! Oku, şayed sana bir hisli yürek lazımsa; Oku, zira onu yazdım, iki söz yazdımsa.
Tükendi
Mehmet Akif Ersoy 20 Aralık 1873´ te İstanbul´da dünyaya geldi İlk öğrenimine Fatih´te Emir Buhari Mahalle Mektebi´nde başladı. Ortaöğrenimine Fatih Merkez Rüştiyesi´nde başladı (1882). Aynı zamanda Fatih Camii´nde Farsça derslerini takip etti. Mehmet Akif, rüştiyedeki eğitimi boyunca Türkçe, Arapça, Farsça ve Fransızca dillerinde hep birinci oldu. Rüştiyeyi bitirdikten sonra 1885´te dönemin gözde okullarından Mülkiye İdadisi´ne kaydoldu. 1888'de okulun yüksek kısmına devam etmekte iken babasını kaybetti.
Tükendi
Bana sor sevgili okur, sana ben söyleyeyim. Ne mahiyette şu karşında duran şiirim? Bir yığın söz ki içtenliğidir ancak hüneri. Ne sanat bilirim ne sanatkârım. Şiir için "gözyaşı" derler, onu bilmem yalnız Aczimin gözyaşlarıdır bence bütün eserim. Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem. Dili yok kalbimin, bundan da ne kadar rahatsızım. Oku, eğer sana bir duygulu yürek lazımsa. Oku, zira onu yazdım, iki söz yazdımsa.
Tükendi
Halkının içinden yükselmiş, ama halkın içinde kalmış bir şair; kendi milleti kadar, Doğuyu ve Batıyı dili, edebiyatı ve müziği ile bilen bir aydın; Veterinerlik Fakültesinin ilk öğrencisi ve birincisi; İstanbul Boğazını yüzerek geçen, at binen, gülle atan ve güreşen bir sporcu; şehirde kapanıp kalmamış, Anadolu köylerindeki ahırlarda hayvan tedavi etmiş, gerçekleri yaşamış ve neye mal olursa olsun hep gerçekleri söylemiş bir adam; milletiyle birlikte savaşı, acıyı, yenilgiyi ve zaferi gören gözleri, her dai
Tükendi
7 kitaptan oluşan Safahatyeni harflerle ilk defa ayrı ayrı kitaplar olarak, k orijinal şekli ve dönem bilgilerini taşıyan değerlendirmelerle bir araya getirildi.
Tükendi
Asım'ın nesli.. diyordum ya.. nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek. Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar.. O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar, Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Tükendi
"Eğer mezarda, şafak sökmeyen o zindanda, Cesed çürür ve tahayyül kalırsa insanda, -Cihan vatandan ibarettir, itikadımca- Budur ölümde benim çerçevem, muradımca: Vatan şehirleri karşımda, her saat, bir bir, Fetihler ufku Tekirdağ ve sevdiğim İzmir, Şerefli kubbeler iklimi, Marmara'yla Boğaz, Üzerlerinde bulutsuz ve bitmeyen bir yaz, Bütün eserlerimiz, halkımız ve askerimiz, Birer birer görünen anlı şanlı cedlerimiz, Biçmide dalgalı Tekbir'i en güzel dinin, Zaman zaman da Neva-Kar'ı, doğsun, Itri'nin, Ölüm y
Tükendi
Safahat, geçmişe ve geleceğe ait bütün milli değerlerimizi terennüm eden büyük bir destandır. Milletimizin imanına, irfanına, düşünce ve duygularına, sevinç ve üzüntülerine tam tercüman olan bu eseri inancı, fikri ve dili ile bilmeyen, anlamayan ve benimsemeyen bir kimsenin bu milletin aydını olarak telakki edilmesine imkan yoktur. Bu ciltte, Safahat´ın eski harflerimizle asıl metni, yeni harflerle karşılığı ve tenkidli neşri, geniş bir "giriş"le birlikte okuyucuya sunulmaktadır. Eski harfli metin, son olar
Tükendi
Mehmed Akif, şairliğiyle sanatımızı, şiirleriyle düşüncemizi zenginleştiren; yaşamında ve özellikle de şiirlerinde dillendirdiği toplumsal sorunların tespitinde ve çözüm yollarını göstermesinde önemli mesafeler katetmiş bir fikir ve aksiyon adamıdır. Tüm bu özelliklerini harmanladığı büyük eseri Safahat'ta da halkının sıkıntılarını ve destansı mücadelesini dile getirmiştir.
Tükendi
Akif, şiirle düşünmeyi edebiyatımıza sokan hemen hemen tek şairdir. Bir toplumun, bir ömür başından geçenleri şiirle anlatması da diyebiliriz Safahat'a. Türk milleti, Akif'te, şiir ölçüleri içinde düşünmüş, ağlamış, haykırmış ve umutsuzluğa batmış, umutla çırpınmış adeta. Şiir, cemiyetle sonuna kadar içli dışlı olmuştur. Edebiyatımızdaki yeri, şiirinin özellikleri göz önünde tutulursa, hemen hemen tektir. Modern Türk Edebiyatında (gerekse eski edebiyatımızda), bir dönem fikriyle donanmış olarak, be
Tükendi
İSTİKLAL MARŞI Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl! Kahraman ırkıma bir gül... Ne bu şiddet, bu celâl? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl; Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl.
Tükendi
Mehmed Akif, şairliğiyle sanatımızı, şiirleriyle düşüncemizi zenginleştiren; yaşamında ve özellikle de şiirlerinde dillendirdiği toplumsal sorunların tespitinde ve çözüm yollarını göstermesinde önemli mesafeler katetmiş bir fikir ve aksiyon adamıdır. Tüm bu özelliklerini harmanladığı büyük eseri Safahat'ta da halkının sıkıntılarını ve destansı mücadelesini dile getirmiştir.
BİR GÜZELİN TAKDİMİ Hayreddin Karaman Sevgili Recep Şentürk beni odasına davet etti, odanın kapısını arkadan kilitledi, kesin olarak gizli kalması kaydıyla bana bir şey göstereceğini ve onunla ilgili danışmada bulunacağını söyledi. Tabii merak ettim. Dolabı açtı, daktilo ile yazılmış, her tarafından eski olduğu anlaşılan bir metin çıkardı, bunun merhum Mehmed Âkif Ersoy'un yaptığı Kur'an mealinin bir kısmı olduğunu söyledi. Hemen elinden aldım ve hızlı bir şekilde bazı nirengi noktalarına baktım. İlk dikkat
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 61 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1