Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 8 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Niyâzî-i Mısrî, “Bil ve âgâh ol ki Hakk bir kimseyi inâyetine lâyık görürse o kimsenin kalbine, ‘Biz bu dünyaya niçin geldik?’ sorusuna bir cevap bulma arzusu koyar.” demiş. Bu sorunun peşinden giderken yolum pek çok kitaptan ve insandan geçti. Kitapların yeni kitaplar açtığını, Hakk’ın insanlara insanlardan tecelli ettiğini pek çok defa tecrübe ettim. Düşe kalka yürümenin, yolun mecburiyeti olduğunu fark ettiğimde mesele biraz daha berraklaştı: Düşmesiyle, kalkmasıyla, kaygısıyla, kırılganlığıyla, yarasıyl
Her şey yolundaymış gibi çıkardım yola, ne mutlu bana Atımı dürüstlüğün bahçesine bağlardım yalnız kalabilmek için Kimseye inanmadım kimseye güvenmedim bunda hata etmedim Ne öğrendimse yola çıktıkça öğrendim bir de yolda kaldıkça
Yakınlara küstün , yakınlara küsme Uzaklar her zaman gerçek değildir Dünyaya küs dünyanın haberi olmasın Unutma hep çocukluğun kenarındasın İnsan her akşam bir özür arar kendine Çünkü eve dönen herkes biraz cesurdur Konuşmak , yürümek ve uyumak arasında ‘'Tabip olmayana yaran sardırma''
Çocuğu anlamak, insanı anlamaktır. Çocuğu düşünmek, insanı düşünmektir. Çocuğu konuşmak, insanı konuşmaktır. Geleceğe dair hayal kurarken çocuklardan ve çocukluktan bahsetmiyorsak, o gelecekten umut bekleyemeyiz. İçinde çocuğun ve çocukluğun olmadığı bir gelecek hayali, umutsuz ve ruhsuz bir geleceği işaret eder. Çocuklarımızı böyle bir geleceğe teslim edemeyiz. Onlara dair sorular sorarak işe başlamalıyız. Eğer doğru çözümler arıyorsak en önce doğru soruları sorabilme yeteneği kazanmalıyız. Eleştirmey
Tükendi
Evlerimizi terk ettik. Artık betonarme konutlarda kameraların hâkimiyetinde hepimiz birer cezalı gibi yaşıyoruz. Aynı apartmanda seneler geçiriyoruz fakat komşumuzun kim olduğunu bilmiyoruz. Iyi günde kötü günde kapıların çalındığı, hâlin hatırın sorulduğu, gönül sofralarının kurulduğu ve muhabbetin tüttüğü iklimler çok eskilerde kaldı. Kaybolan bu asil ve şerefli hayatımız artık romanlara ve romantik dizilere konu oluyor. Çocuklarımızı sokağa göndermeye korkuyoruz çünkü oyun alanları birer birer otoparka
Tükendi
-Heeeyyy burası benim Cumhuriyetim. Evet, buraların tek sorumlusu benim artık. (işaret parmağımla çocukları küçümsüyordum) Hey siz zavallı halkım. Sadece benim için çalışacaksınız. İyi haber, artık okul yok! Kötü haber; ben varım hahahhhahha! Çocuklar gülüyordu. Hasan; pek kıymetli efendimiz. Size Trabzon'dan en nadide çayları getireyim' Dedikten sonra; in aşağıya hamsi kafa. Düşüp biyerunu kıracaksun. Nadim: hey kardeşim dikkat et! Cumhutiyetini ilan ettiğin gün devrilme de aman! Tuğberk ne dese beğenirsin
Yağız Gönüler'in ikinci şiir kitabı Minnet Eylemem günümüz dünyasına itirazın en belirgin mısralarını taşıyor.
Tükendi
Neler Duyuyorum dişlenmiş kulaklarımdan Yankılanan yorgan gibi parçalanmış oda duvarında Dalgalanmıyor vücudum kırmızı fırtınalarda Cilasız marangozlar utansın Etrafa tüküren bir tahta gibiyim Var mısın diyorum kendime şimdi Babası ölmüş klarnetler öpsün mü göğsünden Rüzgârı incitmeden kabullensin mi yüzün Buyur etsin mi yağmuru terzi ellerin Kendi söktüğümü dikiyorum hayatımdan
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 8 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1