Başta Buhara ve Semerkant şehirleri olmak üzere Mâverâünnehir bölgesi, asırlarca İslâm ilim ve irfan geleneğinin en önemli menba ve madenlerinden biri olmuştur. Klasik kaynaklarımızda “İslâmın kubbesi” ve “dünya cennetlerinin en önde geleni” şeklinde tavsif edilen bu iki şehir, sayısız âlimi, ârifi, dehâyı, manevî önderi yetiştirmiş; bu kişiler İslâmiyete ve beşeriyete büyük hizmetlerde bulunmuştur.
İslam âleminin özellikle 18. asır ve sonrasında içine sürüklendiği kriz döneminden Mâverâünnehir de nasibi
Bütün sahalarıyla tekâmül etmiş olan Divan edebiyatı, aynı zamanda nazım edebiyatı olarak da anılabilir. Şiirlerini farklı hayal dünyaları ve farklı hissiyatla bezeyen Divan şairleri, yüzyıllar boyu en güzide mahsullerini nazımla ortaya koymuşlardır. Bir anlamda Divan edebiyatının omurgası mesabesinde olan nazım, yine bu alanla iştigal eden her araştırmacının karşısına ilk önce çıkacak olandır. Biz de araştırmalarımız neticesinde Tâhirü'l-Mevlevî'nin nazım konusundaki ders notlarından derlediği, nazmı ve na
Tahirü'l-Mevlevî'nin Teşebbüs-i Şahsî adlı romanı II. Meşrutiyet'in ilânıyla birlikte matbuat âleminde görülen hareketliliği konu alır.Romanda, Neşati Efendi ve arkadaşları bir gazete çıkarma teşebbüsünde bulunurlar. Hepsi çeşitli okullarda muallim olan bu grup gazete çıkarmak için izin alır ve bütün maddi imkânlarını seferber eder. Uzun tartışmalardan sonra "ilmî, edebî, siyasî, tarihî, coğrafî, tedafî, tecavüzî" bir gazete olacak Rehnümâ-yı Memleket adlı bir gazete çıkarılması kararlaştırılır.
Fakat ucuz
Tâhirü'l-Mevlevî, tarîkatte mürşidi olan Mehmed Celâ-leddin Dede'nin vefâtı üzerine, onun kendi gönlündeki yerini bildiren medhiyeleri ihtivâ eden elinizdeki eseri kaleme almıştır. Aralarındaki hukukun geldiği noktayı müellif "o ârif-i ekber, o derece tevâzu'-perver idi ki, ekser-i evk?t bu abd-i âcizle uzun uzun mükâlemeler eder ve nükât-ı hikmet-âmîziyle beni îk?za gayret eylerdi" diye dile getirir. Ancak mürşidinin vasfında,
Mürşidim, şeyhim, veliyy-i ni'met-i bî-minnetim
Kim ulüvv-i rütbetinde kilk-i
Büyük Mesnevi Şarihi Sûfi Tahir´ül Mevlevî´nin Tercümesiyle
Masal demek bir bakıma bilmece demektir. Okuyucu verilen ahlak dersini kendi deneyimiyle keşfeder. Bizde her nedense millî ve dinî kültürümüzü aksettiren masallara, menkıbelere gereken önem ve değer verilmemektedir. Oysa Şark masallarında ibret verici unsurlar gibi bir fayda potonsiyeli mevcuttur. Avrupa masalları çoğunlukla basit, yavan ve çoğu kere iğrenç figürlertaşıyan öykülerden ibaret olmasına rağmen, Şark masalları cinas, kinaye, mecaz, ist
Toplam 5 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.