İnsanlık tarihi boyunca birçok filozof, teolog ve düşünce insanı, insana dair şu soruların yanıtlarıyla uğraştılar: Biz insanlar özgür irade sahibi varlıklar mıyız ve kendi gerçekliğimizi kendimiz yaratabilme kudretine sahip miyiz? Yoksa, kaderin istediği gibi yoğurduğu edilgen kuklalardan mı ibaretiz? Veyahut bu iki zıt görüşün uzlaşabileceği bir orta yol bulunabilir mi? İnsanın varoluşuna ilişkin bu sorular, düşünce tarihinin temel soruları arasında en başlarda yer aldı. Özgür irade ve kader ilişkisi en

Astrolog Öner Döşer'e göre umut dolu bir geleceğe uzanan köprünün başındayız adeta. Bir nevi "geçiş" sürecindeyiz. 2012-2015 yılları arasına denk gelen güneş maksimumu, önemli gezegen geçişleriyle dizilimleri insanlığı mecburi olarak ileri itecek ve bu durum gerçekleştiğinde insanlık gerçek "Maksimum"una ulaşabilecek. Maksimum kitabı önemli bazı soruların cevaplarını vermeye odaklanıyor: Nasıl bir süreçten geçiyoruz? Güneş aktiviteleri, artan evrensel ışınımlar, manyetik alan değişiklikleri, gezegen geçi

2012 yılına yaklaşıldıkça, üretilen felaket teorileri de giderek artıyor. Hatta bu teorilerin bazıları, 2010 yılı yaz aylarıyla birlikte çok sancılı bir dönemin en kritik noktasına gelineceğini işaret ediyor. Peki ama insanoğluna korkulu kâbuslar yaşatan, Türkiye de dahil olmak üzere pek çok ülkede kıyamete hazırlık grupları oluşturulmasına yol açan 2012 tarihi gerçekte neyi ifade ediyor? Mayalar, Hopiler gibi kadim uygarlıkların ve tanınmış kâhinlerin kehanetleri hangi noktalarda astrolojik göstergelerle ö