Osmanlı ve Türk kadınının sorunlarını, hukuksal ve toplumsal konumlarını irdeleyen Celâl Nuri Ileri; din, devlet ve siyaset bağlamında kadınların önemini, daha doğrusu, kadınlara önem verilmesi gerektiğini vurguluyor. Dönemin birçok Batıcı aydınının tersine, kadın sorununda dini ve toplumu suçlama kolaycılığına kaçmak yerine, din ve toplum adına ortaya sürülen uydurmalara ve yozlaşmalara dikkat çekerek yenileşme sürecinde ve toplum kuruculuğunda kadınların oynadıkları son derece önemli role dikkat çekiyor.

Tarih, emek ve kitap... İnsanlığı bugüne getiren ve bundan sonra kıyamete kadar götürecek olan nedir, en kısa şekilde cevap verin diye sorsalar, herhalde bu üç kelimeyi sıralarım. Tarih, insanlığın gerçeğidir. Kitap, bu gerçekliğin kaynağıdır. Emek, bu gerçekliğin ortaya konması ve anlatılmasıdır. İşte bu, çok özet olarak belirtilen anlayış, çalışma ve gayretlerimize ışık tutmuştur. 1980'lerin ortalarında, İstanbul Sahaflar Çarşısından edindiğim "Tarih-i Tedenniyat-ı Osmanı (Osmanlı'nın Çöküş Tarihi)"

Türk milleti, asırlarca uykusundan uyanmış, ilk iş olarak tacını başına geçirmiştir. Bundan böyle her türk, bir Sultan'dır ve milletimiz hükümdar-ı efrattan mürekkep necip bir nesildir.