Taşkafa lakabı, Kamil'in üstüne yapışmıştı. Kamil gerçekten taşkafa mıydı? Söyleneni anlamayan, kavramayan biri miydi, yoksa güçlü, taş gibi bir çocuk muydu? Köyde okula başlayan Kamil, ailesi şehre taşınınca ne yapacaktı?

İki kardeşin köydeki dünyaları, basit yaşamları yalın bir dille anlatılmakta, var olan değerlerin, bir bir yok oluşu şu şiirle de dile getirilmektedir. Geriye dönmemektir Ya da geriye döneceğini bildirmek için El sallamaktır geride kalanlara Büyümektir Olgunlaşmaktır Ya da dalından düşmek Yuvadan uçmak için Kanat açmaktır Veda Bazen bebeklikten emeklemeye Emeklemekten yürümeye Ve de aylaklıktan okullu olmaya yol almaktır, Veda.

Taşkafa Kamil, artık köyden çıkmış ailesiyle birlikte şehre taşınmıştır. Şehir onun için bilinmezliklerle doludur. Göç denince aklına hep leyleklerin göçü geliyordu. Kamil zorlu yeni bir yaşama başlıyordu şehirde.

Dilimizde yaygın olarak mizah olarak bilinen gülmece, edebiyat türü olarak insanlık tarihinin en eski ürünlerindendir. Eğlence ve hoşgörünün toplamı olarak belirlenebilecek olan gülmece, yaşamda yenik düşen ezilen insanların üstünlük elde etme için kullandıkları bir silah olarak yaşamdaki çatışmaların ve çelişmelerin bir ürünüdür. Yaşamdaki iyi-kötü savaşında kötü egemendir, eğlencede ise iyinin egemenliği görülür. Toplumsal sevinç, bir çeşit özgürlüktür ve bu özgürlük, toplumsal coşkuyla birlikte kutlanır.