Osmanlı'nın, 17'nci yüzyıl başlarında Celali isyanlarıyla başlayan ve gittikçe artan otorite kaybı, asayişsizliğin artışına, Anadolu'daki Ağa, Şeyh, Seyyit ve Bey'lerin devlete karşı sadakatlerinin azalmasına, başına buyruk hareket alanları yaratmalarına, Osmanlı'ya karşı yükümlülüklerini yerine getirmemelerine ve bunun akabinde de ayaklanmalara neden olmuştur. Başta İngilizler olmak üzere bazı devletlerin kışkırtma ve yardımları ile ülkenin Güneydoğu'sunda 33 kadar Kürt isyanı olmuş ve sayısız Kürtçü örgü

12 Eylül paşalarının darbenin olgunlaşmasını bekledikleri dönemlerde, Güneydoğuda örgütlenmiş, etnik temelli örgütlerin sempatizan ve lider kadrolarıyla birlikte, devrimci mücadelenin içinde yeralan isimlerin çoğu da darbeden sonra tutuklandı, işkence gördü, onlarca yıl cezaevlerinde tutuldu, temel hakları ellerinden alındı, onlarcası asıldı, yüzlercesi sakat bırakıldı. Bunlarla karşı karşıya kalmak istemeyen binlerce devrimci ise vatanlarından uzakta aile ve yurt hasretiyle yaşadılar. Bugün hala birçoğu ül

Tarihin tozlu ve derin sayfalarında, zamanın iyileştiremediği yaraları vardır insanoğlunun. Ama bu yaraları iyleştirecek olan da insandan başkası değildir. Geçtiğimiz çağın en derin yaralarından biridir 1915 olayları. Tarihçiler ayrı, siyasetçiler ayrı, din adamları ayrı, diaspora çok çok ayrı şeyler söylese de bu konuda, yaşanan bir gerçek vardır ve bu gerçek bekleyerek, umut ederek, olayları çarpıtarak, inkar ederek, yalan söyleyerek değişmeyecektir. Bu kitaba göre; hem Ermeni hem Türk tarafının konuyla

"Gökleri, yeri ve her ikisine yaydığı canlıları yaratması da Allah'ın kudretinin kanıtlarındandır." (Şura suresi, 29. Ayet) "Yedi kat göklerin rabbi, azametli arş'ın rabbi kimdir?" Diye sor; "Allah'tır" diyecekler. (Müminun suresi, 86. Ayet) "Biz gökleri yeri ve ikisi arasındakileri bir oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık." (Duhan suresi, 38. Ayet) Geceleri sırt üstü yatarak gökyüzüne baktığımızda akıl sır erdiremediğimiz bir gerçekle yüzleşir, görebildiğimiz kadarıyla bile evrenin ne kadar karmaşık bi

Cumhuriyetten bu yana, bazen terör, bazen provokasyonlar ve mezheplere dayalı çatışmalar, zaman zaman da dünyada yankı bulan toplumsal olaylar ülkemizin her yanında olmuş ve olagelmektedir. Ancak hâlâ bilinmeyen bir nedenle, bu tür toplumsal olayların perde arkasındaki senaristler ve başrol oyuncuları en stratejik yer olarak Malatyayı seçmişlerdir. Malatyada; Cumhuriyetin ilanından önce, Sivas kongresini basmak isteyenlerin çıkardıkları Kürt ayaklanmalarından (Ali Galip Olayı) tutun da günümüzde hala tartış

Türkiyede etnik örgütlenme faaliyetleri her ne kadar 60lı yıllarda hız kazandıysa da ilk hareketlenmeler çok partili yaşama geçildikten hemen sonra başladı ve 1954 yılından sonra Doğu bölgelerinde büyük çoğunluğu Kürtçü, çok sayıda örgüt kuruldu. Marksist-Leninist ideolojili bazı gruplar, 1958 yılında Kürt İstiklal Partisini kurdular ancak bölücülük iddiasıyla 1959 yılında tutuklandılar. 44 sanık arasında Şevket Turan, Dr. Naci Kutlay, Dr. Koco Elbistan, Yavuz Çamlıbel, Dr. Sait Kızıltoprak, Musa Anter, Ziy

İnsanoğlunun sayılarla olan ilişkisi yazıyla olan ilişkisinden ortalama 25 bin yıl öncesine dayanır. M.Ö 3000li yıllarda Mezopotamyada, bugünkü anlamda hayatımıza giren ilk rakamların kullanılmasından bugüne dek, rakamların ne anlama geldiğini ve insanoğlunun bunları hangi alanlarda nasıl kullanacağını be-lirlemek üzere çok sayıda bilim dalı ortaya çıktı. İnsanlaşma sürecinin önemli belirleyicileri arasında olan sayılar, bugün artık tarihin ve bilimin her alanında kullanılan simgeler olmakla birlikte, iliş

12 Mart darbesi ve 68 kuşağı ile ilgili, şimdiye kadar subaylar, gazeteciler, araştırmacılar, sanıklar ve sanık avukatları onlarca kitap ve yüzlerce makale yazdı. Yine de yazılacak çok şey, yanıt bekleyen çok sayıda soru var. Neden THKO Türkiyede gerilla faaliyetlerine daha elverişli yerler varken Malatyanın Akçadağ bölgesini gerilla üssü seçmişti? Denizleri kurtarmak için bu bölgeye gelen Cemgil ve arkadaşları şimdiye kadar yazıldığı veya resmi ağızların söyledikleri şekliyle mi öldürülmüştü? Mamak Asker

KAWA örgütü Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde 1980 öncesi kurulan güçlü Kürtçü örgütlerden biridir. PKKdan önce, hatta önde gelen bir örgüttür. PKK, yani o dönemdeki adıyla Apocular ile birlikte silahlı eylemlere başlayan Kawa, 12 Eylül darbesine kısa süre kala kendi içinde bölünmüştür. Kürt kaynaklarında, Türk istihbarat örgütü tarafından gerçekleştirildiği vurgulanan ve adı siyasal tarihe Kamışlı Operasyonu olarak geçen, Suriyenin Kamışlı ilçesindeki operasyonda, örgütün üst düzey yöneticilerinden biri har

Bunun için iç hukuka ve uluslararası hukuka uygun bir zemindeyiz. Irak’ta ABD desteğindeki Kürt grupların başarısını gören(!), KDP ve KYB’nin yolunu izlemeye başlayan Kuzey Irak’a "Güney Kürdistan", Türkiye’nin güneyine "Kuzey Kürdistan", Suriye’nin doğusuna "Batı Kürdistan", İran’ın batısına "Doğu Kürdistan" diyenler.. Ve tümünü "Büyük Kürdistan" olarak gören PKK’nın siyasi kanadının sesleri, "Kerkük´e Yapılan Saldırı Diyarbakır´a Yapılmış Sayılır" "Üç Liderimiz Var: Barzani, Talabani, Öcalan," "Sayın Öcal