Eve geldim. Karanlıktayım. Hüzün kokuyor odalar, salon, mutfak ve diğerleri. Ortasında büyük oğlanın resminin bulunduğu içi fosforlu duvar saati gözlerimi alıyor. İçim burkuluyor. Artık ağlayabilirim. Çünkü yalnızım. Çok geçmeden hıçkırıklarla kesiliyor boğuk nefesim. Bilgisayarı açmak ile açmamak arasında gidip geliyorum.
Sigarayı henüz bırakmışlığımın dürtüsüyle somaki, ampir küllüğü masadan alıp çaldım duvara. Nevin gitmiş diyorlar, öyle diyorlar; bana nispet, bana inat söylüyorlar. Bilirler nasıl sevdiğimi.
İler tutar nedeni yok iken, ille de damarıma basıp adamakıllı fokurdattıktan sonra zıvanadan çıkartacaklar beni. Gitmez Nevin, gidemez bensiz. Hercâî ne düşlerimiz, yerli yersiz ne gülüşlerimiz var daha sırada. Vaktiyle ant içiştiydik bir sahil kenarında, hem de zırıl zırıl ağlayan gökle o taş yapılı, abaküs cami, ta
Çağdaş firavun takıntısı gökdelenleri geçerken boş ânına yakalanıp kaba bir küfür savurdu havaya. Kızardı kulakları ilkin. Yalnız değildi. İşlediği ağır suça rağmen özrü kabahatinden büyük öğrenci gibi başını öne eğip yumdu gözlerini. Elindeki hacimsiz kitabı özensizce çantasına tıkıverip camdan dışarıyı seyretti uzunca bir süre. Çoğu üniversite öğrencisi otobüsün in-bin konukları, hiçbir şey olmamış gibi kendi aralarında konuşmaya devam ediyordu. Genç bir kızın uluorta ünlenen tiz sesini tekrarladı içinden
Toplam 4 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.