Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 3 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"İçinde bir çocuk büyütüyordun, bilmiyordun. Düşe daldığını fark ettiğimde kahvenin köpüğü taşmak üzereydi, bir İspanyolca şarkı çalıyordu ve şarkıyı söyleyen o kadın, kemanı ahşap bir kelebeğe benzetiyordu. Çok güzeldin ve ben sana bakarken yeniden doğuyordum hep. "Su gibi" derlerdi senin gibilere çocukluğumun kadınları... "Su gibi"... Yeni yüzler, eski yüzlere yol açıyordu içimde ve ben o yeni yüzlerle eski yüzler arasında bir gelgitte dağılan parçalarını toplamaya çalışıyordum yüzünün." Merve Koçak Kurt
"Gördüğüm en uzun rüyaydın sen, diyerek başladı yazmaya. Denizin solgun loşluğu, orkidenin alacalı pembesi, meyden kalma mayhoşluğu ve küllükte biriken izmaritler de sabaha ulayamıyordu onu bir türlü. Günlerden neydi, mavi mi?" (Günlerden Mavi) "Nar'ı, nâr'ı ve nur'u içime dolduran; kelâmı ateş çemberine çeviren, zarf ile mazrufu aynılaştıran, dingin kelimelerden müteşekkil, ruhumun sahibi bir rüyam olsun istemiştim sadece. Öyle bir rüya ki bu, masala dönüşsün, yüzlerce yıl dilden dile aktarılsın, baki k
Tükendi
Bu rüyamasal da birbirini kovalayan sekanslardan oluşmuştu. Art arda diziliyordu hepsi. Doludizgin s/imgeler? Kasımpatılar, zarfsız mektuplar; kahve fincanları, kış ortasında sarı sonbahar yaprakları; sokağa atılmış bir hasta karyolası, başını bekleyen Söz?ün; emanet bir mavi, eğreti bir keder; düşsel avuntular, geçilip gidilen yollar, uçulup konulan mekânlar; bir cami avlusunda son bulan kırk yıllık hatır; ömürlere değen bir İstanbul masalı; bir ikindi ışığı ki turuncu tonlarıyla vuran, bir diz ağrısı yere
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 3 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1