Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 38 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Söylem ve Hakikat başlıklı bu yeni baskı, Foucault’nun 1982 yılının Mayıs ayında Grenoble Üniversitesi’nde parrhesia üzerine verdiği bir konferansla zenginleştirilmiş, düşüncesinin son döneminde böyle önemli bir yer kaplayan bu kavramın etik ve politik açılımlarını anlamak bakımından eksik bir halka daha tamamlanmıştır. Hayatının büyük bir bölümünü Batı’da “özne” kavramının hangi söylemsel ve pratik süreçlerle kurulduğunu araştırmaya vakfetmiş olan Michel Foucault, bu amaçla eserlerinde delilik, suça eğilim
Tükendi
Foucault’nun tamamlamaya fırsat bulamayacağı yeni bir araştırma projesini takdim etmek için yazdığı 1977 tarihli bu metin bir yandan Foucault’nun henüz formüle ettiği iktidar kavrayışının sıklıkla gözden kaçan bir yönünü vurgular: İktidar, hükümran iktidar örneğinde dahi, zorunlu olarak tepeden inip bireylere boyun eğdiren bir kuvvet değil, bireylerin farklı şekillerde davet ettiği, önünü açtığı, istediği, yerine göre ittifak kurduğu bir etkileşim olarak işler. Öbür yandan, Foucault’nun bu çalışmasında merc
Tükendi
Ruh; benzerine, aynadaki yansımasına bakmadan kendisini bilemez. Bedeninize baktığınızda kendinize eğilmiş olmazsınız. Kendilik giyim kuşam, araçlar veya mülklerden oluşmaz. Bu araçlardan faydalanan bir prensipte varlığını sürdürür, bedenle değil, ruhla ilgili bir prensiptir bu. Ruhunuz konusunda kaygılanmanız gerekir, kendine eğilmenin temel faaliyeti budur. Michel Foucault 1984'te ölümünden kısa bir süre önce yeni bir kitap fikrinden bahsetti. Kitabı şöyle tanımlıyordu, "kendilik hakkında farklı makalel
Okuru, Noam Chomsky'yle yaptığı "adalet" üstüne meşhur tartışmanın öncesine götüren ve ilk kez yayınlanan bu söyleşi, bir hakikat dillendiricisi olarak Foucault'nun özgürlük ile bilgi arasındaki gerilimli ilişkiyi sorunsallaştırmasına ışık tutuyor. Bu ilişki çerçevesinde iktidar sorununu ele alan Foucault, evrensel, ancak baskı aracına dönüşmeyen bir bilgi ihtimali üzerine düşünmemizi sağlayacak ipuçlarını sunuyor. Özgürlük ve Bilgi, yalnızca düşünürün erken dönemine dair önemli bir teorik ekseni ortaya
Michel Foucault'nun1976 yılında verdiği derslerin notlarından oluşan Toplumu Savunmak Gerekir, iktidar ilişkilerini çözümleme yolunda savaş modelinin yerindeliğini araştırıyor. Foucault'ya göre iktidar ve direniş ilişkilerinin mantığı hukukun değil savaşımın mantığıdır. Artık sorun, siyasetin, savaşın başka araçlarla sürdürülmesi olduğunu öne sürmenin yerinde olup olmadığını bilmektir. Yirminci yüzyılın bu önemli düşünürü, ırklar savaşına ilişkin söylemleri ve fetih anlatılarını çözümleyerek, toplumu "biyo-
Michel Foucault, Magritte'in tedirgin edici resimlerinden birkaçına aklını takmıştı. Hem bu resimlerle, hem de ressamla uzun uzun söyleşti, uzun uzun düşündü ve kısaca, ama sıkıştırılmış barut gibi, okurun zihnini patlatmaya aday bir kitapla çıkageldi. Gördüğümüz, gördüğümüz müdür? Bu bir pipodur. Mudur?
Tükendi
Michel Foucault, Deliliğin Tarihi'nde, deliliğin gündelik yaşamın bir parçası sayıldığı, kaçıklarla çılgınların sokaklarda ellerini kollarını sallayarak dolaştıkları Orta Çağ'dan, tehlikeli sayılmaya başladıkları, tımarhanelere kapatıldıkları, öteki insanlarla aralarına ilk kez duvarların çekildiği 18. yüzyıla kadar, Batı'da deliliğin arkeolojisini irdeliyor. Deliliğin fantastik dünyasında dolaşırken Foucault, aslında "deli"nin bize onun deli olduğuna karar veren, onu öyle konumlandıran genel toplumsal h
Tükendi
Elinizdeki edisyon Michel Foucault'nun iki konferansını bir araya getirmektedir. Foucault ilk konferansı 27 Mayıs 1978'de Sorbonne'da Fransız Felsefe Cemiyeti huzurunda vermiş, konuşma onun gözetiminde 1990 yılında "Eleştiri Nedir?" başlığıyla yayımlanmıştır. Diğer konferansıysa, 12 Nisan 1983'te Berkeley, California Üniversitesi'nde "Kendilik Kültürü" başlığıyla sunulmuştur. İki konferansı ayıran 1978 ile 1984 arasında Foucault'nun düşüncesi önemli bir evrim geçirse de, Kant'ın Was ist Aufklärung? ("Aydınl
Tükendi
Michel Foucault, delilik, cinsellik, suç gibi konuları işlediği kitaplarında, genellikle doğal ve tarihdışı bir kategori olarak ele alınan insanın, aksine, tarihsel olarak inşa edilmiş olduğunu göstermeyi amaçlıyordu. Bilme İstenci Üzerine Derslerde Foucault, bu inşa sürecinin Antik Yunandaki temellerine, bilgi ve hakikat sorununa yöneliyor. Aristotelesten günümüze Batı düşüncesinin tartışılmaz önkabullerinden biri, insanın doğası gereği bilgiyi arzuladığıdır. Buna göre, insandaki bu doğal arzu ve beraberin
Tükendi
Michel Foucault'nun 1970-1984 arasında Collège de France'taki "Düşünce Sistemleri Tarihi" başlıklı kürsüsünde verdiği bu derslerde, düşünürün elindeki tarihsel materyalleri nasıl işlediğine, felsefeyle tarih arasındaki bağları nasıl ördüğüne tanık oluyoruz. Bu derslerde Foucault, Antik Yunan'da paranın tesisinden 18. yüzyıl Fransa şehirciliğine, psikiyatrik iktidardan modern devlet aklına, Hıristiyan öznellik biçimlerinden neoliberalizmin insan kavrayışına uzanan tarihsel araştırmaları, hakikat ile özne ara
Tükendi
İktidarın gücünü gösterişten aldığı eski siyasal sistemden, mümkün olduğunca ve giderek artan bir şekilde görünmez hale geldiği modern siyaset sistemine geçiş; bir yandan, iktidarı kişileştiren hükümdarın yerine adsız kişiler tarafından kullanılan bir yönetim aygıtının yerleşmesiyle, diğer yandan da kamuya açık cezalandırmadan gizli cezalandırmaya geçişle belirlenmektedir. Kendini öne çıkaran iktidar, bireyin oluşmasını engellemiştir; oysa karanlıklara çekilen modern iktidar herkesi bireyselleştirmek isteme
Tükendi
Foucault'ya göre, estetik modernizmin başladığı "empresyonizm hareketini Manet mümkün kılmıştır". Aslında, "Manet'nin mümkün kıldığı şey, empresyonizmin de ötesinde, bütün bir 20. yüzyıl resmidir, çağdaş sanatın içinde boy atıp geliştiği resim sanatıdır". Foucault, Rönesans dönemiyle modern çağ arasındaki bilgi-iktidar rejimlerini incelediği, en temel eseri olan Kelimeler ve Şeyler kitabını da Velazquez'in Las Meninas tablosuyla açar. Foucault'nun, bu kitapta derlediğimiz Manet ve Velazquez üzerine incelem
Tükendi
Klinik de bugün içlerinde yaşadığımız diğer kurumlar gibi 'bir dizi tıbbî, yasal, dinsel, etik ve siyasal pratiklerin, karmaşık kültürel formasyonun şaşırtıcı gelişimlerinin ürünüdür'. Klinik bir kurum olarak 'Tanrının yarattığı' insan bedenine müdahale yetkisi verilen, hasarları, bozuklukları onaran, hastalıkları iyileştiren hekimlerin ve tıbbın mâbedidir. Tabiî hastanın da tamamen klinik yasalarına ve işleyiş tekniklerine teslim olduğu yerdir. Klinik, insan bedeni mühendisliğinin muazzam bir deney, öğreni
Tükendi
Bu kitap, dünya edebiyatında tam anlamıyla ayrıksı bir yere sahip olan, edebiyatı dilin dille gerçekleştirdiği bir deney(im) olarak kurgulayan Raymond Roussel'in yapıtını çözümlemeye yönelik ilk girişim. Michel Foucault bu kitabında, felsefe ve sosyal bilimlerde çığır açan temel meselelerinden birini, dilin doğası ile dış dünya arasındaki, yani "kelimeler" ile "şeyler" arasındaki ilişkiyi ele alıyor. Ama bu sefer diğer yapıtlarındaki gibi cinsellik, delilik, bilgi dolayımıyla değil, dilin varlığının kaçınıl
Michel Foucault'nun 1970-1984 aras›nda Collège de France'taki "Düşünce Sistemleri Tarihi" başlıklı kürsüsünde verdiği bu derslerde, düşünürün elindeki tarihsel materyalleri nasıl işlediğine, felsefeyle tarih arasındaki bağları nasl ördüğüne tanık oluyoruz. Bu derslerde Foucault, Antik Yunan'da paranın tesisinden 18. yüzyıl Fransa şehirciliğine, psikiyatrik iktidardan modern devlet aklına, Hıristiyan öznellik biçimlerinden neoliberalizmin insan kavrayışına uzanan tarihsel araştırmaları, hakikat ile özne aras
Tükendi
Foucault'nun eleştirel çalışmalarında kendilik problemi esaslı bir yer teşkil eder, elinizdeki kitap bu problemi enine boyuna tartışan, araya spekülatif düşüncesinin de dahil edildiği, zihin açıcı ve kışkırtıcı bir çalışma... Foucault, Kasım 1980'de, Dartmouth College'da "Hakikat ve Öznellik" ve "Hıristiyanlık ve Itiraf" başlıklı iki Ingilizce konferans vermiştir. Bu konferanslarda, Antik Yunan ve Roma dönemindeki kendilik teknikleri, kendilik incelemesi ve vicdan yönetimi gibi konuları işlemiş, modern özne
Tükendi
Théophile Gautier, Velazquez´in Las Menias´ını ilk kez gördüğünde, kendini "tablo nerede?" diye haykırmaktan alıkoyamamıştır. İlk bakışta, tablo basit bir konuyu işlemektedir. Kralın beş yaşındaki kızı infante Margarita, nedimeleri (las menias) ve soytarılarıyla çevrelenmiş olarak tablonun ortasındadır. En dip tarafta, saray nazırının silueti görülmektedir, ama biraz daha yakından ve daha dikkatle bakılınca, tabloda başka kişilerin de olduğu fark edilmektedir. Dip duvarın üzerinde bir ayna vardır ve aynad
Tükendi
Michel Foucault iktidar ilişkileri e tekniklerinin hayatın enumulmadık alanlarına kadar nüfuz ettiğini göstererek yirminci yüzyılın en etkili düşünürleri arasına girdi. İktidar ilişkilerinin karşı çıkmadan kabullendiği günümüz dünyasına karşı Foucault´nun tahakküm karşıtı dünyasını bütün açıklığıyla çerçeveleyen altı ciltlik Seçme Yazılar´ın ilk cildini sunuyoruz: Entellektüelin Siyasi İşlevi. Fransız Devrimi´nden Dreyfus Olayı´na, Ekim Devrimi´nden Mayıs 68´e Avrupa´nın yakın tarihinde dönüm noktası olmu
Tükendi
Hayatının büyük bir bölümünü Batı´da "özne" kavramının hangi söylemsel ve pratik süreçlerle kurulduğunu araştırmaya vakfetmiş olan Michel Foucault, bu amaçla eserlerinde delilik, suça eğilimlilik, hastalık gibi kategorilerin özne oluşumunda ne gibi tarihsel ve toplumsal roller oynadığını araştırmıştır. Düşünür, Cinselliğin Tarihine yönelik olarak çalıştığı son yıllarında ilgisini modernite öncesi döneme yöneltmiş, Antik Yunan ve Latin metinlerine dönerek modern özne düşüncesinin izini sürmeye girişmiştir. K
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 38 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1