Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 11 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Onu gördüğüm anda bunu hissettim. Onu hep içimde taşıdığımı, onunla büyüdüğümü hissettim.Daha önce hiç görmediğim, hiç dokunmadığım, üzerine hiç basmadığım halde bu toprağın benim toprağım olduğunu iliklerime kadar, şahdamarıma kadar hissettim.Yılardır bu toprağın üzerinde at koşturuyordum sanki. Hep buradaydım, başka toprak görmemiştim olmamıştım sanki.Öyle bir his... Çok güçlü...Çok derin...Hayatımda ilk defa toprağı öpmek geldi içimden.Toprağı öptüm, yere uzandım, gökyüzüne baktım, kartal oldum, uçtum.Ta
Ebuzer'i ortak manevi tarihimizin en tevekküle açık, en iğneyi kendine batıran, en bıçak sırtında yürüyen ve en anlamı çağıran güncellemesi olduğu için önemsiyorum. Hem yitirilmiş vicdanımızı yeniden aramaya koyulan ve hem de bir türlü deşemediğimiz kimlik yaralarına cesaretle neşter vuran bu yazınsal çabayı heyecan ve takdirle karşılıyorum. Ebuzer, bir yandan içimize sıkıntılar düşüren karmaşanın röntgenini çekerken, bir yandan da bağlısı olduğumuz insani damarın, yani Malcolm'ın, İmam'ın, Aliya'nın ve ö
Tükendi
Nizam-ı Alem isi bizim işimizdı. Frenkler işimizi elimizden aldılar ve yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Farklı din ve kültürlere zerre kadar tahammülleri olmadığı halde dünyayı idare etmeleri olacak şey değildi zaten. 18 inci yüzyıl sonları itibarı ile vaz ettikleri evrensel değerlere bağlı kalsalardı, birçok yanlışlarına ve eksiklerine rağmen belki küresel bir barış düzeni kurabilirlerdi. Ama olmadı. Kağıt üzerinde kurdukları değerler sistemini hayata getiremediler. Hayata geçirmeleri mümkün değildi, çün
Suriyeli devrimcilere ve onları desteklediğimiz için bizlere "Amerikan ajanları" yahut "İsrail uşakları" veya "Yezid'in askerleri" yaftasını yapıştıranlar, kâfir emperyalistlerin değirmenine su taşıyanların ve tabir caizse referans kaynağı mazlumiyet olan Şii kimliğini zulüm yolunda istismar ederek Yezidî zihniyete hizmet edenlerin ta kendileridir. Onların Şiiliği, amelde, Ali Şiası değil Yezid Şiası. Elinizdeki kitapçıkta bu gerçeğin anlaşılmasına yarayacağını umduğum yazılar var.
Tükendi
Başbakan Erdoğan televizyon ekranında ne zaman görünse, coşardı babam. "Aslanım benim!" derdi. "Allah senden razı olsun. Allah seni başımızdan eksik etmesin" derdi. "İnönü'den ne çektik", "Menderes'e kıydılar", "Erbakan'ı devirdiler", "Kızlarımızı dövdüler", "Ah o din düşmanları!" derdi. "5 Cent'e muhtaçtık", "Dünyada Türkiye'nin esamesi okunmazdı", "Memleket pislik içindeydi", "Hastanelerde rezil oluyorduk" derdi. "Ama şimdi" derdi; "Ama şimdi Allah'a çok şükür. Allah'a çok çok şükür." Böyle şükürle geçti
Tükendi
Elinizdeki kitapta, yazarın, 2000 senesinden şu günlere kadar muhtelif gazete ve dergilerde yayımlanmış olan, El Kaide ve türevlerinin cihad anlayışlarına reddiye mahiyetindeki bazı yazıları yer alıyor.
Tükendi
... Ve Arap alemi ikılab-ı hürriyetle yanıyor. Yanıp kül oluyor. Küllerinden diriliyor. Kendi kendilerine ululayıp duran sahte ilahların aşağılık saltanatlarını yerin dibine batırarak insanlık haysiyet ve şerefini ayağa kaldırıyor Arap sokakları. Kelimenin tam anlamıyla "La ilahe illallah"; kula kulluğa son! Bu devrimlerin esası budur. Gerisi - emperyalist tezgahlar dahil- teferruat.
Tükendi
Suriye bizim iç politikamıza girer Mondros 1918'i aşalım artık! Boşuna kaşımayın Herr Schmidt, o yara kapandı! Bir kardeşlik destanı Cihan Harbi'nden sonra niye bir Kürdistan kurulmadı? Ben bilmem paşaport maşaport! Durun kalabalıklar! Bu cadde çıkmaz sokak Yeni başlayanlar için Afrika Birliği Yoksul Afrika imajı emperyalist bir tezgâhtır! Hükümetin Afrika açılımı Afrika Birliği'nin köklerinde İslam izleri Coniden kurtulmanın yolu Kürtler ve siyasi nezaketsizlik Kapanmayan bir yara: Diyarbakır C
Mustafa Kemal ve arkadaşları, o dönemin şartlarında kendilerine göre bir siyaset izlemiş ve Anadolu`yu Üstad Necip Fazıl`ın ifadesiyle "mekan planında" kurtarmışlardır. Ne yazık ki Anadolu sadece mekan planında kurtarılmış olmakla kaldı, çünkü Anadolu`yu mekan planında kurtarma başarısı Türk`ün gidebileceği en uç nokta kabul edildi. Daha fazlası için gayret edilmedi, gayret edenlerin önü kesildi.
Tükendi
Türkiye`nin 1 numaralı gündem maddesi Suriye ile birleşmek olmalıydı. Ne hazindir ki bunu söylediğimizde bazı şuurlu kardeşlerimiz bile müstehzi bir yüz ifadesi takınıyorlar; olur muymuş öyle şey? Özgürlük özgürlük deyip duruyoruz; önce beyinlerimizi ve yüreklerimizi özgürleştirelim. Emperyalistler tarafından çizilen suni sınırı beyinlerimize ve yüreklerimize kabul ettirmekten utanmıyor muyuz? Suriye halkıyla dinimiz, coğrafyamız, tarihimiz, medeniyetimiz, çarşımız, mutfağımı, neşemiz, kederimiz, ümidim
1968 yılında Almanya'da doğdu. İlkokul birinci sınıftan itibaren hikâyeler yazmaya başladı. 1980 yazında Türkiye'ye kesin dönüş yapan Albayrak, 12 Eylül günü çabucak büyüdü. Develi İmam Hatip Lisesi, Gebze İmam Hatip Lisesi, Gebze Lisesi, Ankara Çankaya Lisesi ve Cumhuriyet Ticaret Lisesi'nde okudu. Milli Gazete'nin dağıtımında, Çağdaş Sanat Tiyatrosu'nda, Zaman Gazetesi'nde, Belde Gazetesi'nde çalışan Hakan Albayrak, 1983 Ağustos'unda Halka Işık Dergisi'ni, Şubat 1989'da da Nihat Genç'le birlikte Çete'yi ç
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 11 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1