Bana mektup yazmayı babam öğretti. İlkokula başlamadan önce yalancıktan mektup yazar gibi yapar: ''Babacık sana mektup geldi'', diyerek çizgi çizgi karaladığım bir kağıt parçasının uzatırdım. Bu, aramızdaki oyunlardan biriydi. Bu oyun şimdi çok uzaklarda, çok gerilerde kaldı. Ben büyüdüm. Okumayı, yazmayı öğrendim. Ona göndermediğim, daha doğrusu gönderemediğim, sakladığım, bu gerçek mektupları yazdım. Bir gün evimize döndüğünde ona koşacağım: ''Babacık sana mektuplar geldi'', deyip, uzatacağım yazdıkları

Yine o kuş. Bir kaç gündür, odamdaki balkon kapısının camından baktığımda, balkonda gördüğüm o kuş... Hani gri renkte, güvercine benzeyen kuşlar var ya, onlardan biri... Anneme sorduğumda: Annemin ''kumru'' dediği kuş... Annemin, balkonumuzdaki demirlerin üstüne sıraladığı çiçek saksılarının birine bakıyor. Hem de uzun uzun... Acaba neden? İlgimi çekti. Ben de ona bakmaya başladım.