Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 8 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Edward, başkalarını kandırmaktan, yalan söylemekten hoşlanan bir çocuklu. Bir gün mektup yazıyordu. Masanın üstünde zarfa koyacağı altı tane altın lira vardı. Küçük kız kardeşi Emilie odaya girdi. Masanın üstünde parlayan altınları görünce: "Altın nerede yeti-şir?" diye sordu ağabeyine. Edward: "Altın liralar altın çatılarında yetişir. Tıpkı bir fasulye gibi toprağa gömülür. Bundan da dalları altın liralarla dolu çatılar meydana gelir. Bunları söyledikten sonra mektup yazmaya devam etti. Fakat E
Tükendi
"Aşk her şeyin kalbi. Bu kalp ölünce, her şey ölüp gider, anlamsızlaşır." – Mayakovski Vladimir Vladimiroviç Mayakovski, Rus şair ve oyun yazarıdır. Halkların asi çocuğu, devrimin kıymetli şairi... Otuz altı yıllık kısacık hayatına hem ölümsüz eserler sığdırmış hem de Rusya'da yaşanan Ekim Devrimi'nde çara karşı ateşli gençliğinin de etkisiyle takındığı dik tavrıyla, sayısız devrimciye ilham olmuştur. Mayakovski'nin yerleşik olana başkaldıran dili, onun çok genç yaşta büyük kitleler tarafından tanınmasına y
Yazma nedenini tek bir şeye indirgememiz mümkün değil. Çoklu, parçalı ve bazen de yazarın kendisinin de anlam veremediği şeyler dünyasından ortaya çıkan bu istencin dışavurumu, her seferinde aklın sınırlarıyla açıklanamaz. Yazma serüveninde sezgi, nedensizlik ve bireyde var olan kör noktalar da işin içindedir. Tüm bu karmaşanın içinde bir dil serüveni olan "Yazma Cesareti" özel bir durumdur. Bu duruma tahammülü sağlayansa, bireyin kendini yazınsal olarak gerçekleştirme ve anlamlandırma çabasıdır. Uzun solu
Genç adamlardı. Gözü pek ve korkuları büyük. Çoğu nereye niçin gittiğini bilmeden gidiyordu. İnancın oluşturduğu gösteri her zaman bir kimlik verirdi insana. Ama kendisine ait olmayan kimlikle yürümeye başlayan da kendisi değil başkası olurdu. Böyle böyle kendine yabancılaşır, kendine yabancılaşa yabancılaşa da başkası tarafından ele geçirilirdi. Sonra kendine ait olan ne varsa anlamını yitirir, kahraman olmak için yola çıkan da yolun sonunda bir hiç olurdu.
Tükendi
Bahçeyi anlatıyor durduğumuz yer, aşkın kıyısı Akıp geçiyor denizin dilinden Çınar ağacı, ceviz ağacı, harnuplar, payamlar Konuşuyor bizim yerimize, ne güzel. Çoğalıyoruz toprağın kokusunda Evren çoktur diyor, derinlerde bir saka kuşu.
Tükendi
Kısa öykü yapıcı değil aksine yıkıcı bir türdür. İlk saldırdığı yer sıradan, gündelik dil ve anlamlardır. Bu nedenle de kısa anlatı türü yaygın dile, yaygın yazmaya ya da yayarak yazmaya olanak vermez. Diğer yandan kısa öykü nedenselliği (yani içeriksel gerçekliği) önce anlamaya, sonra da onu terk etmeye yönelmesi için her defasında okura kapalı bir zarf uzatır. Bu zarfın içindekini merak eden her okur, bu zarfı açmak zorundadır. Ve zarfın içinden çıkacak olanın ne olduğunu yazarın bile kesinlemelerle söyle
Tükendi
Fütüristler ortaya çıkışlarıyla, o güne kadar oluşmuş tüm toplum değerlerini yıkmayı hedeflediler. Bunu yapabilmek için de sistemin ağır aksak işleyişine karşı, hız ve hareketliliği temel öğe olarak önerdiler. Hız ve hareketlilik, yönetim biçimlerindeki otoriteye karşı ileriye, yarına özgürce taşınabilme duygusundan kaynaklanır. Zamanın gelip geçişinde, zamanla yarışmak, eskime ve yok olmaya karşı mizahi bir tepki de sayılabilir. Fütürizm kendini açıkladıktan sonra, sadece Fransa, Almanya, İngiltere, İspa
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 8 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1