Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 28 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
İslam'ı anlamak; Kur'an-ı Kerim ve sünneti anlamaktır. İslam'ı yaşamak için araya bir aracı koymaya gerek yoktur. Tasavvuf yolu birçok kez görüldüğü üzere araya aracılar koyarak İslam'ı yaşamaya çalışmak ve özünde Allah'tan uzaklaşmaktır. Din akıl istiyor tasavvuf istemiyor. Din akla gelmiş tasavvuf akla soğuk. Din 'akılsız olmaz' diyor Tasavvuf 'akılla olmaz' diyor. Din 'aklını başına al' diyor tarikat ' aklını başından at' diyor. Din aklı göreve çağırıyor tarikat aklı kovuyor. Şeyhe imandaki akılsızlıkl
Bilim din değildir; tartışılır. Bilim adamı şüphecidir, taraftar ya da karşı olamaz. Emin olduklarımızın değil, şüphe duyduklarımızın üzerinde ilmi geliştirebiliriz. Peşin fikirli olmadan bakarsak, yaratılışın farklı boyutları ile karşı karşıya olduğumuzu düşündürecek vakalarla karşılaşıyoruz. 10 yıl içinde 3000'i aşkın, üzerinde düşünülmesi gereken hasta gördüm. Bu hastalar daha çok "cinci", "medyum"; "hoca" ve "papaz" diye bilinen kimselere giderek Şifa arıyorlar. Peki kim bu adamlar? Bu hastalar nasıl
Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, diye tanımlıyor mutluluğu Türk Dil Kurumu. Bu tanıma göre mutluluk, Kaf Dağı'nın ardında, sadece masallarda ulaşabilen bir durum olmalı. Çünkü eksiksiz ve sonsuz bir hayat yaşamak hayallerde bile mümkün değil. Peki nasıl mutlu olacağız biz? Hamdi Kalyoncu; psikiyatrinin penceresinden ve çoğu zaman perde arkasından, kırk yıllık birikimiyle mutlu olmanın yollarını gösteriyor
Bu âlemde neler oluyor? Hemen hemen bütün kültürlerin ve inançların kuşaktan kuşağa aktarıldığı şeyler tümden gerçek dışı mı? Medyumlar ya da geleneksel adlarıyla hocalar, cinciler, papazlar! İnsanlar, hangi amaçlarla bu kimselere gidiyor? Bu kişiler, kimlere ne çeşit uygulamalar yapıyor? Yapılanların, hastalar üzerindeki etkileri ve bütün bu işlerin, toplumun inancında ve kültüründeki yeri nedir? Bunların bi kısmının psikiyatrik hastalıklar grubunda olduğundan şüphe yok. Ancak büyülü olduklarından ş
Yönetmek kelimesi ilk anda olumsuz anlamlar çağrıştırıyor olabilir. Neden, erkek kadını yönetsin ki? diye düşünmek mümkün! İnsanın bireyselliğini ortadan kaldıran, onu hiçleştiren bir yönetim anlayışı elbette ki kötü! Ama bir arada toplum halinde yaşamak her kademede Yönetim İhtiyacını ortaya çıkarır. Kişilikleri yok etmeye çalışmadan bireyi Hiçleştirmeden.! Bireysel özgürlükleri koruyarak, yetenekleri köreltmeden, hatta gelişmesine imkân tanıyarak, hayatı iki taraf için de kolaylaştırmak üzere Yönetmek!
Doğduğumuz andan itibaren; hatta daha doğmadan evvel de bizi mutlu kılacak yegane şey 'sevme' ve 'sevilme' ihtiyacımızın karşılanmasıdır. Çocukluğun ardından gelen, kendimizi ve çevremizi tanımaya başladığımız gençlik çağında, kararlarımızı etkileyen iki temel unsur çıkıyor karşımıza; aşk ve cinsellik. Bu kitap; genç kız ve erkeklerin duygularını, hayatlarını etkileyen cinsellik kavramını anlamanızı sağlayacaktır. Tecrübe edilmiş pratik tavsiyeler sayesinde ebeveyn ve genç olarak, kanın damarlard
Ötekisi; hani evli bir adamı karısından ve belki de çocuğundan koparan, işinden gücünden eden, evini terk edip gitmesine sebep olan zalim kadın... Evdeki; hani kocası ve çocukları için saçını süpürge eden, kendisiyle birlikte bir çok şeyden vazgeçen mazlum kadın... Bu kitap, öteki kadının cazibesine karşı koyamayan erkekleri anlamanıza yardımcı olurken; aldatan ve aldatılan kadınların psikolojisini öğrenmenizi sağlayacaktır. Ön yargıyı bir kenara bırakarak okuduğunuz her satırın faydalı olması di
İnsan hayatta iken, değeri karşılığında bazı organlarını vermeyi göze alabilir, bir böbreğini, gözünü kolunu, bacağını v.s... Ancak aklını asla!.. Akıl ve ruh sağlığı hiçbir değer karşılığında feda edilemez. İnsan, sahip olduğu herşeyi, hatta kendi varlığını bile ancak akılla idrak eder. Akıl gidince değil dünyayı, kâinatı verseler neye yarar; bilmeyecek, idrak edemeyecek olduktan sonra... Akıl ve ruh sağlığı kişinin kendisi, çevresi ve Tanrı'sı ile uyum içinde olmasına bağlı. Bunun asgarî şartı da bir olan
Tükendi
Din ve akıl üzerinde düşününce, kolayca görülür ki; "Akılsız din olmaz, dinsiz akıl da çok işe yaramaz.." Allah'ın kitabı "hala akletmez misiniz?" buyurarak, dinde aklı şart koşuyor. Sufiler ise "aklı bırakın, öyle gelin!" diyor. Din ve tasavvuf akıl konusunda tam bir zıtlaşma içinde.. Din akıl istiyor, tasavvuf istemiyor. Din akla gelmiş, tasavvuf akla soğuk. Din 'akılsız olmaz' diyor, Tasavvuf 'akılla olmaz' diyor. Din 'aklını başına al' diyor, tarikat ' aklını başından at' diyor. Din aklı göreve çağırı
Tükendi
"Erkek İşte! Döver de, Sever de!" "Dövülmüş, itilmiş, hakarete uğramış; ötesine berisine aldığı tekme tokat darbeleri ile sızlayan kemiklerinden çok, yüreğindeki acıyla kıvranan 'kadın!' Ta, çocukken hayalini kurduğu; evcilik oynarken oyunlarını, genç kızlığında rüyalarını, onu eş olarak kabul ettiğinde hülyalarını süsleyen erkeği tarafından en aşağı hareketlere uğramış zavallı 'sevgili!' Onun çocuklarını doğurmuştu hâlbuki! Bütün temiz duyguları ile anne olmuştu; onun çocuklarının annesi! Kardeşl
Tükendi
Erkek üzerinde etkili olmak ve onu yönetmek için sadece dişilik yetmez. Bunun için kadınca bir sanat gerekir. Başarılı olmak istiyorsanız bu sanatı iyi öğrenmelisiniz! Çoğu erkek kadın karşısında oldukça zayıftır. Bu zayıflıklar ya da bir anlamda zaaflar, kadınlar tarafından yönetilmeye o kadar yatkındır ki, şöyle desek yanlış olmaz; "Erkekler dünyayı idare eder, kadınlar da onları!" Erkeği tesir etmenin,yani bir anlamda onu yönetmenin püf noktaları şimdi elinde.
İhtiyaçlar, insanın tutsak edilmesinde en önemli etkendir. Yeme içme, korunma, barınma, üreme, inanma, sevme gibi ihtiyaçları karşılamak için insan kendi onurundan ödün verme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Bu yüzden bazen ihtiyaçlar, onurlu yaşamanın önünde engel teşkil edebilir. İnsanlar düşünceleri ile algılar, duyguları ile yaşarlar. Duygu ve temel ihtiyaçlar iyi tanınmadığı takdirde istismara en açık alanlardır. Kişinin, insanlığından ödün vermeden hayatını yaşayabilmesi için öncelikle duyguların
'Ya biri varsa'... Ummadık bir zamanda,beklenmedik bir anda,biri ortaya çıkarsa! İki kişi,iyi kötü yaşayıp giderken,bir başka kadının ortaya çıkması ihtimali! Bir kişinin,birden fazla kişi ile birlikteliği. İster evlilikte, ister evlilik dışı olsun,birinin,karşı cinsten birisiyle birlikte olması!... Birçok evli kadının korkulu rüyası; 'Ya bir gün,biri çıkıp gelirse!'düşüncesidir. Bu ihtimalin beyinlerde bir fobi haline gelmesiyle evlenmekten korkan genç kızlar da maalesef az değil!. Duygusallık,cinsellik,ço
Tükendi
Günümüz toplumlarının önde gelen dertlerinden biri şiddet olaylarıdır. Ne yazık ki, bugün, biz de şiddettin yaygın olduğu toplumlardan biriyiz, Şiddet üretiyoruz âdeta! İnsanda 'şiddet' biyolojik olmaktan çok, 'öğrenilmiş' bir davranıştır. Bir toplumda şiddet ne oranda yaygınsa, o toplum şiddeti o oranda öğretiyor demektir. Anlaşıldığı gibi, şiddet, sadece kaba kuvvet içeren davranışlar değildir; hakaret, aşağılama, tehdit, maddi kısıtlamalar, zorla evlendirilme gibi hususlar da şiddet kapsamında yer alır.
Tükendi
Tanrı algılaması bozulmuş toplumlarda hiçbir şey düzgün gitmez! İnsanoğlu, kendisini en çok etkileyen şeyi o kadar kolay yüceltiyor ki! Tanrılaştırıyor adeta! Malını, mülkünü, servetini, mevkiini, makamını.. Bir lideri.. Hatta devleti! Duyguların en yoğun yaşandığı zamanlarda, karşı cinsi Özellikle de, kadınlar eşlerini bütün bir ömür sahte tanrılara heba ediliyor gibi! Kadını aşağılayan kültür ve inançlar zemininde, erkeğin yüceltilmesi de böyle bir problem. Bu problemin ortaya çıkardığı
Yaratılışın sırrı sevgide.. İnsanoğlunun, doğumundan itibaren, hatta doğmadan evvel başlayan ihtiyacı sevgi. Bütün duyguların en güzeli Hayatı amacına taşıyan, kalpleri birbiri ile kaynaştıran; huzur ve mutluluğun vazgeçilmez temeli! Sevgiyle yeşerecekken tüm güzellikler, ne yazık ki, günümüz insanı sevgisizlikten muzdarip. Sevgisizliğin arka planı öfke ve kötülüklerdir. Kişi ailesine, eşler birbirine, komşu komşusuna, millet yöneticisine, devlet halkına sevgisiz ise, güven yok de
Burada anlatılanlar yönetici ile yönetilenler arasında gelişen ya da gelişebilecek hastalıklı etkileşimler ve sonuçları ile ilgilidir. Herhangi bir kişi ya da grup hedef alınmamıştır. Okuyucu bildiği, tanıdığı veya katıldığı grup ve yöneticiler üzerinde, burada verilen bilgi ve tahlillerle değerlendirmeler yapabilir. Bizim amacımız toplumsal problemlerden biri ve belki başta geleni olduğuna inandığımız "yöneticiyi putlaştırma" olgusuna dikkat çekebilmek ve "yukarıdakileri" anlamaya yardımcı olmaktır; gerisi
Kendi dinine önem verenlerin, başka inanca bağlı olanlarla iletişim kurması çok önemlidir. İnsanlar birbirlerinin inanışlarından haberdar olmalı, başka inançları da inceleyebilmelidir. Bu bir ihtiyaçtır. Dinlerarası diyalogdan çok dindarlar arası diyalog olarak ifade edilebilecek bir gayret olur bu! Özellikle kendi inançlarına güvenen ve bunu duyurmak isteyenler için önemli bir faaliyettir diyalog. Dindarlar arası diyalog neden olmasın? Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında bir irtibat olacaksa, o zaman i
Tükendi
Evlilik gibi, hayatımızı oldukça uzun ve derinden etkileyecek başka bir karar yok! Etkileri bir ömür sürecek, yaşadıkça yere konamayacak bir yük! Son derece önemli bir karar! Bu karar nasıl ve neye göre verilmeli? Mutluluğu getirecek, kaliteli bir hayat yaşamaya yardımcı olacak kararın unsurları neler olmalı? Madem ki evliliğimizin kalitesi hayatımızın kalitesini tayin ediyor, öyleyse bütün mesele, kaliteli bir evliliğin nasıl kurulacağıdır! Taraflar nelerden kaçınmalı ve nelere yönelmeli? Erkek kadında
"Kadınlık" cinsellikle başlar, doğurmakla tamamlanır. Doğurma olmazsa "kadınlık" yarım kalır. Bu ise sadece birlikteliği değil, kadın için hayatın anlamını da tehlikeye sokar. En uzun arkadaşlık 'hayat arkadaşlığı', en kısa arkadaşlık 'yatak arkadaşlığı'dır.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 28 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1