Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Alevîlik; bir din, mezhep veya tarîkat ve hatta bir cemaat adı değildir. İslâmî bir düşünce, felsefe, hayat ve düşünce tarzı veya İslâmî kültür, İslâm’ın farklı bir yorumu olarak ele anılabilir.Alevîlik, İslâm’ın farklı bir yorumu olmakla birlikte, Alevîlik anlayışının da çok farklı yorumları vardır. Bu sebeple Alevîlik konusu, incelenmesi zor, zor olduğu kadar da tehlikeli bir konudur. Ne var ki; yanılgıları ve yanlış değerlendirmeleri, ayrılıkları ve sürtüşmeleri önlemek için, birleştirici - bütünlükçü bi
Tükendi
İnsanlarımızın bir kısmı, Ankara'da yaşayanların ise çoğunluğu, Hacı Bayram Câmii'ni biliyor olsa da, Hacı Bayram-ı Velî hakkında bilgi sâhibi olanların sayısı, memnûniyet verici olmanın hayli uzağındadır. Hacı Bayram-ı Velî mutasavvıftır. Tasavvuf ehlidir. Günümüz insanının O'nu ihtiyacı vardır. Pek çok insan, huzur ihtiyacını; yoga, meditasyon, tantra, zazen ve pilates gibi temelsiz ve sadâkatsiz meşguliyetlerde, ve de ne yazıktır ki New Age gibi bataklıklarda arıyor. Sâhillerde, yaylalarda, yurt dışında
Tükendi
Dünyamızın mevcut düzeni, insanlığa huzur müjdesi veremiyor. En problemsiz toplumlar bile yakın veya uzak bir gelecekte, ‘kelebek etkisi’ kavramı sebebiyle huzursuzluk tusunamisinin kendilerine de ulaşabileceğinden endişe ediyor.O halde, yeni bir medeniyet anlayışını inşa etmek mecburiyeti söz konusudur. Denilebilir ki yeni bir medeniyet anlayışı, insanlığın huzuru için beka meselesidir.Beklenen ve özlenen medeniyet Matüridi’nin akıl, din, bilgi, hürriyet ve saadetle alâkalı olanlar başta olmak üzere bütün
Tükendi
Hanım mütefekkirlerimiz sıralamasında açık ara ile zirveye yerleşmiş bulunan Merhume Sâmiha Ayverdi Hanımefendi, 27 Nisan 1968 târihinde Türk Muallimler Birliği'nin tertip ettiği İkinci Dil Kongresi'nde yaptığı açış konuşmasına şu cümle ile başlıyor: "Bugün Türk münevveri; fikrî, içtimâî, iktisâdî dağ dağ önüne yığılmış meseleleri arasından niyet çeker gibi, herhangi birini alırken; önüne getirilen ve âdetâ ‘Beni atlayıp nereye böyle?' diye feryat ederek kendisini öne süren bir millî dâvâ ile karşı karşıya
Tükendi
İlk Türk- Müslüman devleti olduğu kabul edilen Karahanlı dönemi kültürünü günümüze taşıyan eserlerden biri olan Atebetü'l-Hakâyık hakkında ciddî çalışmalar yapılmıştır. Fakat bu çalışmalar benzer mevzulardaki diğer eserler hakkındaki araştırmalara nazaran, sayıca azdır. Türk dili ile yazılmış Türk-İslâm döneminin ilk örneklerinden olan Atebetü'l-Hakayık, çok kıymetli bir dil yadigârlarımızdır. Türk dili târihi ile alâkalı olarak 12. yüzyıldan günümüze ışık tutmak, bilgi aktarmak gibi bir vazife görmektedir
Tükendi
En büyük Müslüman-Türk fakîhi, milletlerarası hukuk ve kelam âlimi Serahsî, (Doğumu: Hicrî 400, Milâdî 1009-1010, Vefatı: H. 481 M. 1090) kadim Türk yurdu Horasan bölgesindeki Serahs şehrinde doğmuştur. Bütün hayatı boyunca Türk diyarlarında eğitim görmüş, dönemin en büyük Türk Cihan Devleti Karahanlılar yönetimindeki şehirlerde yaşamış, hapse atılmış ve târihî Türk şehri Fergana'da ebedî âleme intikal ettikten sonra günümüzde Kırgızistan Cumhuriyeti sınırları içerisinde bulunan Özgen şehrinde ebedî istirah
Tükendi
Yirminci yüzyılın ikinci yarısına kadar ?şehidlik' kavramı dar bir alanı kapsıyor ve tartışma konusu olmuyordu. Alan genişleyince mânâ kayıpları hissedilmeye başladı. İslam adına hareket ettiklerini iddia eden silahlı terör grupları sebebiyle ?cihad' kavramı hakkında da tereddütler ve hatta mânâ sapmaları meydana geldi. Tartışmalar, daha geniş bir sahâya yayıldı. ?Gazilik' kavramı ise mevzuatımızda zâten net ve sâbit bir bir şekilde târif edilmemişti. Bu kitabın yazıldığı günlerde yeni düzenlemeler yapılıyo
Tükendi
Tarih denildiğinde genel olarak siyasî olaylar ve savaşlar akla gelir. Siyasî olayların da millî kültürlerden kaynaklanan sebeplerle gerçekleştiği gerçeği göz ardı edilir. Bu sebeple tarih kitaplarının çoğunda milletlerin kültür, sanat, ilim ve edebiyatına ait bilgiler bulmak zordur. Bu alanın kültür ve sanat tarihçilerine ait olduğu kanaati hâkimdir. Oysa ki tarih bir bütündür. Devletlerin idarî yapısı, ekonomi hayatı, milletlerin sosyal dokusu, sağladığı teknolojik gelişmeler, tarih ilminin ilgi alanınd
Tükendi
Tarihte, Irak adında bir ülke henüz yokken ve de Türklerin büyük göçlerle Anadoluya gelişinden önceki dönemlerde, günümüzdeki Irak topraklarında Türkler vardı. Tarihçi Abdizâde Hüseyin Hüsâmeddinin verdiği bilgilere göre; İslamiyetin nâzil olduğu 610 yılında Irak bölgesinde çok sayıda Türk aşireti ve Türk Beyliği bulunuyordu. En çok bilineni Banuklu aşireti idi. Bu aşiret Banukya denilen şehirde yaşıyordu. Arap Orduları 632 yılının ikinci yarısında bu aşiretle savaş alanında karşılaştı. Türkler, kalabalık
Tükendi
Türkmenler, Selçukluların ve Osmanlının atalarıdır. Günümüzde; Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistanda bağımsız devletlerinde, Irak, İran, Suriye ve Afganistanda; ülkenin aslî unsuru veya azınlık konumunda yaşıyorlar. Hepsi de Türkmen olarak da anılan Irak, İran, Suriye ve Afganistan Türkleri, köken itibariyle Türk olmakla birlikte, aralarında boy akrabalığı yoktur, soy birliği vardır. Irak Türkleri, yaşamakta oldukları bölgenin en eski sâhiplerindendir. Buna rağmen, ata topraklarında insanca yaşama hakkı
Tükendi
Milliyetçilik düşüncesi; statik (durağan) değil, çağlara ve milletlerin özelliklerine göre dinamik (değişen ve gelişen) bir yapıya sahiptir. Efradını câmi-ağyarını mâni bir ifade ile denilebilir ki; Milliyetçilik; millete ait maddî ve manevî, ahlakî ve kültürel değerlerin korunması ve geliştirilmesi, dünya durdukça bağımsız ve güçlü bir devlete sahip olarak yaşamak idealidir. Milliyetçilik kavramı, batı dünyası için yenidir. Fransız ihtilali ile doğmuş ve gelişmiştir. Türk milliyetçiliğinin temellerinin m
Tükendi
Bu kitapta, tefekkür mayalayan 50 adet röportaj var. Röportajlar okuyucuyu; sanata, kültüre ve hayata Okyanus enginliğindeki ve derinliğindeki hayatın kendisine götürüyor. Her biri alanında uzman olan 50 kişi, toplam sayısı 1000e yaklaşan sorulara; bâzen efrâdını câmi, ağyarını mâni kıvamında, bâzen de onlarca sayfalık makalenin mâkul ölçüdeki özeti hacminde cevaplar veriyor. Cevaplarda dünün tahlilleri, günün değerlendirmeleri, yarınların tahminleri yapılıyor. İlgi ile tekrar tekrar okunacak bir kitap.
Tükendi
Bu kitap, yalnızca bir sözlük değildir. Gizli kalmış gerçeklere ulaşılmasını sağlayacak bir rehberdir. Satır aralarında sizi hayrete düşürecek, hüzünlendirecek, ve geçmişimizle gurur duymanıza yol açacak hakikatleri öğreneceksiniz. Tarih deyimlerinin yanında, târihin geçmiş dönemlerinde kullanılan, Türkçe´nin zenginliğinin ve güzelliğinin örnekleri olan ve fakat ne yazık ki unutulmuş deyimlerine de yer verilmiştir. Tekrar kullanılmalarına, dolayısıyla Türkçe´mize yeniden kazandırılmasına vesile o
Tükendi
Bu kitap; ister profesyonel olsun, ister amatör… târihe ilgi duyanlara, milletimizin köklerine, inançlarına, coğrafyasına, edebiyatına, ilmine ve irfânına, kültürüne, güzel ve örnek ahlâkına dâir bilgi sâhibi olmak isteyenlere yeni açılımlar sağlamak maksadıyla hazırlanmıştır. Resmî târih kitaplarımızda anlatılanların bir bölümü eksik, kısır ve yanlıştır. Derinliği ya hiç yoktur veya yetersizdir. Biraz da sevimsizdir. Târih kitaplarının, geçmişi bilmekten çok geleceği şekillendirmek amacına yönelik olma
Tükendi
Kültür Zenginliklerimiz isimli kitabı, konusunda kaleme alınmış en kapsamlı eser olarak dikkat çekiyor. Eserin son sayfalarındaki Yararlanılan Kaynaklar listesinde yer alan 110 adet kitap, Kültür Zenginlikleri´nin, ciddî ve yorucu bir çalışmanın ürünü olduğunun göstergesi olarak kabul edilebilir. Eserin ana konusu; Türkiye´de etnik gruplar olarak anılan, biri diğerinden ancak nüanslarla ayrılabilen kültürel yapılardır. Çetinoğlu; bunlara Alt Kültür denilmekle birlikte buradaki alt kelimesinin; basit, aşa
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1