“Sevgili dostum; dünyaya gelirken hiçbirimiz sonsuz mutluluk, daimî huzur, baht açıklığı ya da maddi
rahatlık için bir sözleşme imzalamadık. Kimseden işlerin yolunda gideceğine dair bir garanti ya da söz
almadık. Sadece doğduk. Geldiğimiz bu dünyada mutluluk kadar mutsuzluğa da yer vardı, hem de
fazlasıyla. Ama biz hep kolaya kaçıp mutlu olmak istedik. Gülmek, sevilmek, kazanmak, başarmak,
iyi hissetmek, güzel görünmek istedik. Oysa dünyada ağlamak, sevilmemek, kaybetmek, başarısız
olmak, kötü hissetme
Sıkı çocuklar yitirdik, sert garibanlar
Hep kendini mahvına âşık olanlar
Evlerinden eksilmedi kara ıslık
Gözlerinde külhani bir öfke
Hınçla mezar kazıdılar içlerine
Kolonya içen baba, kömür yardımı, küfürbaz patron
Tükürmedim ağzımdaki kanı, yuttum sessizce
Kaybettik tüm kitapların bildiğini
Öğrendik, kendimizi yine kendimiz yıkar
Keskin bir çiçektir kalbimiz
Hep karanlıkta açar
"İnsan, iz sürmek için dünyadadır. Ruhuna üflenen hakikatin ardı sıra günlerini tüketmek için buradadır ve neyin peşindeyse sonunda ona dönüşecek olandır. Peki, senin peşinde olduğun gerçeklik nedir? Dünya sürgününde hangi kömürün kahrını çekip sonunda hangi elmasa kavuşmayı arzuluyorsun? Ve kavuştuğun elmas sahiden de çektiğin çileye, harcadığın günlere karşılık gelecek mi?"
İnsaniyet Namına, sizleri insan hallerini anlatan bir yolculuğa davet ediyor. Modern yaşam deneyimlerinin doğurduğu bilişsel açmazlar
Babasına benzediğinde yaşlanır erkekler
Artık yapamıyorum dedin, gözlerini benden aldır
Gülümseyen bir fotoğrafınız olmalı, ölmeden önce
Tüm umutsuz adamlar tebessümüyle anılır
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.