Başkan'a uzay programıyla ilgili bir mektup yazıp uzaya gönderilmesi gereken insanları BENİM seçmem gerektiğini belirttim. Kimlerin seçilebileceğini anlatırken birkaç noktaya değindim. Örneğin; bir çantaya sığabilmek, roketin içinde olmak ve doğal olmayan sarışınlık gibi özelliklerin dikkate alınarak seçim yapılması... Eğer tüm bunlara dikkat edilirse uzay programına seçilmesi gereken kişinin zaten belli olduğunu ve dünyanın onsuz daha iyi bir yer olacağını da belirttim. Bu mektubu yazdığımda küçüktüm ve m

Sevgili Salak Günlük, geriye dönüp çok eski anılarımı tekrar okudum. Salata sosunu yedim. Kokulunun burnuna yine Barbienin ayakkabısını soktum. Yaptığım şey yüzünden veteriner beni azarlayınca onu ısırmaya çalıştım ama köpeklerin ısırmalarına alışkın olduğu için hemen geri çekildi. Ben de köpeklerin yapmadığı şeyi yapıp ona tekme attım. gibi başlıklara rastladım. Şimdi ne denli zeki olduğumu düşününce, o zamanlar böylesine salak oluşum beni şaşırttı. Herhâlde bir gün kafamdan zekâ fışkırarak uyanmışım.

Sevgili Salak Günlük, Isabella genellikle bir insanın ısırılmasına bu şekilde aşırı tepki vermez, sadece güler, çünkü ısıran kişi çoğu zaman kendisidir. Olanlar durumu açıklıyor. dedi Isabella... Sonrasında beni kenara çekip, fısıltıyla Şişko Rickynin büyük ihtimalle radyasyon yaydığını, bu yüzden herkesin onun bezlerini çöpe atarken bir kol boyu uzakta tutarak koştuğunu açıkladı. Isabella, Ricky beni ısırdığında, tıpkı süper kahramanların DNAlarının değiştiği gibi benim DNAmın da bir şekilde değişime uğra

Sevgili Salak Günlük Babam bu sabah konuyu açınca matematik hariç tüm derslerimin iyi olduğunu söyledim. Babam, "Bütün derslerin iyi olmalı." dedi. Ben de, "Gerçek hayatta matematik kimin işine yarar ki?" diye karşılık verdim. Babam, "Benim." dedi. "Ben muhasebeciyim. İşim rakamlarla. Faturalar bu sayede ödeniyor." Ben de, "Babacığım." dedim. "Eğer herkesin matematiği senin kadar iyi olsaydı, yapacak bir işin olmazdı. Kabul et, ne kadar az insanın matematiği iyi olursa bizim durumumuz o kadar iyi olur

Sevgili Salak Günlük, Bugün Isabella annesinden para istedi ama Isabellanın annesinin ÜÇ çocuğu var, yani tek çocuğu olan bir anneden üç kat daha acımasız. Bu yüzden hayır, dedi. Annesinin ağzından YETİŞKİN BİLGELİĞİ dökülmeye başladığını fark ettiğimiz an odadan tüymeye çalıştık ama o, bizden hızlı davranıp, Biliyor musunuz kızlar, hayattaki en güzel şeyler bedava olanlardır. diyerek lafı yapıştırdı. Isabella, Para gibi mi? diye sordu. Yani, havadan gelen para gibi. Hayattaki en güzel şey, hiç emek harcama

Bugün okul fena değildi. Aslında, fena değilden daha iyiydi. Angeline, o güzelim uzun saçlarını sırt çantasından sallandırdığı jilyonlarca şeyden birine taktı. Okul hemşi-resi de -ki artık en büyük kahramanlarımdan biri- eline bir makas alıp Angelinein başının sol yanından, 50-60 santim kadar o ipeksi sarı saçları kırpıverdi. Artık Ange-line, ancak sağ yanında duruyorsanız "Dünyanın En Güzel Kızı" gibi görünüyor (Oysa ben, onun boynu ayaklarımın altındayken daha iyi görüneceğini düşünüyorum.).

Jim Benton´in Uskumru Ortaokulundan Hikâyeleri (Sevgili Salak Günlük, Sözüm ona en iyi arkadaşım Isabella -vücudun ruh denen şeyi sakladığı yer onda olmayabilir (Belki de Ruh Hücresi deniyordur. Ben doktor değilim, bilemem.)- bugün fotoğraf projesini açıkladı. Projesinde insanlarla hayvanlarının birbirlerine ne kadar çok benzediğini gösterecekmiş. Bunun için de sınıftaki herkesin hayvanıyla fotoğrafını yan yana asarak kafeteryada sergileyecekmiş. Ben ve Kokulu yan yana...

Sevgili Salak Günlük, Angeline ile arkadaş oldum. Aslında bu Otomatik bir Arkadaşlık. Ben de ister istemez bu durumu kabul etmek zorunda kaldım. Ve şimdi elimden geldiğince bu arkadaşlığın tadını çıkaracağım. Eğer onunla arkadaş olmasaydım, Carol teyzemle Angeline'in dayısı boşanmak zorunda kalacaklardı. Böyle bir durumda onları yaşamlarının sonuna dek bunalımın karanlık, dipsiz kuyusuna yuvarlayacaktı. Suçluluk duygusuyla ezilen Angeline ise eski, pis bir akıl hastanesine kapatılacak ve yıllarca orada kal

Franny için hayatının en önemli anlarından biridir. Önce üçüncünün ismi okunur, daha sonra ikincinin... Sıra birinciye geldiğinde ödülü kimin aldığı neredeyse bellidir. Ama Franny isminin okunmaması için içten içe dua eder. Tüm bunlara ne gerek var, diye düşünür. Sertifikasını versinler, yerine otursun ve her şey olup bitsin ister. Bayan Pearce sertifika dayazan son ismi okuyacağı anda bütün salon önce nefesini tutar, fakat sonra öğretmen de dâhilolmaküzereherkeskahkahalaraboğulur. Evet olanlar olmuş, Frann

İÇİNDEKİ ÇILGIN MUCİTİ KEŞFETMEK İSTEYEN TÜM ÇOCUKLAR İÇİN... Bir çocuk için okulda görünmez olmak her türlü yaramazlığı yapabileceği anlamına gelebilir. Özellikle de sıradan bir çocuk olmayıp, Franny gibi çılgın bir mucitse... Franny bu kez, arkadaşlarına icatlarla uğraşmanın ne kadar muhteşem bir şey olduğunu göstermek ister. Sıradan hobilerin çocukları eğlendirmediğini düşünerek iki başlı bir robot yapmaya karar verir. Üstelik arkadaşlarının da bu icadına yardım etmesini ister, ama unuttuğu bir şey vardı

İNSANLAR EN İYİ ŞEYLERİ BAZEN SALAKLIKLARI SAYESİNDE YAPARLAR. ÖYLEYSE SALAKLIĞINI ASLA KÜÇÜK GÖRME! Sevgili Salak Günlük, VAY BE! Bugün tam resim dersinin ortasında Müdür Yardımcısı Devon enişte ile Carol teyze kapıya geldi ve sohbet etmek için Bayan Andersondan koridora çıkmasını rica ettiler. Carol teyze öyle hain ve kızgın görünüyordu ki, bir an onu neredeyse annem sanacaktım. Müstakbel eniştem ise üzgün ve kafası karışmış görünüyordu. Üçü; iki dakika kadar başkalarının elinde ne varsa bırakıp daha dik

Çılgın icatlar, tehlikeli deneyler, heyecanlı serüvenler... Tüm bunları Çılgın Mucit Franny'le yaşamak mümkün. Bu kez Franny'nin başı gerçekten dertte, çünkü icat ettiği Büyütücü yüzünden planları alt üst oluyor. Aslında her şey basit bir yanlış anlama ve sıradan bir kazayla başlıyor. Franny artık kendi eseri olan 15 metrelik kanatlı aşk tanrısıyla baş etmek zorunda, yoksa her şey mahvolabilir... Franny'nin çılgın ve komik dünyasını tanımak isteyen tüm çocuklar, haydi, hayal dünyanızı serbest bırakın.

Franny K. Stein sıradan bir kız değildir... O çılgın bir mucittir. Zehirli sarmaşıkları, piranaları, oyuncaklara tercih eder. Canı oynamak istediğinde, evcil yılanıyla ip atlar. Çılgın mucit olmak heyecan vericidir, ama zaman zaman da sakıncaları vardır. Örneğin yarattığı canavarıyla mücadele etmek gibi. İşte Franny'nin maceraları da böyledir. Gelin onun ilk çılgın, sıra dışı macerasına siz de ortak olun ve bu çılgın mucidin neden herkesin sevgilisi olduğunu anlayın.

YENİ BİR AKSANIM VAR. YENİ BİR AKSANIM VAR. YENİ BİR AKSANIM VAR.Sevgili Salak Günlük,Bugünlerde yeni bir aksan edinmeye çalışıyorum. Isabella dün gece bizdeydi, birlikte bir film izledik. Filmde şu ünlü İngiliz kız vardı ve söylediği her şey kulağa çok hoş ya da zekice geliyordu. Şöyle diyordu: “Ah, lütfen kusuruma bakmayın, ama küçük köpeciğim az önce paha biçilmez antika masa örtünüze koca bir buharlı parçacık bıraktı. Çok çok özür dilerim.” Hoş bir aksanınız olunca siz de kırıla döküle, “Ah evet, aslınd

ORASI BALTA GİRMEMİŞ BİR ORMAN GİBİ. DOĞRUSU YA, BİZİM BURASI DA PEK HOŞ KOKMUYOR. Sevgili Salak Günlük, Sosyal bilgiler öğretmenim Bay VanDoy hiç gülümsemiyor. Biliyorum, buna inanmak çok zor, çünkü herkes bir şeylere gülümser, değil mi? Örneğin; Isabella, erkek kardeşlerinin başı belaya girince gülümser. Angeline, diyelim bir çağlayandan ya da tek boynuzlu attan ne kadar daha güzel olduğunu düşününce gülümser. Ben ise tek boynuzlu bir atın bir tekmede Angeline´i çağlayandan aşağı savurduğunu düşününce g

İçindeki çılgın mucidi keşfetmek isteyen tüm çocuklar için... Franny eve gizlice kuduz bir hayvan sokabilirdi. Normal bir olaymış gibi tuvalette elektrikli yılan balıkları besleyebilirdi. Ama başa çıkamadığı tek şey kardeşi Freddy'di... Annesi bu durumun çözümü için onun hayal edebileceğinden daha basit, daha etkin ve daha şeytani bir yöntem bulmuştu. Televizyonun uzaktan kumanda düğmesine basar basmaz Freddy hipnotize olmuş gibi dünyayla bağlantısını kesiyordu. Franny bu yöntemi köpeği İgor üzerinde denem

Güzellik geçicidir, ama nefret kemiklere kadar işler! Sevgili Salak Günlük, Hudson Rivers´ı hatırlıyor musun (sınıfımdaki sekizinci en şirin oğlan)? Üzülerek bildireyim ki onun bir görme sorunu var. Bugün benimle konuşurken Yeni Saç Aksesuarımın Fevkaladeliği´ni fark edemediği gibi, Angeline´in yanından geçtiğini ve savrulan saç-larından fışkıran güzelliği de fark edemedi. Keşke o anın tadını daha fazla çıkarsaydım, ne var ki Hudson´ın bu trajik durumuna üzül-düm, çünkü Angeline´i herkes fark eder.