Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 18 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Savaş sonrasında bütün dünyayı dolaşan, sahada yıllarca yaşayan ve sayısız dile hakimiyetiyle kaynakçaları benzersiz olan bilge bir kuşak vardı. İşte Eliade bu bilge kuşağın son temsilcilerindendi. Bütün ömrü boyunca kutsalın tezahürlerinin peşinden koştu; bilincin oluşumunu açıklamak istiyordu çünkü. Araştırdıkça bütün dünyada, tarih ve mekân açısından hiçbir bağlantısı olmayan toplulukların mitolojilerinde, teolojilerinde ve liturjilerinde ortak paydalar olduğunu gördü. Onun için din artık bir inanç mesel
Elinizdeki kitapta özellikle, ‘'KUTSAL'ın TECRÜBESİ'' üzerinde çok derin tahlillere girerek Eliade, ilk insanın DİNDAR ADAM olduğunu ve Kutsal'ın diyalektiğinin, bütün diyalektik düşüncelerden önce geldiğini belirtmektedir. Felsefî düşünce, irsen ve yapısal olarak DİNÎ olan bir anlam dünyasında karşılanmıştır. Kutsalın diyalektiği daha sonra akıl tarafından keşfedilen bütün diyalektik hareketlerin önüne geçmiş ve onlara modellik görevi yapmıştır. Bunun için, insan aklının, bir kutsala inanmadan, nasıl çalış
Tükendi
Gerçek ve anlamlı bir dünya, kutsalın izdüşümünde saklıdır. İnsan büyük bir kaosun ortasında anlama ancak kutsala ilişkin deneyim aracılığıyla ulaşır. Kutsalın anlamı zamanın akışında çağlar boyunca farklı kültürlerde farklı niteliklere bürünmüş olsa da, özünde insanın iki önemli özelliği yatar: yaratıcılık ve dinsellik. İkisi birlikte mitleri, âyinleri, imgeleri, simgeleri, kısaca "dinsel yaratıları" üreterek insanın deneyimlerine ifade kazandırır, anlam dünyalarını yaratır, evrendeki benzersiz varoluşunu
Savaş sonrasında bütün dünyayı dolaşan, sahada yıllarca yaşayan ve sayısız dile hakimiyetiyle kaynakçaları benzersiz olan bilge bir kuşak vardı. İşte Eliade bu bilge kuşağın son temsilcilerindendi. Bütün ömrü boyunca kutsalın tezahürlerinin peşinden koştu; bilincin oluşumunu açıklamak istiyordu çünkü. Araştırdıkça bütün dünyada, tarih ve mekân açısından hiçbir bağlantısı olmayan toplulukların mitolojilerinde, teolojilerinde ve liturjilerinde ortak paydalar olduğunu gördü. Onun için din artık bir inanç mesel
"Eliade yogayı oluşturan inanç ve uygulamaları çok açık ve seçik olarak betimliyor ve geçmiş Hint dinleriyle bağlantısını kuruyor." –New Yorker "Akademisyenlerin çoğu Doğu metinlerini anlamaya, çevirmeye ya da yorumlamaya çalışırken kendi önyargılarının kurbanı oluyorlar. Eliade bu tuzakların hiçbirisine yakalanmadan mükemmel bir eser ortaya koymuş." –Times Literary Supplement "Yoga üzerine en iyi kitap. Gençliğini Hindistan'da yoga öğrenerek ve uygulayarak geçiren Eliade'nin, Sanskritçe metinlere hakimiyet
Mircea Eliade bir kere daha derin bilgisini ve sentez yapma konusundaki gücünü ortaya koyarak dünyadaki dinlerin anlamlarını ve tarihlerini aydınlatmayı amaçlıyor. Bunun için de dinsel tecrübeyi insanın, geçmişten günümüze kadar pek çok kültürde farklı şekillerde tezahür eden kutsal alan içerisinde yaşama gayreti üzerinden çerçevelendiriyor. "Kutsal, güneş ve ay tapımları, su simgeleri, kutsal taşlar, doğurganlık kültleri, yeryüzü ana, yenilenme ayinleri ve ebedi yenilenme miti gibi konuların incelenmesi,
Tükendi
İnsanın evrendeki benzersiz varoluşunun sırrını açıklayabilecek iki farklı "gerçeklik" olduğunu söylüyor bize Eliade: Mitler ve Rüyalar. İki farklı dünya bu. Mitler Alemi ve Rüyalar Alemi. Peki, aslında ikisi de bir yalana dayanmıyor mu? Yani gerçek olmayana? Gerçeğin arayışında gerçek-olmayandan ne umabiliriz? Mitler, geleneksel, arkaik insanın, "ilkelin" dünyasına açılan bir kapı. Rüyalarsa "modern" insanın bir takıntısı. Meseleyi geleneksel ve modernden açınca, belki de fark etmeksizin son yüzyılın hatta
Savaş sonrasında bütün dünyayı dolaşan, sahada yıllarca yaşayan ve sayısız dile hakimiyetiyle kaynakçaları benzersiz olan bilge bir kuşak vardı. İşte Eliade bu bilge kuşağın son temsilcilerindendi. Bütün ömrü boyunca kutsalın tezahürlerinin peşinden koştu; bilincin oluşumunu açıklamak istiyordu çünkü. Araştırdıkça bütün dünyada, tarih ve mekân açısından hiçbir bağlantısı olmayan toplulukların mitolojilerinde, teolojilerinde ve liturjilerinde ortak paydalar olduğunu gördü. Onun için din artık bir inanç mesel
Bildiğimiz dünya, düşünülenden hep daha geniştir... Bazen katı bir bilimsel gerçeklik içinde kalır, bazen de kültürel modalar halinde kendine daha geniş bir halka bulan astroloji, totem, sihir ve büyü gibi dile dolaşan, bilinçaltında gezinen eğilimlerle farklı düzeylerde yeniden yorumlanır. Ünlü dinler tarihçisi Mircea Eliade'nin eserlerinde birbirinden farklı kültürlerde kendine yer edinen sembol ve imgeler, inanç ve mitler esasen arkaik bir kökeni işaret eder: İnsanın kutsal ile kurduğu bağdır bu. Eliade
Tükendi
"Hayal gücünden yoksun" insanın talihsizliği ve çöküntüsü artık açıklanabilmektedir diyor Eliade: O, hayatın ve kendi ruhunun derin gerçeğinden kopmuştur. Hayal gücüne sahip olmak ise, dünyayı bütünselliği içinde görmektir, çünkü kavramsallaştırmaya gelmeyen her şeyi göstermek imgelerin görevidir. Efsanelerin, masalların, mitlerin gerilediklerini ve simgelerin dünyevileştiklerini gördük, ama bunlar hiçbir zaman kaybolmadılar. En silik varoluşta bile simge kaynamakta, en "gerçekçi" insan bile imgelerle yaşam
Tükendi
Mircea Eliade'nin bu kitabı şamanizmi bir bütün olarak ele alan ilk yapıttır. Bugün elimizde şamanizmin çeşitli türlerine ilişkin hatırı sayılır miktarda belge var. Birçok özgün çalışma da şamanizmin budun-bilimsel, toplumbilimsel, ruhbilimsel incelemesine girişmiştir. Ancak, bu engin bibliyografyayı oluşturan yapıtlar, birkaç önemli çalışma dışında, son derece karmaşık olan şamanizm olgusunu genel dinler tarihi çerçevesinde yorumlama yoluna gitmemişlerdir. Eliade ise bu kitapta şamanizmi bir dinler tarihçi
Tükendi
Antropologlar, sosyologlar, psikologlar ve dinler tarihçileri, yetmiş beş yıldan uzun bir süre boyunca Avustralyalılara tutkulu bir ilgi duymuştur. Bunun nedenleri açıktır: Avustralyalılar avcı toplayıcıdırlar, kültürel olarak yalnızca Güney Amerikalı Fuegianlarla, Kalahari çö-lünün yerli halkı Busbmenlerle ve Kuzey Kutbu'nun bazı Eskimo kabileleriyle kıyaslanabilirler. Dolayısıyla, günümüzde Neolitik-öncesi tipte bir kültür içinde yaşamaya devam ettikleri söylenebilir. Üstelik kıtanın yalıtılmışlığı, hem s
Ayinler, semboller, mitler, kozmik döngüler toplumdan topluma fark göstermekle birlikte geleneksel toplumlar modern toplumların aksine daha döngüsel ve ebedi bir zaman/evren anlayışına sahiplerdi. Ne dış dünyadaki nesnelerin, ne de insan faaliyetlerinin tek başlarına bir değeri yoktur. Ancak göksel/kozmik düzene katıldığı oranda nesneler ve insanlar değer kazanır. Şehirler, tapınaklar ve evler de bu düzene göre inşa edilir, zaman/evren belli ritüellerin devamlı surette tekrarı sayesinde varlığını devam etti
Eliade'ye göre, bütünüyle kutsal-dışı bir dünyada yaşadığını iddia eden günümüz insanları bile, hâlâ bilinçdışı bir şekilde kutsalın belleğinden beslenmektedir. Eliade elinizdeki kitapta ilkel insandan modern zamanlara dek kutsalın uzamda, zamanda, doğada ve kozmostaki tezahürlerinin izini sürüyor. Bunu yaparken de dinsel insan ile dinsel-olmayan insanın bütün insani deneyimlerini karşılaştırıyor. Kutsal ve Kutsal-dışı, dinler tarihine mükemmel bir giriş kitabı olmasının yanı sıra felsefi antropoloji, feno
Toplumların bir kültürel organ olarak varlığı ile aynı yaşta olan erginlenme: savaşçılar kadrosuna girebilmek için öldürülmesi gereken bir canavar, girilmesi gereken tehlikelerle dolu karanlık bir mağara, neslin devamı için gerekli olan yei kuşakların dayanıklılılarının kanıtlanması; büyücüler, rahipler gibi spritüel görevleri yürütenlerin aralarına alacaları adayın kulağına ilk "sırlar üflemesi", gizli bir cemaatin adaylarını "içeriye" almadan bazı zorlu sınavlardan "kapılardan" geçirmesi.. Hepsi de özgün
Tükendi
Mircea Eliade, anıtsal eserlerinin -Dinler Tarihine Giriş, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi- bu cildinde de dinsel düşünceler tarihinin haritasını çıkarmaya devam ediyor. Eski Çin, Brahmancılık, Hinduizm, Budha ve çağdaşları, Roma, Kelt ve Cermen dinleri, Yahudilik, Helenistik dönemin dinsel düşünceleri, mesihçilik ve lyılcı hareketler, dünyanın sonu üzerine spekülasyonlar, iran'daki dinsel sentezler ve Hıristiyanlığın doğuşu, tüm bunlar "harita"nın bu cilttekhparçalarını oluşturuyor. Diğer ciltlerde ol
Tükendi
Rüyaların, aynı anda birçok kişi tarafından, insanın göremediği ama yakınında hissettiği birçok kişi tarafından görülmesi mümkün mü? Bir din tarihçisi olarak tanınmış olan Mircea Eliade, bilimsel çalışmalarının gölgesinde kalmış birçok edebi eserin de yazarıdır. Matmazel Christina için şöyle diyor: "Bu roman genç bir kadının aşk hikâyesi. Fantastik türündeki ilk çalışmam olan kitapta Rumen folklorunun, 1880'lerde büyük şair Eminescu'nun da ilgisini çekmiş bir temasını ele almak istedim... Gündelik tasaların
Tükendi
Eliade bu kitabında, dinler tarihi çerçevesinde yazmış olduğu bazı yazılarını bir araya getiriyor. Bu yazılar; Daçyalıların dinsel kökenlerine, Zalmoksis tapımına, kozmogoniye ilişkin halk mitine, bir devlet (Moldavya) kurulmasına ve bir manastır (Argeş) inşa edilmesine ilişkin efsanelerin mitsel-ritüel anlamlarına, büyü ve esrimeyle ilintili bazı halk inançlarına, adamotuna ve sıradan insanların topladıkları otlara, son olarak da Rumen epik şiirinin, destanlarının beslendiği mitolojilere ilişkin bir dizi i
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 18 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1